Barış Tüm Milletlerin Çıkarınadır
Rusya Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Dmitry Peskov geçtiğimiz Pazar günü yaptığı açıklamada: ‘’Batı, inatla savaşı sürdürmek istiyor’’ dedi. Hatta Washington'un Kiev'in barış hakkında ‘’düşünmesine veya konuşmasına bile izin vermediğini’’ söyledi. (RT)
Rusya Cumhurbaşkanlığı Sözcü’sünün açıklaması bana
göre, üç hususa işaret ediyor. Birincisi,
bu bir durum tespitidir. İkincisi, Batı’nın
savaşı sürdürme politikasına karşı, Rusya’nın bir barış siyasetlerinin
olmadığının itirafıdır. Önce bu iki hususu biraz açalım:
Rusya 24 Şubat’ta saldırı başlattığı günden
beri, Batı’nın bu savaşı uzatacağı belliydi. Çünkü Batı’nın temel hedefi
Rusya’yı mümkün olabildiğince Ukrayna’da yıpratmaktı. O hâlde bu savaş, devam
ettiği sürece Batı’nın amaçlarına hizmet edecektir.
Rusya, Ukrayna’nın Batı’yla yakınlaşma
çabalarını engellemek için defalarca görüştü ama sonuç alamamıştı. Diplomasi
ile alamadığı sonucu şimdi güç kullanarak elde etmeye çalışıyor. Fakat güce bir
kere başvurulduğunda işlerin nereye varacağını tam olarak kestirebilmek
gerçekten zordur.
Dmitry Peskov açıklamasının işaret ettiği üçüncü husus ise, Rusya, önümüzdeki
süreçte, savaşı durdurmak içinçare aramaya ağırlık vereceğini gösteriyor. Aksi
hâlde savaş derinleştikçe Rusya, kendi gücünün sınırlarıyla yüzleşmek zorunda
kalacaktır.
Yaptırımlar
Batı yaptırımlarının Rusya’da neden olduğu
fiyat artışlarıyla birlikte, bütçeyi dengelemek için devlet, kamu harcamalarını
kısabilir. Bu da Rus halkı için sefalet ve belirsizlik döneminin başlanmasına
neden olacaktır. Barış geciktikçe iç sorunlar ülkede derinleşerek kalıcı hâle
gelebilir.
Ancak burada önemli bir hususun altını
özellikle çizmek isterim: Barışın sağlanması, sadece ekonomik sefaletin
engellenmesine değil, aynı zamanda Rusya’nın güvenliğini de garanti edecektir. Aslında
Ukrayna halkının da savaşa değil, barışa ihtiyacı vardır. Yeri geldikçe her
zaman vurguladığımız bir hususu burada tekrar edeceğim: Barış ve adalet bütün milletlerin çıkarınadır.
Barış için diplomasi
Önce diplomasi kavramına kısaca açıklık
getirelim. Bilindiği gibi diplomasi, devletlerin her türlü yetenek, bilgi ve
güç bileşiminden oluşan siyasi bir faaliyettir. Temel hedefi savaşa başvurmadan
devletin çıkarlarını kurumaktır. Bu yönüyle diplomasiyi bitmeyen bir maratona
benzetebiliriz.
Dolayısıyla Ukrayna’da devam eden savaşı
durdurup barışı sağlamak için diplomatik görüşmelere tekrar dönülmesi, bütün
ülkelerin çıkarına olacaktır. Şimdiye kadar yürütülen barış turlarından bir
netice çıkmadı ama bundan sonra da çıkmayacağı anlamına gelmez.
Ukrayna’da barışın sağlanması, ABD ve
İngiltere’deki küçük bir azınlığın dışında Türkiye ve Avrupa dâhil tüm bölge
ülkelerin çıkarınadır. Savaş, kaynakları tüketerek sefalete neden olurken,
barış üretimi besleyerek refahı sağlar. Savaş öldürür, barış yaşatır.
Türk-dışişleri barışı sağlamak için tekrar diplomatik
görüşmelere öncülük edebilirse, bu stratejik açıdan
Türkiye’nin de yararına olacaktır. Çünkü Rusya’nın tamamen kaybetmesi,
Türkiye’nin de çıkarına aykırıdır. Zira burada oluşacak güç boşluğunu ABD
dolduracaktır.
Toparlayacak olursak Türkiye, ABD ile Rus
yayılmacılığı arasında barış temelli bir denge siyasetiyle ancak hayatı çıkarlarını
koruyabilir. Bu nedenle bir kez daha altını çizerek diyoruz ki: Barış tüm milletlerin çıkarınadır.
İletişim: [email protected] – twitter: @MehmetB78849685