Mahkemeye düşmeden uzlaşmaya bakın!

Abdullah bin Mes'ud anlatıyor:

İslam tarihinde hırsızlık sebebiyle ilk ceza gören kimse, Ensar'dan bir Müslümandı. Resu00fblüllah Efendimizin, cezanın uygulanmasından sonra, yüzü bembeyaz olmuştu. Çok üzüldüğü belliydi. Ashap:

u2013 Ya Resu00fblallah, bu iş size çok ağır geldi herhalde, dediler. Peygamberimiz onlara cevaben:

u2013 Siz suçlu olarak yakalayıp bana getirmekle arkadaşınız aleyhine şeytana yardım ederken, ben ne yapabilirim. Bir yöneticiye düşen, önüne getirilen suçluya cezasını tatbik etmektir. Siz onu bana getirmeden evvel düşünebilir, aranızda sulh ve uzlaşma yoluna gidebilirdiniz, buyurdu.

Görüldüğü gibi Allah Resu00fblü'nün hukuk anlayışında taraflar arasında uzlaşma esastır. Mütecaviz tarafın, mağdurun zararını telafi ederek onu razı etmesi, böylece barışmanın sağlanması, işin resmiyete intikalinden daha hayırlıdır. Ancak adlu00ee mercilere intikal etmiş, resmiyete dökülmüş bir davada da Allah Resu00fblü zerre kadar taviz vermez; adaletin gereği ne ise, onu değiştirmeden uygulardı.