Liglerde kalite nasıl?

LiGLERDE statüko dağılmaya başladı. Üç Büyükler beklemedikleri yenilgileri tadıyorlar, sonra da gerekçe bulmaya çalışıyorlar. Gerekçeler çoğu kere inandırıcı olmuyor, herkes tarafından kabul görmüyor. Böyle olunca da aktörler sinirleniyorlar.

Anadolu kulüpleri atağa kalkıyorlar, güzel oyunlar sergiliyorlar. Yeni oyuncuları aralarına katıyorlar. Gelişen ulaşım ve iletişim imkânlarından yararlanmasını beceriyorlar. Futbolu bilerek oynamaya çabalıyorlar. Avrupa dışından oyuncu getirtiyorlar, antrenörlerini isabetle seçiyorlar.

Başakşehirspor istikrarlı bir tutum izliyor. Deneyimsiz de olsa İstanbul takımlarına kök söktürüyor. Abdullah Avcı harikalar ortaya koyuyor. Göksel Gümüşdağ başkan, her ne kadar kendisine ulaşmasak da, kulübü mükemmel yönetiyor. Avcı ile mükemmel bir ikili meydana getirmişler.

Galatasaray Fatih Terim ile istikrarlı bir rota izliyor. Üç ayrı kanalda top koşturuyor. Ancak istenilen başarıyı yakalayamıyor. Eski günlerini özlüyor. Rakipleri eskisi gibi değil. Galatasaray’ın oyuncuları eskilerle mukayese edilemez. Şimdikilerinin (bazılarının) klası düşük. Yine de en istikrarlı takım Galatasaray’dır.

Beşiktaş Şenol Güneş ile iki sene önce ivme yakaladı. Şampiyon oldu. Avrupa’da destanlar yazdı. Başkan Fikret Orman ile Şenol Güneş mükemmel bir işbirliği sergilediler. Arada aksaklıklar çıksa da takım istikrarlı bir tutum sergiliyor. Rakibin durumuna göre Beşiktaş tutum takınıyor.

Ülkemizin köklü kulüplerinden Fenerbahçe en kötü dönemini yaşıyor. Aziz başkandan sonraki geçiş dönemini sükûnet ile atlamadı. Aykut Kocaman’ın gidişi takımı olumsuz etkiledi. Dışarıdan gelen çalıştırıcı Türklerin psikolojisini iyi okuyamadı. Umuyoruz ki bu güzide takımımız tekrar ayağa kalkacaktır.

Trabzonspor’a çok üzülüyoruz. Anadolu’nun sesi olan bu takımımız bütün çabasına rağmen ayağa kalkamıyor. Karadeniz’in coşkulu seyircileri hayal kırıklığı yaşıyor. Yerli antrenörler takımı şaha kaldıramıyorlar. Uyumsuz ve doyumsuz futbolcular tarihi hatalar yapıyorlar, sonradan vicdan azabı çekiyorlar. Ayrıca İstanbul’dan kulüp yönetilmemelidir.

Bursaspor bir kere şampiyon oldu, arkasını getiremedi. Daha aktif, daha mükemmel oyun sergilemesini beklerdik. Ancak, ligin alt sıralarında dolaşıyor. Oyuncular takımı bir türlü benimseyemediler. Demek ki yönetim ve takım arasında eşgüdüm noksanlığı mevcut. Demek ki, mükemmel bir teknik direktöre ihtiyaç duyuluyor.

Diğer takımlarımız emek sarf ediyorlar, kısıtlı imkânlarıyla zirveyi zorluyorlar. Biz arzu ediyoruz ki, yerli, yetenekli ve gariban ergenler kendilerini göstersinler, Avrupa’ya doğru yola çıksınlar. Yerli antrenörlerle zirveye çıkmak mümkündür. Türk çocuklarının karakterini en iyi yerliler tanıma şansına sahiptir.

İlgililere tavsiyemiz şudur: Muhakkak ki ekonomik zorluklar var. Başarı için “psikolojik Performans Danışmanlarına” ihtiyaç vardır. Psikoloji eğitimi alanlardan yararlanılmalıdır.

Sonuç: “Ekonomik zorluklar ligin kalitesini etkiliyor. Bu problem yerlileşmek için fırsata dönüştürülebilir.”