Dolar (USD)
32.54
Euro (EUR)
34.91
Gram Altın
2456.52
BIST 100
9877.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Haziran 2020

Liselere Geçiş Sınavı ile ilgili MEB acilen tedbir almalı

Haziran ayı eğitim-öğretim faaliyetleri anlamında yoğun bir ay. Eğitim-öğretimin son ayı olduğu için öğrencilerin yıl sonu işlemleri, merkezi sınavlar vs. bu ayda yapılır. Bu yıl salgın nedeniyle insicamı bozulmuş olsa da bu işlerin büyük kısmı yine de yapılıyor. Öğrencilerin yıl sonu işlemleri, öğretmenlerin mesleki çalışmaları, sorumluluk sınavları, merkezi sınavlar vs. Şimdi bu vesileyle bir kaç hususa değinmekte fayda görüyoruz. Normal koşullarda bu işlerin nasıl olacağına ilişkin bir tartışma olmazdı. Zira süreç belirlenmiş prosedürler üzerinden işlerdi. Bu yıl yukarıda da değinildiği üzere küresel salgın nedeniyle farklı bir yıl. Bu farklılıktan dolayı MEB Mart ayı itibariyle okulları tatil etti, eğitim-öğretimi dijital platformlara taşıdı. Nitekim devlet riskin büyüklüğünü dikkate alarak belirli bölgelerde sokağa çıkma yasağı uyguladı, belirli zamanlarda belirli yaş gruplarına sınırlamalar getirdi vs. MEB de süreç yönetimini bu riskler üzerinden yapılandırdı, iş ve işlemleri buna göre organize etti. Bugüne kadar da fena gelmedi. Ancak mesleki çalışmalar, sorumluluk sınavları gibi bırakın genel kamu politikalarıyla uygunluğu kendi içinde uyumlu olmayan kararlar kamuoyunda tartılmakta iken şimdi de daha önce defaatle dikkatleri çektiğimiz merkezi sınavlarda bizi bekleyen riskin büyüklüğüne ilişkin veriler geliyor. Bakanlık ve Bakan ısrarla her türlü senaryoya hazır olduklarını, hiçbir endişeye mahal bırakmayan çalışmalar yürüttüklerini açıklamış olsalar da alınan standart tedbirlerin kimi yerlerde ihtiyaca cevap vermekten çok uzak olduğunu alenen ortaya koymaktadır. Bu vesileyle öğrencilerimizi, ailelerini ve tüm toplumu ilgilendiren LGS ile ilgili MEB’in dikkatini çekmek ve gerekli tedbirlerin alınması için bir kaç hususu paylaşmak istiyorum.

Bilindiği üzere salgın nedeniyle merkezi sınavlarla ilgili tedbirler açıklanmıştı. Bu kapsamda sınavın tarihi 7 Haziran’dan 20 Haziran’a alınmış, öğrencilerin 1. dönem konularından sorumlu olacakları ve tüm öğrencilerin kendi okulunda sınava gireceği açıklanmıştı. Nitekim bakanlıkta sınava ilişkin tedbirlerin alındığını, maske ve dezenfektanların hazır olduğunu, sıralar arası mesafenin ayarlandığı şeklinde açıklamalar yapılıyor. Ancak bakanlıktan bu şekilde açıklamalar gelirken sahadan çok ciddi ve mutlak surette tedbir almayı zorunlu kılan bilgiler geliyor. Örneğin Çorum merkezde olan bir ortaokulumuzdaki duruma bakalım. Geçen yıl salgın olmadığında bir sınıfa 20 öğrencinin yerleştirilip sınav yapıldığı okulda aynı sınıfa yine 20 öğrenci yerleştirilmiş ve 2 gözetmen görevlendirilmiş. Bu okulumuzda 556 öğrenci LGS’ye girecek ve 29 derslik bulunuyor. Dersliklerden birisi bir özel eğitim öğrencisine ayrıldığı için geriye 28 derslik kalıyor. Dolayısıyla her sınıfa zorunlu olarak 20 öğrenci yerleştirilecek.

Sağlık Bakanı, Bilim Kurulu, Mart ayından bu yana okulları tatil eden MEB’in kendi gerekçesi ve pratiği karşısında bu düzenlemenin hangi tedbir kapsamında alındığını kestirmek mümkün değil. Sınıfın metrekaresi değişmediğine göre öğrenci sayısı ve gözetmen sayısı da değişmeyip geçen yılla aynı kaldığına göre alınan tedbir nerede? Örneğin LGS’den bir hafta sonra yapılacak YKS’de sınıflara 10 öğrenci ve 1 gözetmen görevlendirmesi yapılmış. Niye? YKS’ye girecek öğrencilerin virüse yakalanma riski LGS’ye girecek öğrencilere göre farklı mı? Veya ÖSYM ile MEB farklı ülkelerin kurumları mı? Devletin kurumları nasıl oluyor da aynı tehdit karşısında olan nüfusunu bu tarz farklı iş ve işlemlerle karşı karşıya bırakır? Uygulama birliği olması gerekmez mi? Tehdit aynı, risk aynı, yapılacak iş aynı o halde tedbirdeki bu farklılık niye?

LGS sınavına ilişkin dikkat edilmesi ve mutlak surette tedbir alınması gereken bir diğer husus birinci oturum (Sözel) ile ikinci oturum (Sayısal) arasındaki 45 dakikalık zaman dilimi. Okullarımızın ortak kullanım alanlarının durumu dikkate alındığında bazı okullarımızda ciddi bir nüfus yoğunluğunun olacağını söylemek kehanet olmasa gerek. Birinci oturumun ardından öğrencilerin hem lavabolarda hem de bahçedeki yoğunluğu bir sağlık riski oluşturmayacak şekilde nasıl yönetilecek? Sadece sağlık riski oluşturmaması yetmez, aynı zamanda bu riskin oluşmaması için alınacak tedbirlerin hayatlarının en önemli sınavlarından birisine girecek gencecik öğrencilerin moral ve motivasyonlarını, duygu durumlarını ve güvenlik algılarını bozmayacak şekilde yürütülmesi gerekiyor. Peki meselenin çözümü sadece maske ve dezenfektan üzerinden ve sürekli birilerinin uyarılarda bulunarak öğrencilerin korku ve kaygılarını arttırması üzerinden olamayacağına göre özellikle ortak kullanım alanları sınırlı olan yerlerde yoğunluğu azaltacak tedbirlerin mutlak surette alınmasını zorunlu kılıyor. Tüm öğrencilerin okullarında sınava gireceği şeklindeki bağlayıcı ifadenin tüm bu gerçeklik dikkate alınarak söylenmesi ve süreç içerisinde esnetilmesi düşünülebilirdi. Ancak geldiğimiz aşamada bu tarz bir tedbirin de fiilen alınması zaman baskısı yüzünden mümkün görülmektedir.

Yine benzer bir husus bu yaş grubundaki öğrencilerin maske kullanımıyla ilgili. Maskenin sadece kullanımı değil aynı zamanda görünümü başta olmak üzere kullanımına ilişkin tüm uyarılar bir huzursuzluk ve dikkat, yoğunlaşma nedeni olacak. Oysa bir eleme sınavında öğrencilerin kaderini tayin eden en önemli başlıklardan birisi de bu hususlar.

Bu hususlarla ilgili merkez ve taşra teşkilatı arasında ciddi bir koordinasyon oluşturulmalı, tedbir alınması gereken okullar belirlenip atılması gereken adımlar atılmalı.