Mahremiyet eğitiminde neredeyiz?
Ne
yazık ki gittikçe daha sık rastladığımız ve toplum olarak neredeyse ipin ucunu
kaçıracak hale geldiğimiz noktadayız. Gün geçmiyor ki çocuğa yönelik cinsel
istismar haberiyle çocuk tecavüzcüsüyle tanışmayalım. Çocuklara yönelik
istismar konusunda gerek aileler, gerek ise devlet yetkilileri üzerine düşen
sorumluluğu daha da sıkı tedbirler ile yerine getirmesi, konunun daha çok
önemsenmesi hayati derecede önemli. Çocuklarımızı daha iyi bilinçlendirerek
farkındalık oluşturmak adına istismar durumları ile karşılaştıklarında neler
yapmaları gerektiği, kendilerine kötü niyet ile yaklaşanları sezdiklerinde
neler yapmaları gerektiği, nasıl karşılık vererek korunmaya çalışmaları
gerektiği yönünde bilinçlendirmediğimiz sürece istismar vakalarını daha sık görmeye
devam ederiz!
Bilimsel olarak çocuklarda
kritik dönem 0-6 yaş aralığıdır. Bu yaş aralığında çocuğa “özel bölge eğitimi”, “özel alan”, “kişisel korunma alanı” adı
altında çocuğun kendi kişilik özelliklerini, organlarını tanıması, koruması,
kendi bedeni ile diğer insanlar arasında sağlıklı
bir sınır çizmesine yönelik eğitimler verilmeli. Çocuğun kendi istemediği,
kendi rızası olmadığı müddetçe anne ve babası dışında hiçbir kimsenin bu özel alanlara dokunması, yaklaşması, temasa geçmesi,
bakması dahi müsaade edilmeyecek ölçüde bir eğitim verilmelidir çocuğa.
Hatta o
kadar çok cinsel istismar vakaları yaşanıyor ki, artık anneler haklı olarak
çocuklarını babalarına dahi emanet etmekte tedirgin oldukları, imtina ettikleri
bir dönemi yaşıyoruz. Bu nedenle anneler, şüphe duydukları durumlarda hem
devlet yetkililerinden psikolojik ve teknik destek almalı, hem de çocuklarına
babalarına karşı da özel alanları noktasında mesafeli olmaları gerektiği
yönünde farkındalık oluşturulmalıdır. Çocuklara verilecek mahremiyet eğitimi
alelade olmamalı. Özel bir zaman ayırılmalı. Günlük doğal yaşantı içerisinde,
çocukta psikolojik travma oluşmasına fırsat vermeyecek şekilde, onun anlayacağı
dilden verilmeli. Ebeveynler mahremiyet eğitimini ne ölçüde ciddiye alırlarsa
çocuklar da o ölçüde ciddiye alacağı unutulmamalı.
Çocuklar
maruz kaldıkları istismar konularını korku, endişe, kaygı gibi travmalar nedeni
ile yaşadıklarını çoğu zaman anne babalarından gizlerler. Çocuklarının
davranışlarında anormal bir hareket sezen anne babalar, çocuklarıyla daha fazla
ilgilenip bu konuya girmeden ama konuya dair ipuçlarını yakalamaya çalışarak
sohbet etmeli, etkinlikler düzenlemeli, özetle kaliteli zaman geçirmelidir. Yalnız çok şüpheci yaklaşmamaları
gerekiyor; aksi halde çocukta tersi yönde bir kişilik oluşumu meydana gelir. Aşırı
korumacı, aşırı asosyal bir birey olmasına neden olunabilir. Dengeli olunmalı.
Bu nedenle Aile, Çalışma ve Sosyal Bakanlığı’nın hazırladığı “Mahremiyet Eğitimi” modülü oldukça
faydalı ve işlevsel olup, incelemelerini öneririm. Bakanlık belli periyotlarla
bu modülü revize ediyor. Tüm ebeveynlerin bu modüle ulaşıp okumaları,
incelemeleri önemli olduğunu belirtelim. Gerektiğinde Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmetler Bakanlığından da bu yönde teknik destek alabileceklerini okurlarıma
duyurayım. Bakanlık bu yönde özverili ve her zaman yardım bekleyenlerin
imdadına koşar nitelikte.
Bakanlık
mahremiyet eğitimi modülünü ‘Bebeklik döneminde mahremiyet’, ‘Okul öncesi
dönemde mahremiyet’, ‘İlk öğretim döneminde mahremiyet’, ‘’Ergenlik döneminde
mahremiyet’, ‘Dijital mahremiyet’ ve ‘İstismara maruz kalmış çocuğa yaklaşım’
başlıkları altında konuyu ele almış. Burada mahremiyet eğitimi derken akıllara
sadece okul öncesi veya bebeklik dönemi gelmemeli. Evet bu dönemler kritik
dönemler olarak gösterilebilir ancak ilerleyen dönemlerde de elbette mahremiyet
eğitimi oldukça önemli. Ergenlik dönemimde de bu eğitim teknik olarak devam
etmeli. Belki de en önemli eğitim dönemi olarak geçen hafta buradan ele alıp
yazdığımız Dijital anlamda mahremiyettir.
Birçok
çocuk, hayatının belli bir döneminde dijital ortamda denk geldiği pornografik
görüntüler veya videolar ile mahremiyetine yönelik saldırılara maruz kalabilir.
Çocuğun dijital ortamda neler yaptığı ölçülü olarak kontrol edilmeli ve dijital
ortamın nasıl kullanılması gerektiği nelere dikkat edilmesi gerektiği yönünde
de ebeveynlere büyük sorumluluklar düşüyor.
Özetle teknolojinin yaygınlaşması, sosyolojik olarak toplumun gittikçe dejenere olması, boşanmaların artması gibi etmenlere dayalı olarak başta çocuk istismarı olmak üzere birçok istismar yaşanmakta. Mahremiyet eğitimi risk altında olan çocukları daha iyi korumak adına önemli olup bu koruyucu görev ve sorumluluk öncelikle anne babaların, sonra da devletin görevidir.
Ülke ve ülkedeki anne babalar olarak mahremiyet eğitiminde neredeyiz, ne aşamadayız?