Dolar (USD)
35.24
Euro (EUR)
36.80
Gram Altın
2967.60
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Temmuz 2018

Mağdurlar ordusu

Son on beş yılın çalkantılı döneminde yaşamış insanlar olarak yaptığımız yanlışlar elbette olmuştur. 28 şubatın bin yıl devam edeceğinin açıklandığı günlerde laik misin? Müslüman mısın? sorusuna muhatap olan bir vatandaş olarak yaşadığım çok yüzlülüğü unutmamı kimse beklememeli.

Müslümanlara baskının zirve yaptığı günlerde sokağa dahi çıkmakta zorlandığımız süreçler hafızalarımızda taze olarak duruyor.

Bulanık sularda balık avına çıkan fırsatçıların şöyle veya böyle ağına düşmüş yüzbinlerce insanın bir çoğu bugün hakketmediği bir itilmişlik yaşıyor.

Devletimiz büyük devlet olma yolunda büyük adımlar attığı bu günlerde mağdurlar ordusunun birer ferdi durumunda olan binlerce insanın feryadını duyarak çare ve çözüm üretip bu yarayı daha fazla kanatmak isteyen iç ve dış mihraklara fırsat vermemeli diye düşünüyorum.

Sevgili dostlar, bugün dünden daha fazla güçlüyüz. Devletimiz zaafı olabilecek bir çok alanda kurumsallaştı. Öyle bir kurumsallaşma ki, bir tuşa basarak vatandaşının varsa yediği haltları görebiliyor.

Cezanın şahsiliği ilkesi hukukumuzun temeli olduğuna göre, kişinin yanlışını ailesine ve efradına ödetme hakkımız olmamalı.

Önümüzdeki günler mağdurlar ordusunun da yüzünün gülebileceği günlere doğru evrilirse sanırım toplumsal barışa bir tuz tanesi ilave etmiş oluruz.

Makalemi yazarken tesadüfen mağdure bir hanım bendenizi aradı. Hocam OHAL kalktı. Sizler yazıyor çiziyorsunuz. Benim mağduriyetimin hali ne olacak. Kişisel olarak mı yoksa bir avukat aracılığı ile mi müracaat etmem gerekir demez mi.

Ülkemizde maalesef her şey ama her şey başkandan bekleniyor. Herkes başkanın beden dilini okuyarak ona göre kartını alıyor. Kimse taşın altına elini sokmak istemiyor. Devlet işleri de bu güne kadar böyle yürütüldüğü için kalkınma ve gelişme hızımız ancak bu kadar oldu.

Artık yeni Türkiye'de yaşıyoruz. İdare erki hademesinden bakanına elini taşın altına koyup risk almalı. Hayra gaz şerre firen olmalı.

Yan gelip yatanlar, ipe un serenler ve gölgesinden korkanlar da daha fazla takoz olmadan çekip girmeliler. Seksen milyonluk ülke de devletine hizmet edecek o kadar çok gönüllü var ki, sayısına bereket.

Nasıl bedelli birkaç günde kanunlaşabiliyorsa, nasıl ihanet şebekeleri teknik takiplerle iğneden ipliğe hallaç pamuğu gibi darmadağın edilebiliyorsa, aynı şekilde mağdurlar ordusundaki mağdurlar da mağduriyet derecesine göre bir bir ayıklanıp dışlanmışlıktan ve itilip kakılmaktan kurtarılabilir.

Bu sadece bir insani görev değil aynı zamanda İslami de bir görev.

Çok sayıda mektup ve mail var mağdurlardan.

Muayene sırasında duruşlarından fark ederek konuşturduğum mağdurlar da var.

Mazlumun ahının aheste çıkmasını beklemeden bu meseleye derhal el atılmasını bekliyor ve güzel gelişmelerin olacağını da umuyorum.

Fakirin ekmeği olan umudu ellerinden almamak gerekir.

Sabır ve sebat göstererek devletinden bu alicenaplığı bekleyen binlerce insana umutsuz olmayın devletimiz büyük devlet milletimiz de affetmeyi seven bir millet diyerek makalemi sonlandırıyor sağlık ve mutluluklar diliyorum.

Hainler ordusunu da önümüzdeki günlerde yazıya dökerek ülkemizin bıçak sırtı duruşundaki konumunu açık hale getireceğim inşallah.

Kıbrıs Barış Harekatı

O günlerde yağız bir delikanlı idim. Dünyada ve ülkemizde her şey bu günkü gibi açık ve şeffaf değildi. İkiside rahmetli olan Erbakan ve Ecevit zorda olsa aldıkları karar doğrultusunda bu günkü Kıbrıs'ımız doğdu.

Savaşı kazanan taraf olmamıza rağmen masanın kalleşleri tarafından bu gün dahi yargılanıyor ve yadırganıyoruz.

Demem o ki, dostlar bizim bizden başka dostumuz olmadığına göre bu kavgaya artık bir son verelim. Devlet millet kaynaşması ile içimizdeki cürufu çıkartarak daha sağlıklı müreffeh günlere doğru giden ufkumuzu aydınlatalım. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.