Mahmut Balcı
Neredeyse hergün tanıdıkların, meşhurların, sade vatandaşların veya yakınlarımızın vefat haberini alırız. Ama ne hikmetse ölümü bir türlü tam kabullenemeyiz. “Daha geçen gün görüştük.” deriz meselâ. Hayret nidası içinde “İki gün önce telefonlaştığımızı” söyleriz. Doğrudur ama ölüm zaten böyle bir hadisedir, apansız gelir. Sizi alıp ötelere götürür. Bu mecburi yolculuğa hiç kimsenin dahli, müdahalesi olamaz. Vade gelmiş, süre bitmiştir. Dünydaki ömür defterinin sayfaları tükenmiş, artık yeni bir hayat başlamıştır. Müminler bunlara inanır da, acaba öte âleme gözleri kapalı kalpleri mühürlü olanlar ne düşünür?
Bâbıâli’nin aşina siması
Cumartesi günü ebedî âleme uğurladığımız Mahmut Balcı Bâbıâli’nin âşina simalarındandı. Onu genelde bir toplantıda, panelde, anma programında veya dost meclisinde görürdünüz. Üşenmez yakın dostlarının küçük faaliyetlerine de mümkün mertebe iştirak ederdi. Böyle bir gönül tarafı vardı. Bizim tanışıklığımız ve dostluğumuz, İstanbul’da Birey Yayınları’nı kurduğu yıllara dayanır. Üretmen Han’ın giriş katındaki dükkânı ilim erbabı, edebiyat dostları ve kültür çevreleriyle dolardı. Gelenler hem kitapları inceler, hem de çaylarını içip sohbet ederlerdi. Sıradışı bir kitapçı ve yayıncıydı merhum Balcı.
1963 Kilis doğumluydu. 1982 yılında liseyi bitirdikten sonra Erzurum İlahiyat Fakültesi’ne gitmiş ve buradan mezun olmuştu. Ama daha öğrencilik yıllarından itibaren aksiyoner kişiliğiyle temayüz etmişti. Okurken bir yayınevi kurmuş, daha sonra bunu Birey Yayınları olarak geliştirmişti. Kendisi aynı zamanda bir yazardı da. Yazarlık kimliğiyle şu eserlere imza attı: İnsanları Tefrikaya Düşüren Faktörler, Özgürlük Paylaşmaktır, Halkın Valisi Recep Yazıcıoğlu, Bir Barış Elçisi Olarak Hazreti Muhammed, Değerleri Yaşamak ve Yaşatmak.
Adanmış eğitimciler!
İyi bir eğitimci, sağlam bir münevverdi. “Atanmış değil adanmış eğitimcilere ihtiyaç var.” diyordu. Kısa bir süre önce Gebze’deki bir toplantıda “Adanmış Öğretmenlik” başlıklı bir konuşma yapmıştı. Farklı kuruluşların faaliyetlerini takip eder, bizim Yeni Dünya Vakfı’nda düzenlediğimiz “Bâbıâli Enderun Sohbetleri”ne de iştirak ederdi. Son toplantılarımızdan birine katıldığında, ziyaret ettiği mukaddes topraklardan getirdiği zemzem suyu ve hurmaları herkese ikram etmişti.
Vaaz verirken vefa etti
Esenler’de vaazını verirken vefat ettiği Mimar Sinan Camii’ne, cenaze namazı için gelen büyük kalabalık vardı. Yayıncı meslektaşları, yazarlar, eğitimciler, Erzurum, Kilis ve Ankara’dan koşup gelen dostları cenaze namazını kıldı, dua etti. Sonra arabalarla Yayla Mezarlığı’na gittik. Yağmur damlalarına hüzün gözyaşları eklendi. Definden sonra aileye taziyetlerde bulunduk. Mahmut Balcı, güzel bir ömür sürdü ve büyük yerden gelen davete uyup ebedî yolculuğa çıktı. Rabbim ona gani gani rahmet eylesin, ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek, makamı âli olsun. O iyi insanı, inşallah hiç unutmayacağız.