Lokman-ı Hakîm'den altın öğütler!..
Hazret-i
Lokman, İslâm âlimlerin çoğunluğuna göre; peygamber değil, ancak Allah’ın
kendisini ilim ve hikmetle şereflendirdiği çok kıymetli âlim ve sâlih bir zattır.
Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Andolsun ki biz, Lokman’a: Allah’a şükret,
diye(rek) hikmet verdik. Kim (Allah’ın nimetlerine) şükrederse,
ancak kendi faydası için şükretmiş olur. Kim de (isyan ve
itaatsizlik yoluyla) nankörlük ederse, şüphesiz ki Allah Ganidir (çok
zengindir, hiçbir şeye ve hiçbir kimseye muhtaç değildir.) Hem de övülmeye
layık olandır.” (Lokman 12)
Hikmet
çok değerlidir. Çünkü bilgi birikimi olan bir insan, bu birikimini doğru,
yerinde ve gerektiği ölçüde kullanmaz yahut yanlış yerlerde kullanırsa, bu
insana âlim denebilirse de hakîm denemez.
Bu, hikmet
ehli mübarek Zat’ın Kuran-ı kerimde yer alan ve oğluna hitaben yaptığı; kulağa
küpe yapılması gereken öğütleri çok çok önemlidir. Âyet-i kerimelerde buyuruldu
ki:
“Hani
Lokman, oğluna öğüt vererek: ‘Yavrucuğum! Allah’a ortak koşma. Çünkü O’na ortak
koşmak büyük bir zulümdür, demişti.”
(Lokman 13)
“Yavrucuğum!
Şüphesiz ki o (yaptığın iyilik ve kötülük) bir
hardal tanesi ağırlığında olsa, hem de bir kaya içinde veya göklerde, yahut yer
içinde bile olsa, Allah onu getirir (ve karşılığını verir). Çünkü Allah
Latîftir, her şeyden haberi olandır.
Yavrucuğum!
Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülüğü engelle. (Bu esnada) başına gelecek (musibet)lere
sabret. Çünkü bunlar (Allah’ın emrettiği) kesinlikle (ve
kararlılıkla) yapılacak işlerdir.”
İnsanları
(küçümseyip) yanağını bükme (yüz
çevirme) ve yeryüzünde şımarık yürüme! Çünkü Allah, böbürlenen ve kendisini beğenip
övünen hiç kimseyi sevmez.
Yürüyüşünde ölçülü (ve kibirsiz) ol. Konuşurken sesini de alçak tut. Çünkü seslerin en çirkini elbette eşeklerin sesidir.” (Lokman 16-19)
Önce Tevhid ilmi
İslam
âlimleri, bu altın öğütleri şu sekilde özetlemişlerdir:
1- Evvela çocuğa tevhid ilmini öğretmek gerekir.
Dikkat edilirse, Hazret-i Lokmân’a verilen hikmetin çerçevesi çizilirken tevhid
inancının başta geldiği görülür. Esasen bu inanç, şükrün de birinci şartıdır. Bu
sebeple Hazret-i Lokmân, evvela oğluna şirkten yani; Allah’a zatında,
sıfatlarında ve fiillerinde ortak koşmaktan uzak durmayı öğütlüyor. Adil
olmayan hakîm olamaz; adalet; her şeyi yerli yerince yapmak, herkese hakkını
vermektir. Herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşan yani Allah’tan başkasına
İlahlık sıfatlarını yükleyen kişi, Allah’ın hakkı olan İlahlığı başkasına
vermiş, böylece büyük bir haksızlık ve zulmü işlemiş olur: “Evladım, sakın
Allah’a ortak koşma! Çünkü şirk çok büyük bir zulümdür.” (Lokman 13) Şirkin
çok büyük zulüm oluşu, Allah’a ait olan mâbûdiyet, hâkimiyet ve mâlikiyet gibi
hakların Allah’tan başkasına verilmesinden dolayıdır.
2- Âhiret inancını aşılamak. Allah’a iman
etmenin tabiî bir sonucu olan âhiret hayatına iman ve hesap verme bilinci;
insanı iyiye, güzele ve faydalıya yönlendirirken; kötü, çirkin ve zararlıdan da
uzak tutar. Hazret-i Lokman öğüdüne şöyle devam ediyor: “Evladım! Yapılan
iş, bir hardal tanesi kadar küçük de olsa, bir kayanın içinde saklı da olsa,
yahut göklerin veya yerin herhangi bir noktasında bile bulunsa, mutlaka Allah
onu meydana çıkarır (ve karşılığını verir.) Allah, Latîf'tir (herşeyin
inceliklerine vâkıftır,) Habîr’dir (herşeyden haberdardır.)” (Lokman
16)
3- İbadet etme melekesi kazandırılmalı, ihlas
anlatılmalı ve sabır öğretilmelidir. Hazret-i Lokman, öğüdünü şöyle sürdürüyor:
“Evladım, namazı dosdoğru kıl! İyiliği yaymaya, kötülüğü de önlemeye çalış
ve başına gelen sıkıntılara sabret! Çünkü bunlar, azim ve kararlılık gerektiren
işlerdir.” (Lokman 17)
4- Sosyal ilişkilerde ve insanî münasebetlerde mütevazı olmayı öğretmelidir. Hazret-i lokman, bu konuda da oğluna söyle sesleniyor: “Kibirli davranarak insanlara yüzünü dönme, yerde çalımlı çalımlı yürüme! Çünkü Allah, kibirle kasılan, kendini beğenmiş, övünüp duran kimseleri asla sevmez. Yürürken ölçülü, mutedil yürü! Konuşurken sesini ayarla, bağırarak konuşma! Unutma ki, seslerin en çirkini, (âvâzı çıktığınca bağıran) eşeklerin sesidir.” (Lokman 18-19)