Maddi-Fiziki Sorunlar
Yolun bozukluğu sadece bir kişiyi mi ilgilendirir? Yalnızca yöre insanını sadece belediyeleri mi ilgilendirir? Sadece gencin sadece yaşlının mı meselesidir?
Yollar, köprüler, sanayi kuruluşları, binalar sadece cahili sadece âlimi mi ilgilendirir? Sadece iktidarın sadece iktidara alternatif olması gerekenlerin mi meselesidir?
Yollar, köprüler, binalar, şehir planlamaları, sanayi kuruluşları vesaire bütün bunlar maddi, fiziki tarafı ağır basan konulardır. İnsanlar, en kolay bu konularda birlik oluşturabilirler ve sorunları diğer konulara göre daha kolay ve daha hızlı olarak çözebilirler.
Bu sorunların, bu kadar kolay ve hızlı çözülmesi doğrudan insan nefsini ilgilendirmemesidir.
Bu konular ve ihtiyaçlar, insanın maddi dünyasını oluşturur. İnsanların en fazla ortak özelliğinin olduğu konular, bunlardır.
Bir yoldan kadın da geçer, çocuk da geçer, cahil de geçer, âlim de geçer, inancı olan da geçer, inancı olmayan da geçer. Yoldan birbirine tamamen zıt karakterli iki insan da geçer. İki insan da yoldaki bozukluğu çoğu zaman aynı şekilde görür.
Ülkeyi savunacak asker de aynı yolu kullanır, ülkeyi işgal eden asker de aynı yolu kullanır.
Yolun kalitesi, kahramanı da haini de aynı şekilde etkiler.
Hâlbuki aynı yol, siyasette ya da dinde bir yol ise durum tamamen değişir.
Aynı inanç grubundan insanlar bile yol üzerine kendi görüşlerinin çizgilerini çizerler. Takipçileri o çizgiyi izler. Diğerlerini öldürseniz dahi aynı yolda yürütemezsiniz.
Siyasetçilerin yaptıkları işlerin yaklaşık yüzde doksan dokuzu maddi işlerdir.
Maddi işler, gerçekten de en fazla ortak özellik taşıyan işlerdir. Bu sebeple siyasi görüşü ne olursa olsun, en az yüzde doksandan fazla konuda, aynı şeyleri bütün siyasetçilerin savunması ve yapması gerekir.
Bugün tıp bilgileri oldukça artmıştır. Daha yüz yıl önce sadece bir hekimle bütün tıbbi ihtiyaçlar giderilirken bugün yüzlerce ihtisas alanıyla sağlık sorunları çözülmeye çalışılıyor.
Bilim alanları yüzyıl önce sadece birkaç daldan oluşurken bugün sayısını bile bilemediğimiz çeşide ve miktara ulaşmıştır.
Siyaset; insan ve kâinat ilişkisi içinde yer alan bütün konuları, kendi kapsamına almış bir uğraş alanıdır. Bu kadar çok çeşitlilik ve miktar içinde, siyasetçinin yüzyıl öncesindeki siyasi tavrı sürdürmesi, problemlerin çözülmesi bir tarafa fazlasıyla artmasına sebep olmuştur.
Onca şehrin onca maddi sorununu, koca bir ülkenin fiziki zorluklarını nasıl aşacaksınız? Neyle çözeceksiniz? Hangi aklı, nasıl bir bilgiyi işleteceksiniz? Ve kimlerle yürüteceksiniz?
Siyasette geniş mutabakat, uzlaşma! Niçin?
Çünkü gerek iç gerekse dış saldırılar daima en zayıf yerlere yapılır. En fazla itibar yok etmeye odaklanırlar ve mutlaka az ya da çok yıpratılır, zarar verilir. Eğer geniş bir uzlaşma ve çok güçlü bir konum elde edemezseniz mutlaka kaybedersiniz. Ülkenize de kaybettirirsiniz.
Kaybettikten sonra haklı olsanız neye yarar, olmasanız neye yarar?
Öyleyse “Ya Birlik Ya Cehennem”