Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Ocak 2019

Mahmut Balcı’ya

Gittin, ardından beyaz düşler bırakarak gittin.

İstanbul’u bıraktığın gibi gittin.

Bab-ı Ali’ye, Atikali’ye veda etmeden gittin.

İslam şairi Mehmet Akif gibi gittin.

Bir camii kürüsünde vaaz ederek gittin.

Dinini, yurdunu, milletini ve bütün bir neslin geleceğini savunarak gittin.

Vaktiyle bir şairden dinlediğim mısralar vardı.

Bu mısraları benden dinlemeden gittin.

“Aldırma kaldığıma tenhada böyle sessiz

Derdime vakıf olan Simurg bile çaresiz.”

Rabbinle sözleştiğimiz gün

İçimin bir yerinden gelirdi o his.

Gül ağlar, bülbül ağlar, kanat gererdi melekler

............

Buluştu yollarımız doksanlı yıllarda

Korudun bizi Şubat soğuklarından ve Yirmi Sekiz Şubatlarından

Sonra, sonra bir bahar muştusuyla çiçek açtık dört bir taraftan

Ve Haber geldi, Mahmut Balcı ayrılmış İstanbul’dan

Bu ilk ayrılış, mevsimsiz bıraktı ardındakileri

Bense güneye göç etmiş kırlangıçlar karargahındaydım

Saman kağıtlarından mektuplar yazardım sana

O mektupların birine cevap yazmış, gel diyordun Erzurum’a

Erzurum’da kar Urfa’da bahar vaktiydi

Ardına düştük, soğuk bir Erzurum sabahında

Karşıladın bizi o kuytucuk otogarda

Konuştuk Efsane Nehir Fırat’ı, Erzurum’u ve dostları

Günler bir nehir misali, İstanbul ve sahici acıları yaşadın bu anlamsız dünyada

Şimdi seni hatırlayıp sessizce ağlayanlar

Bilmezler mi kutlu bir buluşmadasın.