Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Ekim 2020

Macron'un aradığı Müslüman

Kendi din ve dindarına ihanet eden Hristiyan Batı medeniyeti, şimdi de İslam dinini kendi dinlerine benzetmek amacıyla harekete geçti. Tarih boyunca var olan dinler arası mücadele ve savaşların kahir ekseriyeti, mevcut yönetimlerin tutumları ile alakalıdır. Kimi zaman içeride kendi hakimiyetlerini pekiştirmek için kimi zaman dışarıda alanları genişletmek için kimi zaman da dinlerin yapısallığından kaynaklanan savaşlara sahne olmuştur dünyamız.

Müslümanların Batı ile savaşları İspanya’nın fethi ile başlamış, Selçuklular döneminde Anadolu ve Filistin toprakları üzerinde “Haçlı Savaşları” olarak yoğunlaşmış ve Osmanlı döneminde zirve yapmıştır.

Müslümanlarla Batılı Hristiyanlar arasında İspanya’nın Fethi ile başlayan süreç son 2,5 asırda Batı’nın saldırıları şeklinde cereyan etmektedir. Müslüman dünyanın pek çok alanda gerilemesi ile birlikte silah ve ekonomik gerilemeleri Batı tarafından kendi lehine “üstünlük” olarak değerlendirildi.

Günümüzde de Batı, 2,5 asır önce ele geçirdiği bu maddi “üstünlüğün” verdiği avantajları kaybetmemek için her türlü yolu deniyor: İnsanları birbirine kırdırtmak, ülkeleri farklı gerekçelerle birbirine düşman etmek, mezhepler arası farklılıkları derinleştirmek vs. gibi aslında sorun olmaması gereken farklılıkları Müslümanlar arasında milyonlarca insanın ölmesi ile neticelenen savaşlara gerekçe kılmışlardır.

8 yıl süren İran-Irak savaşı, el an yürütülen Yemen iç savaşı, Suriye, Irak gibi ülkelerin yaşadıkları maalesef Batının Müslümanlara tuzaklarıdır.

Adamlar din, mezhep savaşlarının uzmanıydılar. Asırlarca kendi aralarındaki ayrılıkları bizim de aramıza saldırlar. Biz de kaç asırdır böyle olmaz, olamaz dediğimiz gerekçelerle birbirimizi kırdık.

Başını Fransa’nın çektiği İslam düşmanlığı bloku son zamanlarda yeniden tırmanmaya başladı. Macron’un “Yeni İslam, Yeniden düzenlenmiş bir Kur’an” söylemi yabana atılmamalı. ‘Medeniyetler Çatışması’nın aparatı olan bu söylem Batı’nın Türkiye’de denemek istediği ve kısmen de muvaffak olduğu bir projenin güncellenmiş halidir.

Bu minvalde Cumhuriyetin kuruluşu ile başlayan Batı saldırıları tamamen dinden arındırılmış bir Türkiye içindi. Ezanın Türkçe’ye çevrilmesi, milletin onayına baş vurulmadan Latin alfabesine geçilmesi ile başlayan kültürel suikast ve çöküş bu plana dahil başlıklardı.

Bugün yaşanan durum çok farklı.

Yüz yıl önce Batı’nın hemen hemen her dayatmasına EVET diyen Türkiye, bugün tek başına Batı ile mücadele ediyor. İslam dünyası batının İslam karşıtlığına, Peygamberlerine yapılan hakaretlere sessiz iken Türkiye Cumhurbaşkanı düzeyinde bu edepsizliğe itiraz ediyor. Arap dünyası İslam ile ilişkisini kesmiş gibi bir görüntü verirken Doğu ve Uzakdoğu iç sorunları ile ilgileniyor.

İsrail ile yakınlaşan Suudi ve körfez emirlikleri Batı’nın projesine karşı dayanıksızlığını “günah çıkartma!”yı seçerek gösterdi. Bazı Araplar bu tercihle inancını yok ediyor ve haysiyetini de yerin dibine batırıyor.

BAE’li bir gazeteci, “Prens Zayed’in düşünceleridir” diyerek 1430 yıl önce Medineli Yahudilerin fitne çıkarmalarından dolayı Medine’den sürülmelerine yönelik Peygamber’in as kararına,“Yanlış karardı, Yahudilere haksızlık yapılmıştır. Bu sebeple Suudi yönetimi İsrail’e tazminat ödemelidir” diyecek kadar alçalabilmiştir.

Miskinlik ve zillet insanın kendi çabasıyla kaybettiği değerlerinden geriye kalan sıfatlarıdır. Artık zelil yani aşağılanmayı hak eden, kısacası şerefsiz yaşamayı kabul eden kişiler arasında İsrail’e yaranma yarışı başlar. Şu anda BAE 1. Sırada.

Enteresandır,

Batılıların Macron üzerinden güttükleri düşmanlık sadece Türkiye tarafından “kabul edilemez” bulundu. Bu düşmanca tavırların yanlışlığına sadece Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tepki gösteriyor. Zannedersiniz ki din Arapların dini değil, Hz. Muhammed Mustafa Arap değil ve Arapların Peygamberi değil…

İşte zillet bu,

İzzet mi?

Türkiye’ye bakın, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın tavrına bakın izzet görürsünüz.

Macron’un aradığı Müslüman’ı anladığımıza göre, onun nasıl bir İslam ve Kur’an istediğini de kavramışız. İşte bu proje, ‘Medenyetler Çatışması’ndan “Dinsizlerle İslam arasındaki savaşa eviriliyor.