Makron modeli Sezer usulü Cumhurbaşkanı hazırlığı
2023 seçimleri yaklaştıkça ülkede hem siyasi açıdan hem de ekonomik açıdan kaos ortamı giderek artıyor. Türkiye uzun süredir siyasette hem muhalefet hem iktidar kanadı açısından kendini yenileyemememin sancısını yaşıyor. Diğer taraftan ise ekonomide ise düştüğü orta gelir tuzağında debeleniyor.
Özellikle son haftalarda
döviz kurları üzerinden yaşadığı durum orta gelir tuzağının hayat pahalılığı
ile birlikte ciddi kaos ortamı
yaşanmasının önünü açtığını söylemek gerekir. Bunun sebebi olarak ister
iktidarın faiz indirim politikalarında ısrarı ister farklı nedenler
gösterilsin, ana hedef 2023 seçimlerini etkileyecektir.
Son zamanlarda neredeyse
bütün yazılarımızda vurguluyoruz. Hem siyasette hem ekonomi ve sosyal hayatta
yaşanan gelişmeler 2023 seçimlerindeki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini etkilemeye
yöneliktir. Bizde Cumhuriyet tarihi boyunca
dolaylı veya son iki seçimdir doğrudan Cumhurbaşkanlığı seçimleri dönemi
kaos ortamı yaşanır. Hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun ifadesi ile siyasi
cinayetlere kadar işler gider. Bu konuda “Kemal Bey ve Siyasi cinayetler”
başlığı ile kaleme aldığımız yazıyı hatırlarsınız. Mustafa Kemal Atatürk’ün 5.
Dönem Cumhurbaşkanlığı seçimine 4 ay kala ölümü dâhil her şey ortadadır.
2023 seçimleri öncesi tıpkı ABD, Fransa, İtalya, Almanya gibi
Türkiye’de son 3-4 yıldır siyaset ortamı terazinin kefesinin dengesini elinde
tutmak isteyenlerin müdahale edeceği şekle getirildi. Bunun ilk denemesi
İstanbul seçimleri ile yapılarak test edilmişti.
Toplum hızla siyasal çıkmaz,
Türkiye ise siyasal tıkanıklığa doğru itiliyor. Toplumsal algı iyi analiz
edildiğinde mevcut siyasi kadrolarla gelecek için çözüm bulunmasının imkânsız
olduğu inancına yöneltiliyor.
Siyasal tıkanıklık ile
birlikte son haftalarda döviz kurları endeksli gelişmelerle eş zamanlı Ankara
kulislerinde enteresan senaryoların konuşulması tesadüf olmasa gerek. Son
gelişmeler iktidarın sadece siyasi değil özellikle vatandaşın cebi hatta
ocaktaki tenceresini etkileyecek düzeyde aciz algısı kurgusundan bahsetmek
mümkün. Buna karşı muhalefetinde yaşananları çözmesinin imkânsızlığı algısı da
beraberinde körükleniyor.
Kulislere yansıdığına göre Türkiye’nin partiler üstü, ekonomide
yaşananlara çare olabilecek bir Cumhurbaşkanı adayı hazırlığı yapıldığı
dedi-kodu boyutunda da olsa konuşulmaya başladı. Toplum bu tip bir Cumhurbaşkanı adayına
hazırlanıyor. Bunun ilk örneklerini Fransa’da Makron’un getirilişinde gördük ve
seçimi nasıl kazandığını izledik. Benzeri İtalya’da da gerçekleşti.
Siyasal tıkanıklıkla partiler
üstü, ekonomik kaos ortamı ile de Makron tipi bir aday için toplumun
hazırlandığı unutulmamalıdır. Bu durum tıpkı 1980 Darbesi öncesi olduğu gibi
olgunlaştırma hazırlığı yani.
Türkiye’de önümüzdeki aylarda
Makron modeli bir aday gündeme gelirse şaşırmayın. 2000 yılındaki Ahmet Necdet Sezer’in 5 partinin liderinin
ortak açıklaması gibi Cumhur ve Millet
İttifakının ortak adayı önümüze konursa da şaşırmayın. Partiler üstü,
ekonominin kurtarıcısı, uluslar arası düzeyde başarıları sıralanan adeta toplumun aradığı sihirli bir aday. Haa unutmadan bu adayın kampanyasını da tıpkı Makron ve Trup gibi ‘Cambridge Analytica’
yaparsa tadından yenmez.
Şimdiden kayıtlara geçsin. Böyle
bir plan başarıya ulaşırsa bilin ki Türkiye
Latin Amerika tipi yönetim modeline mahkûm edilmiştir. Bu durum siyaset
kurumunun tam olarak iflası olacaktır.
Kalın sağlıcakla…