Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Maneviyat kapasitemizi zenginleştirmek

İnsan, madde ve mana bütünlüğünden oluşmaktadır. İnsanın duygularının, düşüncelerinin ve arkasında bir maneviyat, ahlak ve akıl olmalıdır. İnsan olarak bizi olgunlaştıracak, geliştirecek ve yenileyecek olan üçlü, maneviyat, ahlak ve akıldır. Maneviyat kapasitemizi geliştirmek için aklın ve ahlakın sürekli olarak işbaşında olması lazımdır.

Kuru şekilcilik, doğmatizm ve gelenekçilik ile maneviyat kapasitesinin gelişmesi mümkün değildir. Taklit; teslim ve itaat maneviyatı geliştiren değil, donduran, durağanlaştıran ve öldüren hastalıklardır. Taklidi, itaati ve itaati kayıtsız şartısız iman olarak dayatmak, insanı maneviyat sahibi insanlar haline getirmemektedir.

Maneviyat, dışarıdan bir otoriteye, güce veya yapıya teslim olmak değildir. Maneviyat, insanın varoluşunu gerçekleştirmek için sürekli çaba içinde olması ve cehd göstermesidir. İnsan, bu dünyaya hiçbir güce bağımlı olmaya, hiç kimseye köpek gibi sadık ve bağımlı olmak için yaratılmamıştır. İnsanın bu dünyadaki temel sorumluluğu, varoluşunu gerçekleştirmek için verimli, yaratıcı ve dinamik bir hayat yaşamaktır.

Hayatta her şey gelip geçicidir. Servet, şöhret, hakimiyet ve şehvet dahil her şey gelip geçici tecrübelerdir. İnsanı ve hayatı gelip geçici hiçbir şeyin kölesi ve köpeği haline getirmemek, maneviyatın olmazsa olmazıdır. Hayat, hiçbir şeyin aracı değildir ve hayat hiçbir şeyin hizmetine sokulmayacak kadar değerlidir. İnsan, hayatını ve insanlığını akli, ahlaki ve manevi açılardan geliştirmek için yaşamalıdır. Her şey hayata hizmet etmelidir, ama hayat hiçbir şeye ve hiç kimseye bağımlı olarak israf edilmemelidir.

Maneviyat, meditasyon ve yoga yapmaktan, bazı ritüelleri yerine getirmekten ibaret değildir. Maneviyat, yılın belirli zamanlarında yoğun bir şekilde ibadet yapmak da değildir. Maneviyat, 7/24 tam zamanlı tam işlevsel olmak için cehd içinde olmak demektir.

Herkes için geçerli olan tek bir maneviyat yolu yoktur. Maneviyat, kişiye özgü özel ve özgür bir tecrübedir. Her birey, kendisine özgü maneviyat yolunu bulmakla yükümlüdür. Maneviyat dışarıdan şeyhlere, gurulara, kişisel gelişim uzmanlarına, yaşam koçlarına ve masterlara bağlanarak ve onları taklit ederek kapasitemizi ve yeteneğimizi geliştiremeyiz. Herkes maneviyat kapasitesini geliştirmek için kendisi için kendince bir yol bulmak zorundadır. İnsanın maneviyat kapasitesini geliştirmek için şeyh, mürşit, müceddit, kutup, master, koç denilen hiç kimseye aklını ve iradesini teslim etmesine gerek yoktur.

Maneviyat, sürekli olarak duygularımızı, davranışlarımızı ve düşüncelerimizi aşarak sınırların ötesinde yaşamayı kapsamaktadır. Lafızların dar, yüzeysel ve yapay anlamlarıyla kendimizi ve hayatımızı anlamlandıramayız. Hayatımızı, tabiatı ve varlığımızı zengin anlam dünyaları içinde değerlendirmeli ve idrak etmeliyiz. Şekilcilik, lafızperestlik ve gelenekçilik kalıplarına hapsolunarak hayatın ve insanın esarete mahkum edilmesi, hayatla birlikte kendimizi ıskalamamız anlamına gelmektedir. Maneviyat, insanı ve hayatı kaçırmamaktır.

Maneviyat, geçmişle ilgili değildir. Geçmiş, verimli ve yaratıcı bir maneviyat tecrübesine kaynaklık edemez. Maneviyat, geleceğe aşkla, umutla ve inançla yürümek ve geleceği yol bilmektir. Geçmiş çağların yaşantıları ve kaynakları, sürekli olarak tek maneviyat yolu olarak insana dayatılamaz.Günümüzde maneviyat adı altında insan ruhuna ve zihnine tahakküm eden bir despotizm tarzı mevcuttur. Kendilerine maneviyat gurusu diyen kimseler, kendi düşüncelerinin ve pratiklerinin insanlara manevi huzuru ve kurtuluşu getiren tek yol olduğuna inandırmaya çalışmaktadırlar. Maneviyat kapasitesinin ve yeteneğinin en büyük düşmanı, maneviyat despotizmidir. Maneviyat kapasitemiz, maneviyat özgürlüğüyle gelişir.

Maneviyat, kendimizle, insanlarla ve tabiatla yarenlik etmek ve diyalog içinde olmaktır. Kendisini, insanları ve tabiatı dinlemeyi ve anlamayı bilmek, maneviyatın temelidir. Kendimizi yaşamamız ve geliştirmemiz için maneviyat, önemli bir imkandır. Kendimize göre kendimizce hayatımızı oluşturmak ve yaşamak, sahici anlamda maneviyattır.