Mardin-Batman hattında notlar
Bu Ramazan Ayının iki haftasını Diyarbakır, Mardin, Bitlis ve Batmanlıların sesini dinleyerek geçirmek istedim. Yerele özel dertlerini, sıkıntılarını dinledim. Çok güzel duyguların, etkinliklerin yanı sıra halkın anlaşılması kolay sorunları da vardı.
Batman'dan başlamak istiyorum.
İl Merkezinde konuştuğum insanlar yeni anayasa talebini dile getirdikten hemen sonra devletin istihdam sorununa çare bulmasını dile getiriyor. Milletvekilleri Sayın Ataullah Hamidi'nin bu konudaki çabasını takdirle karşılıyor Batmanlılar ve "Hükümet bölgeye özel bir master plan ile gelmeli. Onyılların biriktirdiği mağduriyet son yıllarda azalsa da bilhassa yatırıma daha çok ihtiyacımız var" diyorlar, haklılar.
Batman'dan Gercüş'e gidince yılların siyasetçisi Bedrettin Ekmen ağabeyi dinlemeden olmazdı. Bizi kardeşlik diyarı Midyat'a götürdü. Yerel bürokrasiden Serkan Müdür ile Mücahit Hocayla ve Midyatlı dostlarla görüştük. Güzel ve leziz bir iftar sonrası Şükrü abi, Bilal bey, lezzetine doyum olmayan Çiğerim'in patronu Kinyas beyle ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek'in o mütevazı ve güzelliği yüzüne yansıyan abisi Hacı Ekrem ağabeyle sohbete başladık. Dostlarla Batman'ı ve Mardin'i konuştuk, önümüzdeki süreçte nelerin olabileceğini uzun uzun konuştuk. Kendilerinden son derece özel ve yararlı bilgiler aldım. İleride inşaallah bu bilgileri pek çok yazıma yansıtacağım. Lakin;
İstihbarat ile ilgili olarak dikkat çeken "haber kanalları sağlıklı değil, sanki aldıkları haberleri birbirlerinden saklıyorlar" tespitlerini diğer illerde de duyduğum için önemsiyorum.
Görüştüğüm bu değerli şahsiyetler "Yatırımlar için başka illeri-bölgeleri karıştırmadan spesifik olarak terörden etkilenen vatandaşın, esnafın, iş dünyasının, sanayici ve ihracatçının yararlanacağı teşvik ve kredilerle yeni bir başlangıç yapılmalıdır. Bölge insanı artık STK'ların gıda kolilerini değil, kendi evlerine kendileri aş götürmek istiyoru2026" diyorlar.
"İnsanımıza imkan tanısın devlet" ve "böylece kendilerinin hiçbir dahli olmadan oluşan şiddet, terör ve anarşi ile kaybettiklerini geri kazanabilsinler" diyorlar.
Gümüş ustaları ile konuştum, bu havzanın bütün güzelliğini taşıyan Ermeni ustanın, "Almanya işine baksın, soykırım tarihçilerin işidir, Türkiye'yi batırmak isteyen Batılı siyasetçilerin değil" ifadesi bu toprakların mayasını ve beraberlik bilincini gösteriyordu.
xxx
Sonraki gün Mardin'e vardık, Midyat'daki dostlarda olduğu gibi Mardinlileri de iyimser gördüm. Nedenini merak ettim. Mardin'e yeni atan Valileri Sayın Mustafa Yaman'a çok güveniyorlar, "Tecrübeli, konulara vakıf, sivil toplumu, şehrin dinamiklerini iyi bilir ve işini yürekten yapan biri" diyorlar Vali Mustafa Yaman için. Halkı iyi tanıyan, dertleriyle dertlenen Milletvekili Orhan Miroğlu ile Sayın Valinin Mardin için çok güzel işlere imza atacaklarına inanıyorlar. 150 bin nüfuslu Midyat'ın ana artellerinin içler acısı hali Sayın Miroğlu'nun çabalarıyla Ramazan Bayramından hemen sonra sona erecekmiş. Bu güzel bir haberdi. Ceyda Bölünmez Hanım için, "Bekliyoruz, 'Ankara'daki gücünü' Mardin için daha verimli kullanırsa Mardin daha çok kazanır" diyorlar.
Yerel siyasete kırgınlar, konuştuğum esnafın, iş adamının yerel siyasetçilerden dert yakınmalarını dinledikçe Ak Parti Genel Merkezinin bu bölgede teşkilatlarda AKP-Ak Parti farkını gözetmediği için kaybettiğini daha iyi anladım.
xxx
Akşam iftar sonrası Mardin'de çok yararlı bir toplantıya katıldık.
Mardin'de USTAD'ın (ULUSLAR ARASI STRATEJİK VE TAHLİL MERKEZİ/International Strategic Analysis And Research Center) yılda bir ve USTAD'a özgün yöntemle gelenekselleşen "4. Stratejik Hamleler Toplantısı"na katıldık.
Mardin merkezli USTAD en kritik zamanlarda ses veren bir sivil kuruluştur. Denetleme Kurulunda yer almaktan onur duyduğum USTAD terör, Suriye, Paralel yapı, Çözüm Süreci ile ilgili "yerli" bir sese sahip olduğu gibi, başkanı ile içinde yer aldığı ORTADOĞU ÇÖZÜM PLATFORMU ile gerçekleştirdiği etkinliklerle de bölgede milletin, ümmetin şahlanışını dert edinmiş bir sivil organizasyondur. Buradan İzmir, Manisa, Aydın ve ilçelerine kadar gidip "zehir içmeyi" göze almıştı USTAD'ın Başkanı Ahmet Akgül. Keza herkesin tırsıp "dur bakali n'olcek" diyerek kenara çekildiği günlerde, PDY ile ilk günden itibaren mücadele başlatan bir sivil örgüttür USTAD.
Bu aralar çirkin modanın sahibi birileri kıskançlıklarını ilin erk sahibi yetkililerine ileterek USTAD'ı "Paralelcidir" diyerek gözden düşürmeye çalışıyorlar. Bu kadar çirkefleşmenin sebebi u2013küçüklük de değil- olsa olsa ufalmadır. Benim içinde yer aldığım, gençliğinden beri bildiğim ve ömründe paralelcilerin semtine uğramayan, etkinliklerinden, aboneliklerinden uzak duran başkanı Sayın Ahmet Akgül ve USTAD neferleri için paralelci diyenlerin hangi paralel ilişkide olduğunu merak ettim araştıracağım.
Araştıracağım, çünkü 17/25 Aralık sürecinde USTAD'cılar alanda paralelcilere karşı adeta "direniş" sergilerken, kendilerinin neden bu süreçte 'galip gelenin yanında yer almak için' kuytu köşelerde tilki kurnazlığıyla "dostmodern darbe"nin sonucu beklediklerini öğrenmek istiyoruz.
Neyse, bu basitliklere şimdilik bu kadar cevap yeter.
Evet,
Diyarbakır, Mardin, Çorum, Rize ve Arnavutluk'tan katılımcıların olduğu birbirinden değerli akademisyen, STK Başkanı, kanaat önderi, hukukçu, eğitimci, işadamı ve çoğu üniversite öğrencisi olan cevval Genç USTAD temsilcileri ile 5,5 saat süren beyin fırtınası gerçekleştirdik.
İftardan sonra saat 21.00'da başlayan ve Ana Teması "Coğrafyamızdaki Şekillenmeler ve Olası Senaryolar" olan program sahur vakti 02.25'e kadar 4 aşamalı yürütüldü. En İyi Senaryo ile En Kötü Senaryo temsilcileri temsil ettikleri ülke, grup adına tezlerini ve alternatiflerini ortaya koydular. Bu çalışma USTAD'ın sitesinde yayınlanırsa pek çok kişi, kurum ve kuruluş için ciddi referans niteliğindedir.
USTAD toplantısını kısaca özetlemem gerekirse:
Coğrafyamızda Türklerle Kürtler yeniden bin yıla beraber yürüyecekler. Emperyalist maya tutmayacak.
Avrasya jeopolitiği ve Afroasya jeopolitiği kavgası kızışacak. Türkiye seri kararlar alabilmeli, bunun için başkanlık şart.
Devletlerin ebedi dostlukları da düşmanlıkları da olmaz.
Türkiye Barzani ile daha stratejik hamleler atmalı.
Türkiye Rojava'ya, Türkmen Diyarı'na kol-kanat germeli.
Dedim ya, gerçekten de doktoralık konular konuşuldu, ilgililerin istifade etmesini temenni ediyorum.