Maneviyatı manalandırmak
İnsan için en doğal ve acil ihtiyaç, kendini yenileyebilmesi, değiştirmesi ve geliştirmesidir. Yaşadığımız ilişkiler, sahip olduğumuz ilgiler, benimsediğimiz değerler ve inançlar, alışkanlık haline getirdiğimiz kalıplar, referans aldığımız kaynaklar, model aldığımız kişiler ve kimlikler, zamanla eskimekte, körelmekte, işlevsizleşmekte ve kaldıramadığımız yükler olarak üzerimize çökmektedirler. Hayatı hiçbir kaynağa, kişiye, kliğe, ilişkiye, alışkanlığa mahkum etmeden sürekli olarak özgürce kendini yenileme, değiştirme ve geliştirme şeklinde yaşamak gibi çetin bir meydan okumayla yüz yüze bulunmaktayız. Kendini yenilemeyen hayat, yaşanmaya değer değildir. Maneviyat, insanın sürekli olarak kendini yenileme faaliyeti, varoluşunu özgürce, coşkuyla, tutkuyla inşa etme çabası ve emeğidir. Maneviyat, emektir, özgürlüktür, yaratıcılıktır, dayanmadır, dayanışmadır, sevmektir ve yaşamaktır.
Maneviyat, hiçbir ritüele, tekrara, taklide veya
mekanikliğe sığmaz. Mekanik, bilinçsiz, ruhsuz bir şekilde yapılan tekrarlar ve
taklitlerin hiçbir manevi ve manalı değerleri yoktur. İnsanların yeniden kendilerini
gerçekleştirmeleri ve sürekli olarak kendileri için yeni sayfalar açmaları, tek
bir zamana, güne ve aya sığdırılamayacağı gibi, standart ve köhne taklitlere ve
ritüellere de sığdırılamaz. İnsan, akılla, ahlakla ve adaletle hep kendine yeni
sayfalar açmak zorundadır. Ataerkillikten, fanatizmden, dogmatizmden,
formalizmden, moralizmden ve relijyonizmden özgürleşmedikçe ve arınmadıkça insanın
varoluşunu yenileyeceği bir maneviyatı gerçekleştirmesi mümkün değildir.
Maneviyat, onlarca asrın köhneleştirdiği kaynakların,
kişilerin ve kalıpların arasında yolunu kaybetmek, onlar arasında çürümek ve
ölmek değildir. Maneviyat, yüzyılların getirmiş olduğu köhne kaynaklardan,
kişilerden ve kalıplardan kurtulmak demektir. Maneviyat, geçmişten radikal bir
şekilde kopmak, bugünü radikal bir şekilde yaşamak ve geleceğe radikal bir
şekilde yönelmektir. Maneviyat, radikal ve sahici bir özgürlük tecrübesidir.
İnsanın, varoluşunu yenilemesi ve inşa etmesi ancak radikal bir özgürlük
eylemiyle mümkündür.
Maneviyat, insanın form ve muhteva olarak sürekli
olarak kendisini reforme etmesini gerekli kılmaktadır. Maneviyat, sürekli bir
reform, değişim ve devrim durumudur. Maneviyat, hayatımızı coşkuyla, tutkuyla,
umutla, aşkla, yaratıcılıkla ve azimle yaşayacağımız derin değerleri ve anlamları keşfetme ve
üretme çabasıdır. Maneviyat, yaratıcılıktır, aydınlanmadır, olgunlaşmadır. Maneviyat,
insanın, insan tarafından insan için insanın kendini yenilemesidir.
İnsanda, hayvanlarda ve diğer canlılarda bir yaşam
prensibi ve enerjisi vardır. Eskimiş, pörsümüş ve çürümüş kaynaklar, kalıplar,
klişeler ve kişiler, insandaki ve doğadaki yaşam prensibini ve enerjisini
öldürmeye ve işlevsizleştirmeye çalışırlar. Maneviyat, insanın içindeki yaşama
enerjisini öldürmeye ve işlevsizleştirmeye çalışan bütün kirliliklere ve
karanlıklara karşı akılla, bilgiyle, emekle ve yaratmayla dirilmek ve
direnmektir. Maneviyat, içimizdeki yaşama ateşinin hiç sönmemesi, hep diri ve
canlı kalması için sürekli olarak hayatımızda yeni sayfalar açmak için mücadele
etmektir. Maneviyat, içimizdeki hayat ateşini diri tutmak için kendimize, insanlara, canlılara ve doğaya nefes
olmaktır. Kendimize nefes oldukça, kozmik düzeyde bütün canlılara nefes
olabiliriz. Maneviyat, nefesimizi köhne kaynaklar, kişiler, kalıplar ve
klişeler için israf etmemek demektir. Köhnemiş ilişkiler, ilgiler, inançlar,
idealler, içerikler, işler ve işe yaramazlıklar için nefes tüketmek, içimizdeki
yaşama enerjisini, diriliğini ve maneviyatını işe yaramaz, anlamsız ve verimsiz
hale getirmektedir. Maneviyatta en önemli soru, nefesimizi en verimli, ekonomik
ve yaratıcı şekilde nasıl kullandığımızdır.
Maneviyat, güzel örnek, ideal model olarak görülen
hiçkimseyi taklit etmek değildir. Maneviyat, hiçkimsenin hayatını olduğu gibi
yaşamak ve ona benzemek değildir. Maneviyat, insanın özel, özgün ve özgür bir
şekilde kendi kendini aklıyla, bilgisiyle, birikimiyle ve emeğiyle
gerçekleşitirmesi demektir. Başkasını taklit ederek hayatı yenileyen bir maneviyatın tecrübe
edileceğini sanmak, tehlikeli bir yanılgı ve yanılsamadır. Başkasını taklit
etmek yerine kişinin sürekli olarak bilinçli bir şekilde kendine bakması ve
kendisini yenilemeye çabalaması gerekmektedir.
Doğru, güzel ve iyi, insanın dışında köhnemiş ve
çürümüş bir yerlerde değildir. İnsan, içindeki yaşama prensibini ve enerjisini
diri ve canlı tutarak kendi inşa edeceği güzelle, iyiyle ve doğruyla varoluşunu
yenileyebilir, değiştirebilir, olgunlaştırabilir ve geliştirebilir. İçimdeki
yaşam enerjisini hep diri trutan
Merve’nin dediği gibi, maneviyat, hayat ağacının diriliğini ve bağışıklığını
güçlendirmek için kendimize güzellik,
iyilik ve doğruluk aşıları yapmaktır.