Marifet iltifata tâbidir!
Ataların her sözü bir tecrübe ürünüdür. “Marifet iltifata tâbidir, müşterisiz meta zâyidir. İltifatsız mal zâyidir” derken hayatın enerji kaynağının iltifat olduğunu dile getirmişler. Günümüz kadını erkeği çocuğuyla, yazanı çizeni okuyanıyla, vereni alanı uğraşanıyla hepimiz enerjisi tükenen piller misali olduk.
Yapamadıklarımıza endekslendik. Yapabildiklerimizi ise es geçtik. Halbuki herkesin başarısı, marifetleri, maharetleri, hünerleri farklıdır. Aslında bizi birbirimize bağlayan bu farklılıklardır. Lakin karşımızdakilerin hep kendimiz gibi olmasını istedik.
Başarılarımız takdir edildiğimizde, saygı duyulduğumuzda övüldüğümüzde daha da artar. Verdikçe daha çok veresimiz, yaptıkça daha çok yapasımız gelir. Bizler ancak bu şekilde mutlu oluruz. Mutlu olan insan da mutlu etmeye daima hazırdır.
Marifetler iltifatlarla büyür. Hele de iltifat edenler hayatta en çok değer verdiklerimiz yani eşimiz, evlatlarımız, anne babamız ise yaptığımız her işten mutmain oluruz. İçten tatmin olmadan yaptığımız eylemlerimiz ise bizi mutlu etmez.
Motivasyon ve moral kaynağımız iltifattır. Bütün güzel duygularımızı hareketlendiren, kötü düşüncelerimizi güzelleştiren, negatif her ne varsa güzele çeviren, sevdiklerimizle aramızdaki engelleri aştıran bir olgudur.
İltifatı olmayan iltifat edilmeye, yani yaptığı güzellikleri görülmeye layık değildir. Özellikle aile saadetinde sözlere kanat takıp yüreklere işleten en büyük eylem iltifattır.
Hele de tepeden tırnağa duygu olan kadın iltifata mazhar olduysa, evlenen çift aile olmaya adaydır. Her kadın; sevildiğini, takdir edildiğini, saygı duyulduğunu özellikle güvenildiğini iltifat ile anlar.
Hayata duygu eksenli bakışımız özellikle kadın olan bizleri daha çok etkiler. Sözlerin yanında bakışlara bile anlam yükleriz. Eğer sevilmediğimizi, takdir edilmediğimizi, hele de ikinci sıraya konulduğumuzu düşündüğümüz anda duygularımızın esiri olabiliriz. Sağlıklı düşünemeyebiliriz.
Huzur yolu köşemden değerli erkek okurlarıma mutlu olmak istiyorlarsa, ısrarla eşlerine iltifat etmelerini tavsiye ederim. Sevdiğinizi, takdir ettiğinizi eşlerinize muhakkak söyleyin. Ne kadar mutlu olduklarını, kendisinden memnun olduğunuzu, bunun yanında saçına, bedenine, gözlerine bakarak ne kadar güzel olduklarını söylemenizi isterim.
Bizler her zaman güzel sözler duymak isteriz. Bizim gazımız eşlerimiz tarafından anlaşılmaktır. Anlaşıldığımızı hissettiğimiz anda daha anlayışlı oluruz.
Unutmayın! Her sevilen kadın güzeldir. Takdir edilen kadın mutludur. Hele de kendi hayalleri uğruna bir şeyler yapıyor ve tatmin oluyorsa huzurlu kadındır.
Toprak misali olan bizler kendimizi güzel, mutlu ve huzur içinde hissedersek bize verdiğiniz her şeyi katlayıp fazlasıyla size geri vermesini çok iyi biliriz.
Akıllı bir bey hanımına yatırım yapar. Geleceğini bu şekilde garanti altına alır. Göz aydınlığı evlada sahip olmanın ancak duyguları ile oynanmamış bir anne tarafından olduğunu bilmenizi isterim.
Duyguları ile oynanan bir eşiniz olursa daha çok emek vermeniz gerekeceğini bilmelisiniz. Zira GDO’lu, genleri ile oynanmış her ürün ne kadar sağlıksız ise duyguları ile oynanmış her kadın o oranda tehlikelidir. Buna karşı hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim.
Peki hanım okuyucularım! Eşlerimiz bize sevdiğini, takdir ettiğini söylemiyor, iltifat etmiyorsa biz ne yapalım?
Hayatı bize bu güzellikleri yaşatmayanlara, en çok acıyı kendimizin çekeceğini bile bile zehir mi edelim?
Unutmamak gerek! Hayat seçimlerdir. Haklı olmak ya da mutlu olmak. İkisi de ayrı seçimdir. Mutlu olmak da doğru hareket etmekle olur.
Sözüm hemcinsime olduğuna göre ,ev sahibi olarak kendi suçumuzu görmemizi isterim. İsteklerimizi zarafetle, ilgiyle, bilgiyle, fedakarlıkla, istikametle ve yumuşak bir üslupla söylemeliyiz.
Hayatın yaşanılır olması için öncelikle iltifat etmeyi öğrenmeliyiz. Evlendiğimiz zaman arkada olan bütün gemileri yakmalıyız. Kaçışın olacağı her yer fethe kapalıdır.
Bilmem anlatabildim mi?