Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.73
Gram Altın
2965.04
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Kasım 2021

​Lütfü sen nereye koşuyorsun?

İnsanın fıtratında iyilik ile birlikte kötülük de var. Hangisini tercih etmek onun elinde… Tercih imtihan oluyor. Yani insan dili, mücadelesi, yaşamı ve yaşantısı ile imtihan oluyor.

Şu zamanda iyilik ile imtihan zor çünkü kötülerin hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Olsun, kötülükle mücadele edenlere Allah yardım ediyor. Belimiz bükülse de iyiliği sırlanıp menzile taşımak bizim hedefimiz değil mi? Sonun da kazanan iyiler olacaktır.

İyiler bilir, iyilik mutlu edip sakinleştiriyor. İyiliğin tedavi edici bir gücü var. Bugünün insanı rezil rüsva oluyorsa iyilikle arasına mesafe koymasından ya da iyilik ehli olmamasındandır.

Müslüman iyilik erbabıdır, irfan ehlidir. Kötülüğe iyilikle mukabele bulunmada ustadır, sabırlıdır. Sabrın imanın gereği olduğunu bilir. Misal, kendine fenalık eden insanlardan bile hayır duasını esirgemez. “Allah ıslah etsin” duasıyla güzel bir davranışta bulunur. Küfredilen şehidin annesi de bunu yaptı.

Evet, Müslüman yürekler kızdı mı cehennem kesilir sevdi mi cennet. Kızgınlığında bile haksızlık etmez. Çünkü kin tutmak insanın psikolojisini olumsuz etkiler. Diyoruz ki bunu kötülük eden düşünsün çünkü kötülük sinede ağır yüktür ve Allah katında hesabı zordur.

Müslüman yürekler, menfaatperest değil yardımseverdir. Dünyanın sürgün yeri ve gurbet mekânı olduğunu bilirler. Kötüler ise dünyayı baş tacı yapıyor. Oysa dünyayı yüreğine alanın yüreği yanar!

Müslüman yürekler, iyi gün dostu değildir. Kötü günlerde çağrılmadan ilkin o gelir. Kara gün yanında iyi gün dostudur da. Fedakârlığını ortaya koyar ve ne gerekiyorsa yapar, hiçbir şekilde çıkar beklemez. Yaptıklarının yarın neye karşılık geleceğini bilir.

Oysa modern dünyanın insanı sadece kendini düşünür bu yüzden de yalnızdır, dostluğu da menfaate karşılıktır. Menfaati yoksa dostluğu da yoktur. Menfaati oranında dostluk gösterir. İçindeki sevgi, merhamet, vefa, duyguları gelişmemiştir üstüne üstlük bencillik ve menfaatperestlik kimliği haline gelmiştir.

Bu çağın insanı şahsi hesapları, hırsları, ihtirasları yüzünden gözünü karartıyor. Kötü şeylerin kişiyi ve toplumu yaraladığının farkında değildir. Sonuçta kendisi de yaralanıyor. İslam ilim ve iyilik dinidir. İlim, evvela kendini bilmektir. Bir Müslüman kendini bilir. İyiler ile kötüleri birbirinden ayırmanın ölçüsü budur.

Şuraya gelmek istiyorum…

Toplum olarak onca iyi hasleti ve değerimizi kaybettik. Gittikçe de kaybediyoruz. İyilerin sayısı azalırken kötülerin sayısı artıp kötülük organize hale geliyor. Sanki bir yerlerden düğmeye basılmış gibi kötülük sel gibi harekete geçiyor.

Türkiye, milliyetçi ve vatansever bilinen İP’in Meclis Grup Başkan vekili Lütfü Türkkan’ın bir şehit yakınının bacısına küfür ettiğine şahit oldu. Bu küfürbaz için ne hissettiğinizi tahmin edebiliyorum. Haklısınız da ancak “Edep en hayırlı sanattır.” öfkeniz sizi günaha sevk etmesin. Ben ahlakınızı bozup dilinizi kirletmeyin derim.

Bizi üzen Akşener’in bu adamı koruma çabasıdır. Bu savunmadan o adamın tek başına olmadığını anlaşılıyor. Kötülüğün tek başına olmadığı üzücüdür.

Bir diğer şey partisinin suçluyu korumacı tavrıdır. Şehit ve şehitlik makamının küçümsenmesidir. Şehit için kullandıkları “Sadece çoban olan kardeşi mayına basmış o kadar” savunması biz “küfrümüzde haklıyız” anlamına gelmez mi?

Lütfü Türkan örneğinde olduğu gibi maalesef dürüstlük, vatanseverlik tüm değerlerimiz kan kaybediyor! Etraf bunların yakıcı ve yıkıcı misalleriyle doludur.

Bu milletvekilinin mensubu olduğu partiye oy verenlere de sözüm şudur; vatanseverleri, milliyetçiliği yanlış yerde arayıp durmayın. Vatanı ve dini için şehit düşenlere küfredenlerde bu değerler bulunmaz.