Dolar (USD)
34.92
Euro (EUR)
36.39
Gram Altın
2942.93
BIST 100
10025.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Kasım 2018

 Lüpçü muhafazakârlarla işimiz zor

Başkan Erdoğan geçenlerde yine teşkilatına, lüksten ve şatafattan uzak durulması uyarısında bulundu. Belediye başkanları halkına tepeden bakamaz diyerek; çalmadık kapı, dokunmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak şekilde bu süreci seçim gününe kadar aralıksız devam ettirmeliyiz tavsiyesinde bulundu.

Erdoğan neden sürekli bu uyarları yapıyor? Çünkü Kemalistler gibi halka tepeden bakan, onları aşağılayan, kibir abidesi bir kesim var da ondan. Hakikaten lüks ve şatafat içerisinde yaşayan bir teşkilat yapısı oluştu da ondan.

Kendilerini İslam’ın hizmetçisi, kölesi olarak adlandıran, beş vakit namaz kılan, yıllık umre ziyaretlerini aksatmayan, içinde dava, millet, bayrak, vatan, Allah, peygamber geçen şiir ve sözleri ezbere bilen insanlar bunlar!

Bir ara sıradan bir ilçe başkanına ulaşmaya çalışmış ancak bir türlü ulaşamamıştım. Bu başkanların, genellikle, bir şirketi olan zengin aile çocuklarından seçildikleri için, önceliği kendi işlerine ayırdıklarını sonradan öğrendim.

Başka bir ilde, yaşadığı onca zorluklara rağmen Erdoğan’ı destekleyen ve onu asla yalnız bırakmayan, geçim sıkıntısı çeken, faturalarını dahi zor ödeyebilen bir ailenin evladına, tüm ısrarlara rağmen aylık çok düşük miktarda burs dahi bağlamayan teşkilat mensupları… Sonra Mercedes marka otomobilin arka koltuğundan dava şiirleri paylaşan İslam’ın hizmetkârları!

Her şey Erdoğan ile aynı karede yer alana kadar. Bir fotoğraf karesiyle ne kapılar açılıyor bu ülkede.

Her cuma, hutbede okunan “Allah, akrabaya yardımı emreder” ayetini yanlış anladı bizim muhafazakârlar. İktidarın tüm nimetlerinden önce akrabalarının faydalanmasını, fakir komşusu (onlar kardeş diyorlar) orada öylece aç dururken zengin akrabasına yardım ederek makam sahibi yapmak olarak anladılar.

Devletin alt kademeleri böyle çalışıyor. Oysa bizim devlet yönetme geleneğimizde evvela bürokrasi çok sağlam ve liyakat sahibi kişilerden oluşur. Ve sistem kendini otomatiğe bağlar. Bugün Amerika’da olduğu gibi. Aptal bir lider( Trump) gelse bile devlet mekanizması çökmez. Sistem saat gibi çalışır. Neticede devlet başkanı fazladan enerji harcamaz.

Türkiye’de, Tayyip Erdoğan’ın yalnız başına mücadele ettiğini kendisi dâhil herkes bilir. Erdoğan’ın o yorgun hallerini hatırlayınız. Bir de utanmadan bu görüntüler üzerinden edebiyat parçalanır. Kimse bu adam neden bu kadar bitkin ve yorgun diye düşünmez. Erdoğan yorgun, çünkü devlet alt kademeleri zayıf çalışıyor. Çünkü aşağısı az evvel bahsettiğim türden sözde dava ehli, mücahit, vatan sevdalısı fırıldak tiplerle kaynıyor.

Kimi arasak “Aslanlar gibi mücadele ediyoruz” diyor ancak bir vakit sonra ardından bir makam elde etmiş olarak karşımıza çıkıyor. Ve bol miktarda hayırlı olsun ziyaretleri, sosyal medya görüntüleri, bayrak, vatan, dava şiirleri, hadisler, ayetler vs. Erdoğan ise 24 saat mesai yapıyor.

“Biz evvela kendi içimizde verdiğimiz o büyük savaşı, Cihad-ı Ekber’i kaybettik. Kendi içinde verdiği savaşı kaybeden artık hiçbir savaşı kazanamaz” demiştim bundan iki yıl kadar evvel. Nasıl oldu bilmiyorum ama kısa sürede bir diğerini yıkarak ayakta kalınan tuhaf bir düzen inşa edildi. Heyecanını yitirmiş, paraya tamah eden, sorumsuz, ahlaksız, kibir dolu esir ruhların, sözde Müslümanların artık yapabileceği bir şey kalmamıştır.

Oligarşik yapılarla mücadele eden bir kesim eğer bugün kendine münhasır yeni bir oligarşik yapı çıkarma teşebbüsünde bulunuyorsa bu vahim bir durumdur.

Sayın Başkan, her şeyden önemlisi heyecanını yitirmiş, din, iman, İslam üzerinden makam mevki elde etmenin yollarını arayan, aç komşusuna bir lokma ekmeği dahi çok gören bu vicdansız insanlarla yolunuzu tez vakitte ayırınız.

Şimdi tüm enerjisini torpile, makam, mevkiye harcayan, halka tepeden bakan, fakir fukarayı lügatinden çıkaran bu kibirli insanlar mı dünyaya bir çağrı yapacak? İnsanlığı tehdit eden küresel çetenin planlarını bunlar mı deşifre edecek?

Sayın Başkan! Rabb’imin, seni, eh-li vicdan sahibi kaliteli insanlarla bir ve beraber etmesini diliyorum. Allah, seni, bu lüpçü muhafazakârlardan korusun.