Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
24 May 2022

Malatya Kitap Fuarı ve Farabi Battalgazi Anadolu İmam Hatip Lisesi

Her şehir farklı bir rengin ve dokunun temsilidir; insanlar şehirlerin, şehirler medeniyetlerin mimarı. Ruhumuza gülen yüzü, gülümseyen özüyle kuşatıcı ve munis bir portre çizen Malatya, bu sene Sezai Karakoç anısına gerçekleştirdiği dokuzuncu kitap fuarına ev sahipliği yaptı. ,

Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin çalışkan müdavimi Akif Kaplan’ın olumsuz yanıtlara kendini kilitleyen nazik davetine icabet, henüz niyet safhasında güzel bir enerji ile diriltti ruhumuzu. Havaalanında karşılanışımızdan okul programlarına, Güne Bakış programının canlı yayın konuğu oluşumuzdan fuar alanına varıncaya dek olumlu bir atmosferin diri bir titizlikle kol kola girdiğini hissettim. Malatya’daki mihmandarım öğretmen Ahmet Emerce yüzündeki tebessümü bir aksesuar gibi değil de bir parça gibi taşıyan mütevazı bir beyefendi… Pek çok işe aynı anda yetişirken konuklarla derinlemesine alakadar olma gibi bir kabiliyete sahip.

Sınırlı bir zaman dilimi içerisinde gittiğim Malatya’da 13 Mayıs sabahı ilk durağım “Eski Malatya” olarak bilinen Battalgazi’de heybetli bir gelincik tanesi gibi duran Battalgazi Farabi Anadolu Lisesi idi. Okula giderken ulu camii, kervansaray gibi eski ve heybetli yapılar ilişti gözüme. Burası genelde kırsal kesimden ve köylerden gelen mütevazı öğrencilerimizin doldurduğu, yarısı kız ve yarısı da erkek öğrencilerin oluşturduğu bir okulmuş. En üst katta kız talebeler varmış; koridor ve katlar ayrılıyormuş. Okulun bahçesinde ceviz ve kayısı ağaçları arasında birbirinden güzel güller yetiştiriliyor.

Program için beni karşılamaya gelen müdür yardımcısı Akif Dursun kendini yetiştirmiş, her cümlesini bilinç ve birikimin kuşattığı, donanımlı bir genç. Millî takımda bulunmasının yanı sıra yüksek lisans eğitimini tamamlamış olması ve dil çalışmaları gayretli bir ifadenin temsili. Araçta pandemi döneminin öğrenciler üzerindeki etkilerinden okuma kültürüne, Osmanlı geleneğinden ülke problemlerine varıncaya dek pek çok konu üzerinde aydınlatıcı bir hasbihal imkânı yakalıyoruz. Okul bahçesinde beni elinde güllerle, güller kadar mahcup genç kızlarımız karşılıyor. Doğu’nun en güzel yanı mahcubiyet duygusunun yitirilmemiş olması. Arge çalışanı Dilek Kırnıkhanım ve elbette Battalgazi Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Ömer Faruk Kılıçarslan öğrencilerin yanındaki yerlerini almış. Hep beraber müdür beyin odasına geçiyor ve dakikalarca bizi kendisine hapsedecek değerli bir hasbihâlin içinde buluyoruz kendimizi. Ömer Faruk müdürümüz daha önce pek az kimsede rastladığım bir maneviyat ve iyimserliğe sahip. Okul bünyesindeki gençler kadar okulu tamamladıktan sonra ayrılan gençleri de tek tek takip eden, onlarla sohbetler gerçekleştiren ve yaşanan olumsuzluklarda en büyük payın bizlerde olduğunu düşünen bir entelektüel. Sabahları Kur’an sesiyle, ezgilerle karşılıyor öğrencilerini. Bireysel çabalarla ve zaman zaman diyanetten gelen yardımlarla okul kütüphanesine pek çok kitap alımında bulunuyor. Okul pansiyonunda düzenli programlar yapılıyor. Kurum, tüm mütevazılığına rağmen Arakan’da suyu kuyusu bile açtırmış. Müdür bey hikâyesi olan bir insan; onun öyküsünü özel kılan ise pek çok öğrencinin hikâyesini yüreğinde taşıması. Çok zor şartlardan üniversitede ilk 20.000’i yakalayan bir değişim ve dönüşümün öyküsünden, harçlıklarını biriktirip umreye giden gence kadar kıvançla bahsediyor. Puanlı okullarda başarıyı yakalamanın kolay olduğunu; kırsal kesimlerde, ekonomik düzeyi düşük yerlerde önemli olduğunu vurguluyor. Okumaya çok önem veriyor, yoran her öğrencinin arka planında bir kitap yoksunluğu olduğunu ifade ediyor. Öğrencilerimiz mahcup ancak merak ve ilgileri olan gençler. Konferans salonuna geçtiğimizde birbirinden güzel genç kızlarımızın tatlı ifadeleri ile karşılaşıyorum. Uzun uzun soruyor, aldıkları her cevabı kendi yürüyüşlerinde bir yerlere iliştirdiklerini belli ediyorlar. Helen, Meryem, Esma, Seher, Asya, Meryem Nazlı, Şeyma, Melika, Elif, Kübra, Zehra Turan ve diğerleri… Her biri gönlüme bir tebessüm bırakıyor. Söyleşiden sonra imza aralığında da bu soru cevap faslı devam ediyor. Bu arada rahatsızlığı dolayısıyla yanımızda bulunamayan ve arkadaşlarının bahsetmeleri üzerine beni bahçede yakalayan Büşra Yentürk’ün yüzlerce sayfa deneme yazdığını öğreniyorum.

Programdan sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan Bey’in nazik ricaları üzerine ilk kez bir canlı yayın konuğu oluyorum. Hülya Kaya ile Güne Bakış programı yüzümüzü yakan öğle sıcağına rağmen okumanın, kitapların, fuarın merkeze alındığı serin bir sohbetle güzelleştiriyor ânı.

13 Mayıs günü saatler 14.00’ü gösterdiğinde belediye ve il başkanlarının, rektör ve rektör yardımcılarının, vali, milletvekilleri, esnaf ve ticaret odalarının, muhtar ve yazarların olduğu kalabalık bir grupla Sezai Karakoç anısına düzenlenen fuarın açılışı gerçekleştiriliyor. Böylece Malatya birlik ve beraberliğin üst düzeyde konuşturulduğu bir şehir olduğunu hâl lisanı ile arz ediyor… Açılış konuşmasını yapan İhsan Fazlıoğlu çağdaş ve neoliberalizmin konuştuğu bir dünyada şiire neden ihtiyaç duyduğumuzun cevabı noktasında düşündürürken, modern dünyada Tanrı’yı koruma vazifesinin sanata ve sanatçıya verildiğini, öldürülen Tanrı’nın yerine Eliot, Friedrich Nietzsche gibi filozoflar üzerinden sanatın konulduğunu, bu anlamda sanatçının görevinin insanı ayık tutmak, farkı fark etmek, ölümle yaşam arasındaki ince çizgiyi idrak etmek olduğunu söylüyor. “Yoktan da vardan da ötede bir var vardır” mısraını ancak bu bilinçte bir şairin ifade edebileceğinin altını çiziyor. Daha sonra söz alan Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ise Malatya kitap fuarının tarihçesinden ve pandemi münasebetiyle verilen aradan bahsederek okumanın ehemmiyeti üzerinde duruyor. Kuran, Bilge Kağan yazıtı gibi Türk ve İslâm tarihinin değerli belgeleri üzerinden okumayı sanatla özdeşleştiren başkan beyin konuşması büyük bir coşku ile karşılanıyor. Öğrencilerine buldukları her kitabı okumalarını, öyle ki kitaba hükmedecek duruma gelmelerini söyleyen başkanımız sadece ilahi kitaba teslim olmak durumunda olduğumuzu hatırlatıyor. Malatya Milletvekili Öznur Çalık ve Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkçi, diriliş neslinin öncüsünü rahmetle anarken inşaatı devam eden halk kütüphanesinden, Malatya’nın okuma kültüründen, kitaplardan, modernizmin açılımından bahsediyorlar. İlk gün olması nedeniyle ağırlıklı olarak protokolün iştirak ettiği fuara ilerleyen günlerde halkın ilgisinin artarak devam ettiği haberini alıyorum.

Burada ismi Malatya ile yan yana yazılan ve şehri gülümseyen çehresi ile özdeşleştiren Nilüfer Zontul Aktaş hanımefendiden de bahsetmek istiyorum. Malatya’da “Kırmızı Hayatın Rengi Olsun” projesi ile yüzlerce şair ve yazarın ağırlanmasına vesile olan, belediye ile pek çok ortak projeye imza atmaya devam eden, örnek eğitimciliğinin yanında çocuk edebiyatından deneme, şiir ve hikâyeye varıncaya dek çok sayıda eseri Türk kültür ve edebiyatına kazandıran bu eşsiz hanım, çalışkan bir karıncanın fertte vücut bulmuş hâli. Gönlünü, omzunu, hanesini ve en önemlisi gülen yüzünü misafirliğimize açan ve her durakta birinin yüzüne tebessüm bırakan Nilüfer Zontul Aktaş Malatya için büyük kazanım… Kendisine yorgunluğumuzu o engin gönlünde dinlendirdiği için hassaten teşekkür ederim.

Yaklaşık üç yüz yazarı ağırlayan, okurla; eğitimci ve öğrencilerle buluşturan ve hiçbir detayı atlamayan Malatya Büyükşehir Belediyemize ve özveri ile çalışan yetkililerimize teşekkür ederiz.