Liderlik sınavı
Yüz yılın seçimiydi, bitti. Seçim yarışı liderliğini ispatlamış, Türkiye’de ve dünyada sözü geçen bir siyaset ustası ile belediye başkanı takviyeli bir yığın genel başkan arasındaydı. Muhalefetteki genel başkanları toptan kaybetti. İçlerinde bir tek Meral Akşener durumu erken fark edip masayı terk etti. Adeta silah zoruyla geri döndürülmemiş olsa partini uçurabilir, ana muhalefet olma yolunda ciddi bir adım atabilirdi.
ABD’nin teşviki ve desteği ile Ak Parti’den oy tırtıklamak için kurulmuş Deva ve Gelecek partileri CHP’nin kanatları altına sığınınca onlara inanıp çalışan, koşturan onca gönüllünün emeğine ve gayretine yazık oldu. İttifaka dâhil oldukları için baraj problemi olmadığı halde kendi logoları ile seçime girme cesareti bile gösteremediler.
Toplum karşısına çıkma ve insanları ikna etme becerileri olmadığı için seçim öncesi bol bol şube açmak, parti binası kiralamakla yetindiler. Şimdi değirmenin suyu kesilince onlar da birer ikişer kapanarak tarih olacak. Yeni parti başkanlarından en cesuru Fatih Erbakan oldu, kendi partisi ile seçime girip beş milletvekili kazanması, onun Türk siyasi hayatında kalıcı olacağının göstergesi.
***
Muhalefet cephesinde sürekli yeni partiler kurulmasına rağmen liderlik özelliği olan siyasetçi henüz ortada yok. Muharrem İnce, onca linç, iftira ve karalamaya karşı direnebilse partisi Sinan Oğan’dan daha çok oy alır ve Türk siyasi hayatında kalıcı olabilirdi. Ona da kaybettirdiler. Azerbaycanlı spikerin deyimi ile Bay bay Kemal, vay vay Kemal olunca CHP’li küskünler toplayarak solda yeni bir parti kurma hazırlığına başladı.
Liderlik zor zamanlarda başarma sanatıdır. Enflasyona, hayat pahalılığına, pandemiye, yanı başımızdaki savaşa ve muhalefetteki altı benzemez figürün kenetlenmesine rağmen Erdoğan kazanabiliyorsa liderlik özelliğinden dolayıdır. Seçmen, yine onun başarabileceğini, fakirliği ve adaletsizliği yenebileceğini, Türkiye’yi temsilde başarılı olacağını gösterdi.
Ancak bu seçim AK Parti için de bir uyarı mahiyetindeydi. Milletin verdiği desteğin yüzde 42’den yüzde 35’e düşmesi, meclise giren milletvekili sayısının azalması, bu ekibe seçmenin ciddi bir uyarısıydı. “Ben ABD/PKK/HDP/YPG tehlikesine ve ülkenin bölünmesine karşı sizi destekliyorum ama bu size sınırsız yetki verdiğim anlamına gelmiyor. Beklentim, piyasayı en kısa sürede hizaya sokmanız, enflasyonu indirmeniz, bizi fakirlikten kurtarmanızdır” dedi.
***
Bugün kabine açıklanıyor. Bakanlıklara güçlü isimler atanacak. Bunun planlaması seçimden çok önce yapıldı. Ak Parti’de kendisini yetiştirmiş, bilgisi, kültürü, donanımı ve organizasyon yeteneği ile öne çıkan çok fazla isim var. Erdoğan da yeni kabinesi ile Türkiye’nin alt yapısını daha da güçlendirecek yatırımlara girişecektir. Şansı ise yeni gaz ve petrol keşifleri olacaktır.
Erdoğan, daha önce Ak Parti Genel Başkanlığını ve Başbakanlığı devrettiği halde yerine geçenler ülkeyi onun kadar iyi yönetemedi. Geri dönmek zorunda kaldı. Ancak bu dönemden sonra yerini yeni yetişen donanımlı gençlere bırakacaktır.
Türk dostu liderler Ankara’da toplandı. Görkemli bir tören ve başlangıç olacak. Birkaç gün önce Türk Yatırım Fonu’nun kurulması da adeta bir müjde gibi oldu. Zengezur Koridoru üzerinden Türk dünyasının karayolu ve demiryolu ile birleşmesine ramak kaldı. Türkiye’nin önü açılıyor. Erdoğan’ın liderliğinde İslam dünyasını da hareketlendirerek dünya için yeni bir rota çizme zamanı geldi artık.
