Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.24
Gram Altın
2959.80
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
30 Ağustos 2016

Maneviyatı tahkim etmek

Bütün İslam Coğrafyası bir savaşın içinde.

Bu çok yönlü ve geniş bir coğrafyada devam eden savaşın merkezinde ise Türkiye bulunuyor. "Ehlileştirilip kontrol altına alınması gereken doğal düşman" statüsünü her daim üzerinde taşıyan Türkiye'ye karşı yapılan saldırıların temelinde , Tarihi misyonu, stratejik coğrafi konumu ve dağılmış mazlum coğrafyaya liderlik edebilecek potansiyele sahip olması yatıyor.

Hayatın her alanında devam eden siyasi, kültürel ve ekonomik kavganın neticesidir savaş. Bütün bu alanlarda kimin dayatması kabul edilecek, kim rakibinin inancını, geleneğini, kültürünü, ekonomi modelini, eğitim müfredatını, yaşam tarzını değiştirecek, kim kime yer gösteren olacak, son tecritte sıcak savaş belirler.

Bütün tarih boyunca da bu böyle olmuştur.

Üstad Necip Fazıl'ın ifadesiyle "Maddi yönüyle kurtarılmış, manen esir edilmiş bir ülke" olarak çıktığımız İki Cihan harbinden sonra, tabir caizse bütün genetik kodlarımızı değiştirecek şekilde inşa edilen yeni düzenin ruhumuza taktığı prangalardan kurtulma zamanlarındayız.

Fakat ısrarla birileri bu ruhu törpüleyerek, yine ruhu esir edilmiş kalabalıklara çevirme derdinde bizi.

15 Temmuz işgal girişimi, Emperyalist güçlerin uzun bir hazırlık süreci sonrasında yaptığı fiili bir hamleydi, başaramadılar. Bu saldırılar değişik şekillerde, farklı kişi ve gruplar üzerinden devam ediyor. Bir taraftan iç savaş çıkartma çabaları, diğer taraftan direnişin ruhunu kırıp milleti manevi zemininden kopartmaya çalışanların oluşturmak istedikleri hava bu dediklerimizi doğruluyor.

PKK ile savaş, sınır ötesinde devam eden harekat veya fiili saldırılar bu milletin şahlanışını engelleyemeyecektir . Bu millet, sadece manevi olarak güçten düşürülürek kendi içinde bir birlik zemini oluşturamazsa durdurulabilir. Bunun farkında olan güçler, zihni iğdiş edilmiş, beyni ve yüreği ele geçirilerek kendi inancına, milletine kültürüne düşman kesimler eliyle hamle yapmaktalar.

"Türbanlı polisin tuttuğu..

Türbanlı savcının gözaltına aldığı..

Türbanlı yargıcın yargıladığı..

Başı açık kadınu2026

Adalete güven ??? "

Kadın polislerin başörtüsü yasağını kaldıran karar kabul edilince, meşhur "Türk Aydını !" Emre Kongar'ın yazdığı cümleler bunlar. Tersinin ne manaya geldiğini sorguladın mı demek zahmetine girmeye gerek yok. Bizdeki aydın seviyesi budur. Merhum Atilla İlhan'ın Türkiye'nin yüzde 10'luk hain kontenjanı olduğunu dile getirerek: " Türk aydını dediğimiz kişi, Batı'nın manevi ajanıdır." Sözünü hatırlamak kafi.

İşgalci güç, Amerika ve Batıdır. FETÖ de batı ajanı bir örgüttür. FETÖ üzerinden Müslüman cemaatlere saldıranlar ve başörtüsüne yasak isteyenler, bu cüreti maalesef mevcut konjöktürün katkısıyla, iktidar sahiplerinin de sessiz kalmasından buluyor.

Emperyalist gücün emrinde İslama saldıran bir yapıyı bahane ederek Müslümanlara saldıranlar, Batı yaşam tarzını savunan Batıcılardır. Herşeyi temelden, köklü şekilde ele alıp yeni devlet anlayışı inşa edilmek isteniyorsa eğitimden ekonomiye, bütün temel direklerin Batının dayattığı kurallardan azade, inancımıza uygun sistem inşa ederek manevi tahkim gerçekleştirmeliyiz.

O zaman bu milletin önünde kimse duramayacaktır.