Maçı Kaybettik
Abartmıyorum, maçı kaybettik.
Hayallerimizi ihmallerimizle yok ettik.
Hayallerimizde yaşayabilecek imkânları kaybettik.
Samimiyeti kaybettik.
Yakın eylediğimiz ırakları kaybettik.
Şimdi daha uzak, çok uzakta.
Dayanamayacaklar, diyorlardı bizim için
Kendimize dayanak yaptığımız ilkeleri kaybettik.
Hergün travmalı haberler, habercilerle boğuşuyoruz.
Bak postacı geliyor türküsünü unuttuk.
Bak haberci geliyor, büyük trol geliyor, yaptık.
Enformasyon bombardımanı altındayız.
İlahi haberleri, haber getiren Mürsel’i unuttuk.
Yağmur duasına çıkıyoruz,
Malumat sağanağına yakalanıyoruz.
Taçkıran salgınında vefayı unuttuk
Vefa semtine gitmeyi de
Vefa’da medfun Şeyh Ebul Vefa’yı unuttuk
Vefa’da mukim Ömer Aydın’ı unuttuk
O, vefa nöbetine devam etmekte.
Doğrusu nerede olduğumuzu, nerede durduğumuzu unuttuk.
Mevcut konumumuz ile şu anki konumumuz arasında dağlar kadar fark var.
Unutmadığımız bir şey kaldı: Orman yangınları
Şimdi yanan ormanlarımız var, ondan unutmadık.
Ama orman yangınına dair her şeyi unuttuk.
Yangın çıkaranları terörist addetmedik.
Bütün yangınları teröristlerden bildik.
Teröristleri de unutmadık, ateşin çocuklarını da
Ateşiniz bol olsun inşallah.
Arazi mafyasını, anız çıkaranı, piknikçileri bir bir unuttuk.
Ormanda bıraktıkları her yanıcı madde yandı.
Bunları unuttuk.
Küresel güçlerin termal merceklerini de unuttuk.
Bunlarla beraber
Çiçeği burnunda yirmi bin yeni sosyal hesap
Memleketi sanal âlemle yangın yerine çevireceklerdi.
Bir tabiat olayı sosyal bir faciaya dönüşecekti.
Şükür ki olmadı.
Ey insan kardeşlerim şimdi dinleyin beni!
Bütün bu yapılanlar, biz insanların hizaya getirilmesi içindi.
Şair Mürsel sönmez, Bir Nokta Dergisi Mayıs 2021 sayısında bu kaosu
şöyle tarif eder:
“Bu hiza, Küresel Kötülük’ün teknoloji sihirbazının eliyle sağlamaya
çalıştığı ve tanrılığına boyun eğdirmek istediği bir yok oluş uçurumu.
Hatasıyla, sevabıyla güzel olan insanın; güzellik ve çirkinliği, iyi ve kötünün
ötesinde nesnelleşmesi ve oyun hamuruna dönüştürülmesi tehlikesi ile evet yüz
yüzeyiz…”