Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.29
Gram Altın
2909.83
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Şubat 2020

Manhattan’daki Yurt!

Yıllar evvel…

Ensar Vakfı’nın da kurucuları arasında bulunduğu TÜRKEN gönüllülerinden bir grup ile New York’ta sohbet etme imkânını bulmuştuk.

Bize, ABD’ye eğitim için giden Anadolu evlâtlarının huzurlu ve emin bir şekilde barınabilmeleri için yapılması düşünülen “devasa” binanın projesini göstermişlerdi.

Arsa alınmış, proje hazırlanmış, temeli atma noktasına gelinmişti.

Bu aşamaya kadar büyük bedeller ödenmişti, bundan sonrasında da büyük kaynaklara ihtiyaç vardı.

Kolay değil; ABD’nin en pahalı merkezlerinden Manhattan’ın ortasına Türkiye’den gelen gençlerin barınabilmeleri ve her türlü kültürel ihtiyaçlarını giderebilmeleri için koca bir bina dikmek gerçekten zor iş.

Kaynağı temin etmek zor, bu hamleden rahatsız olan “güç odakları”yla uğraşmak çok çok daha zor.

O günlerde bu konuda bir yazı kaleme almıştık;

ABD’ye giden Anadolu evlâtlarının birilerine yem olmadan eğitimlerine devam edebilmelerini sağlamanın anlam ve önemine dair.

Yıllar, yıllar sonra bu konu yine gündemde.

Efendim;

Bir şirket, Kızılay’a ABD’de “yurt” yapmak için kurulan Vakfa aktarılmak üzere yaklaşık 8 milyon dolarlık bağışta bulunmuş.

Para önce, ABD’deki Türken adlı Vakfın kurucuları arasında yer alan Ensar Vakfı’na gitmiş.

Ensar da, bu parayı, Manhattan’da yurt yapmakta olan TÜRKEN Vakfı’na göndermiş…

Bizler Elâzığ ve Malatya’da ölümlere, yaralanmalara yol açan depremin acısıyla yanar, depremzede kardeşlerimize dualarla destek vermeye çalışırken…

ABD’deki bu yurt işi gündeme geldi.

İşin içinde “Ensar” da olunca, birileri için bulunmaz malzeme.

Ensar malûm, bir “operasyon” sonucu ağır yara almıştı.

Algı operasyonları karşısında her vakit yenilmiş olan “KÜLTÜREL İKTİDARSIZLIK”tan mustarip “MUHAFAZAKÂR TAKIMI” bu meselede de derdini anlatmayı başaramamıştı.

Dönemin Aile Bakanı’nın, bir kişinin iğrenç fiilini sert bir şekilde kınadıktan sonra, “Bir pislikten dolayı, yıllar boyunca büyük hayır işlerine imza atmış bulunan Ensar Camiası’nı sorumlu tutmak yanlıştır.” açıklaması da, “Bakan’a bak, bir kereden bir şey olmaz’ dedi!” ye çevrilmiş…

Milyonlarca beyin, söylenmeyeni söylenmiş gibi kabullendirilmiş…

Muhafazakâr takımı, her zaman olduğu gibi bu meselede de “algı operasyonları” karşısında sesini duyurmayı başaramamıştı.

Efendim;

Şimdilerde ABD’deki yurt tartışması yine alevlendirilmiş durumda.

ABD’deki yurdun yapılmasından rahatsızlık duyanlarla, onların etkisi altında bulunanların “algı operasyonlarında” ne kadar usta ve etkili oldukları malûm.

Birçok “haber” yaptılar, doğru yanlış kimin umurunda.

Ensar Vakfı’nın açıklamasını da “belki” görmüşsünüzdür.

Görmeyenler için buradan özetleyecek olursak; Genel Müdür Hüseyin Kader imzası ile yayınlanan yazılı açıklamada, Kızılay'dan gelen bağışın ABD'de yurt yapılması için TÜRKEN Vakfı'na iletildiği fade ediliyor.

Açıklamada şu ifadeler öne çıkıyor:

Ensar Vakfı, TÜRGEV ile birlikte 2014 yılında Amerika’da ‘Turken Foundation’ adıyla bir vakfın kuruluşuna öncülük etmiştir. Milletimizin ve devletimizin FETÖ ile mücadelesine her alanda katkı sunmayı sivil toplum sorumluluğu olarak gören Vakfımız; hem yurt içinde hem de yurt dışında FETÖ unsurlarının bu milletin evlatlarına musallat olmaması için bütün gayretiyle çalışmaktadır. Bu amaçla Türkiye’den Amerika’ya eğitim-araştırma için giden gençlerimizin FETÖ kıskacından uzak bir şekilde güven içerisinde barınabileceği bir yurt projesi TÜRKEN Vakfı tarafından hayata geçirilmiştir. New York Manhattan’da merkezi bir konumda bir arsa satın alınmış ve bu arsada TÜRKEN Vakfı Yurdu inşaatı başlatılmıştır. 21 katlı olarak planlanan yurdun önümüzdeki iki yıl içerisinde tamamlanması hedeflenmekte olup şimdiye kadar 12 katı inşaa edilmiştir.Arsa ve inşaat maliyetleri vakıflarımızın öz kaynakları ve hayırseverlerin bağışlarıyla karşılanmaktadır. Hem Amerika’da hem Türkiye’de birçok hayırseverimiz imkânları ölçüsünde bu inşaat projesine maddi desteklerini sunmuştur. Birkaç gündür medya ve sosyal medya mecralarında hayırsever bir şirketin TÜRKEN Vakfı Yurdu için yaptığı bir bağış üzerinden hem Vakfımız, hem şirket hem de milletimizin kurumu olan Kızılay çeşitli ithamlara ve iftiralara maruz bırakılmaktadır. Vakfımızın teşekkürü borç bildiği bağışçı şirket; bir çok vakfa derneğe, şehit ailelerine ve binlerce öğrenciye burs vermek suretiyle yardım eden hayırseverliğiyle tanınmış bir şirkettir. Şirket, TÜRKEN Vakfı yurt inşaatı için Ensar Vakfı’na yapacağı bağışını Kızılay’a şartlı bağış yoluyla yapmayı tercih etmiş, Kızılay da bağışın şartı gereği söz konusu meblağı Vakfımıza göndermiştir. İki yıl önce gerçekleşmiş bu şartlı bağış işlemi Kızılay'ın Elazığ depreminin yaralarını sardığı bir dönemde maksatlı bir şekilde çarpıtılarak Kızılay'ın kendi bütçesinden veya deprem için gönderilen bağışlardan Vakfımıza para gönderildiği yönünde iftira ve karalama kampanyasına dönüştürülmüştür. İftiracıların ve kötü niyetli kişilerin amacının deprem dolayısıyla milletimizin hassasiyetini istismar ederek Kızılay'ı yıpratmaya çalışmak ve Ensar Vakfı gibi devletinin ve milletinin yanında olan kurumları hedef göstermek olduğunu gayet iyi biliyoruz.”

Evet açıklamanın geniş özeti böyle.

Durum ortada, yapılan iş ortada.

Bina kaçınca kata gelmiş, ürün ortada.

Şimdiii…

Gelelim meselenin özüne…

“Esas” meseleye:

Ensar durumu böyle açıkladı, şirket kendi açısından durumu izah etti, vesaire ya…

Bu açıklamaların medyadaki, özellikle de algıları şekillendiren sosyal medyadaki yansımalarına baktım…

Google’a “Ensar- Kızılay-Şirket-Bağış” vesaire, ilgili kelimelerden oluşan “anahtarları” yazdım.

Karşıma hep “algı operasyonu çeken” medya organlarının yayınları çıktı.

Arama sonuçlarının ilk sıraları ve hatta ilk sayfasının tamamı bunlar tarafından kapatılmıştı.

Vatandaşlarla, özellikle genç vatandaşlarla konuştum.

Çoğunun dilinde “algı operasyonu çekenlerin” söylemleri vardı.

Yani…

Algıları şekillendiren mecralar “algıcılara” kaptırılmıştı.

Bir “algı operasyonu” daha, muhafazakârların “yenilgisiyle” sonuçlanmıştı.

Siz ne kadar açıklama yaparsanız yapın, “Kültürel İktidarsızlık”tan mustarip iseniz…

Birlikte hareket edebilmeyi de beceremiyorsanız…

Döverler!..