Mandacı zihniyet terör kadar tehlikelidir
Mandacı zihniyet; yabancı bir devletin korumacılığından yana olan kimsedir. Bir siyasetçi, kendi milletinin takdirini değil, emperyalistlerden ‘’aferin’’ bekliyorsa o mandacı bir zihniyete sahiptir. Bir siyasetçi, kendi milletinin zekâsına değil, ülkesine zarar veren bir ülkenin vatandaşını kendisine danışman yapıyorsa, o mandacı bir zihniyete sahiptir. Bir siyasetçi kendi ülkesini gidip yabancılara şikâyet ediyorsa, o mandacı bir zihniyete sahiptir.
İsim vermeye gerek yok. Çünkü hem kimlerden bahsettiğimi
anladınız hem de isimlerden ziyade esas bu yazımda eleştiri konusu yaptığım
mandacı zihniyettir.
Mandacı
zihniyet, fıtri eğilimlerin ve ahlaki erdemlerin üzerinde olumsuz etki
eder. Toplumu kimliksizleştirir, yozlaştırır ve çürütür. Akıl üzerinde baskı
kurar, aklın bilgiyle gelişmesini önler. Karanlığı aydınlatmak nurun doğasında
vardır ve bütün mandacılar tarihin her devrinde nura düşman olmuşlardır.
Mandacı
zihniyet, sömürgecileri memnun etmek için milletini, tarihini,
değerlerini aşağılar. Emperyalizme karşı, bağımsızlığı savunan milletini düşman
olarak görür. Fertlerin kalbindeki vatan sevgisini yok eder. Çünkü hiçbir
onurlu insan, mandacılığın gölgesinde kendisini huzurlu hissetmez, hissedemez.
Mandacı
zihniyet, tembelliğin, edilgenliğin, sömürülmenin kaynağıdır.
Fertler arasında sevgi, güven ve dayanışma duygusunun gelişmesine zarar verir.
Bu tespitlerimizin hem tarihsel hem de güncel birçok örnekleri mevcuttur.
Mandacı
zihniyet, uğrunda öleceği veya koruyacağı bir değeri yoktur. Ülkenin
hak ve menfaatlerini koruma refleksleri zayıftır. PKK terör örgütü yaklaşık 40
yıldır bu ülkede kan döküyor, acılar yaşattığını herkes bilir. Peki, bu terör örgütüyle
sınır ötesinde mücadele etme izni veren tezkereyi ret oyu veren zihniyet,
mandacı zihniyet değil midir?
Mandacı
zihniyet, mühendislerimizin göz nuru, emekçilerimizin alın teri olan
İHA ve SİHA’larla onur duymak yerine hafife alır, dalga geçer. Çünkü ne
alternatif bir gelecek kurma hayalleri ne de fikri bir derinlikleri vardır.
Sırtı bilgiye, yüzü emperyalistlere dönüktür. Duyguları da sadece basit
zevklere ayarlıdır.
Mandacı
zihniyet, halkı, sadece tıpış, tıpış kendisine oy veren, söylediği
her şeye sorgusuz sualsiz itaat eden bir yığın olarak görür. Emperyalist
efendilerine köleler gibi boyun eğip itaat ettikleri gibi halkının da
kendilerine boyun eğmesini bekler. Onlar gibi düşünmeyen sanatçı yalaka, onlara
oy vermeyen halkı cahil görürler.
Mandacı
zihniyetin, kurduğu her 10 cümlenin 9’u akıl ve bilimdir(!)
Ancak Atatürk Havalimanı’nda gerçekleştirilen TEKNOFEST için ‘’bu bir panayırdır’’ deyip alay
ettiler. Zira mandacı zihniyet ile ilim adamları arasında sürekli bir mücadele
vardır. Çünkü ilim adamları zihinleri ve ruhları hakikatin nuruyla aydınlatmaya
çabalarken, mandacılar, akıllardaki nuru söndürmeye çalışır. Bu nedenle mandacı
zihniyet en az terör örgütü kadar tehlikelidir.
Toparlayacak olursa, 28 Mayıs Pazar günü iki zihniyet
yarışacak. Bir tarafta sömürgecilerden ‘’aferin’’
bekleyen, tefecilerden para dilenen mandacı zihniyet olacaktır. Diğer tarafta Cihat Yaycı’nın ifadesiyle ‘’benim pergelimin merkezi Ankara’dır’’ diyenler
olacaktır.
Bir tarafta sapıklığı savunan ve en az terör örgütü kadar
tehlikeli olan mandacı zihniyet olacaktır. Diğer tarafta güçlü aileyi korumayı
vaat eden ve tam bağımsız Türkiye diyenler olacaktır. Herkes diyeceğini dedi, bakalım Pazar günü Milletimiz ne diyecek?