Mahmut ÖZER yıpratılmamalı!
Öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı’nın başına getirilen Sayın
Mahmut Özer’e hayırlı olsun dileklerimizle başlayayım. Çok isabetli bir
tercihte bulunulmuş. Rektörlük, ÖSYM Başkanlığı, Bakan Yardımcılığı gibi birçok
zorlu görevi başarıyla üstlenen Sayın Özer’in Milli Eğitim Bakanlığı’na
getirilmesi çok doğru bir karar. Böyle isabetli bir karar alan ve tercihini
Sayın Özer’den yana kullanan Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eğitim camiası adına
teşekkür eder, Bakan Özer’e bu zorlu görevinde başarılar dilerim.
Kendisine yönelik yapılacak eleştirileri ön görmüş olmakla
birlikte, tüm bu eleştirileri göğüsleyerek Bakanlık koltuğuna otur oturmaz
kendi ekibini kurmakla işe başlayan Özer, en doğru işi yapmış oldu. Nitekim çok
kalabalık bir eğitim kitlesini yönetecek, beklentilerini karşılamaya çalışacak,
eğitim sorunlarıyla cebelleşecek, reformlar yapacak, kalite standartlarını
yukarıya çıkarmaya çalışacak ve üstelik tüm bunları pandemiyle mücadele
döneminde yapacaksanız iş yükünüz daha da fazla olacaktır ki; bu yükün
altından, tüm sorunların üstesinden gelmenin tek yolu iyi bir ekiple yola
çıkmak. Sayın Özer de bunu yaptı. Birçok genel müdürü, daire başkanlarını
görevden aldı; kendisi ile uyumlu çalışacağını düşündüğü isimleri o koltuklara
oturttu. Yani kendi ekibini kurdu. En doğru olanı yaptı. Ayrıca değil MEB için,
tüm Bakanlıklar için geçerli bu; Bakanlık makamına getirilmişlerse kendi
ekiplerini kurmak kadar doğal bir durum olamaz. Bu tüm bakanların en doğal
hakkı.
Daha önceki dönemlerde Bakanlı koltuğuna getirilen isimlerin
farklı meslek gruplarından olduğunu gördük. Belki de ilk defa mühendis kökenli
biri Bakanlık görevini üstleniyor. Milli Eğitimin en temel sorunlarına bakınca
birçok sorunun teknik konular olduğu görülür. Sayın Özer, mühendis kökenli
olması nedeni ile teknik açıdan yaklaşıp sorunları çözmesinin çok daha kolay
olacağını düşünüyorum. Nitekim Bakan yardımcılığı döneminde Mesleki Eğitimde
yaptığı başarıları ve sayısız projelere attığı imzaları bilmeyen yoktur
sanırım. Mesleki Eğitimde o kadar ilerleme kaydedildi ki, hemen hepsi teknik
konulardı. Müşkül konulardı. Tüm sorunlar çözüldü mü, elbette hayır ama baya
ilerleme kaydedildi. Bu ilerlemede Sayın Özer’in çok büyük katkısı olduğunu
herkes biliyor. Benzer şekilde teknik açıdan sorunlara yaklaşıp sorun yumağı
haline gelmiş ve bir türlü çözülemeyen konuları Sayın Bakan, kendi kurduğu
ekibiyle birlikte çözeceğine inanıyorum. Her ne kadar seçimlere kadar kısa bir
süre Bakanlık görevinde kalacak olsa da, bu kadar kısa bir sürede bile birçok
sorunun çözümüne şahitlik etmiş olacağız kanaatindeyim.
Örneğin Ziya Selçuk tarafından gündeme getirilip eğitim
camiasının gündemine sokulan 3600 Ek Gösterge ve Öğretmenlik Meslek Kanunu ne
yazık ki Sayın Selçuk döneminde şu veya bu sebeple çözülemedi. Bu sorunlar
eğitim camiasının en çok yakından ilgilendiği en önemli iki konu diyebiliriz.
Sayın Mahmut Özer döneminde illa ki basın yoluyla ya da farklı şekillerde bu
iki konu gündeme gelecektir. Sayın Özer’in önünde üç farklı yol var; ya bu iki
konuyu çözmekle uğraşacak (çözebilecek veya çözemeyecek), ya bu iki konuyu
farklı yeni bir formata/versiyona dönüştürüp yeniden gündeme getirecek ve
çözümü ile uğraşacak ya da eğitim camiası bu konuda bir beklenti içerisinde
girmemesi için bu iki konu gündeme geldiğinde öyle farklı bir cevap veya
iletişim dili kuracak ki bu iki konu artık eğitim camiasının gündeminden rafa
kaldırılmış olacak. Bakan Bey’in bu üç yoldan hangisini tercih edeceğini
ilerleyen günlerde göreceğiz.
Bakan Bey’in başarılı olmasını yürekten istiyor ve arzu
ediyorum. Bu nedenle kendisine dışardan bir göz olarak şu konuyu hatırlatmak
isterim. Daha önceki dönemde Bakanlık koltuğuna kim oturduysa bazı kesimler
tarafından çok yıpratıldı. Çalışmasına müsaade edilmedi, ayakbağı olundu. Çok
tecrübeli biri olan Sayın Bakanın buna müsaade etmemesi ve her kesime eşit
mesafede çalışmalar yürütmesi yıpranmasını engelleyecektir.
Henüz bir haftası bile olmayan Sayın Bakan hakkında algı
oluşturmaya çalışanlar var. Yazık. Üzücü. Yanılmıyorsam ilk defa teknik kökenli
biri Bakanlık görevini üstleniyor. Bunu fırsata dönüştürmeliyiz. Sorun yumağı
haline gelmiş tüm konuları teknik yaklaşımlarla çözmeye çalışacak olan Bakan
Bey’e yardımcı olmalı, yıpranmasına müsaade etmemeliyiz.
Yeni göreviniz hayırlı olsun Sayın Bakanım.