Lider olmak size ağır geldi!
Amerika’nın
son 40 yılda dış politikasını belirleyen isimlerden biriydi Brzezinski. Johnson
ve Kennedy’ye danışmanlık yapan Brzezinski 1977 yılında Carter’a Ulusal
Güvenlik Danışman olmuştu.
2017 Yılında
öldüğünde Amerika'nın Sesi (WOA): “Zbigniew Brzezinski'nin Dış Politika
Mirası Devam Edecek mi?” diye soruyordu. Çünkü Amerika'nın küresel
mirasının devamı dünya lideri olması ile mümkündü.
Ölmeden önce
Brzezinski, “Amerika’nın son yıllardaki global mevkiini koruyabilmesi,
sosyoekonomik eskimeyi aşmak için göstereceği gayretleri başarıyla uygulamasına
ve dünyanın açık arayla en önemli kıtası olan Avrasya’da yeni ve sağlam bir
jeopolitik denge oluşturmasına bağlıdır…” demişti.
Ünlü
stratejist bu tavsiyelerde bulunurken Amerika tam tersi yönde gayret göstererek
global mevkiini tehlikeye düşürdü.
Kim ne derse
desin Amerika'nın bu bölgede en önemli 3 müttefikinden biri Türkiye idi. Lakin
Amerika öyle hatalar yaptı ki bu üç müttefik ülke yani Türkiye, Mısır, Suudi
Arabistan, “Amerika gibi müttefik düşman başına” diyecek noktaya geldi.
Amerika
dünya liderliğini taşıyamadı. Silah ve dolar gücü ile açgözlülüğünü
acımasızlık, zulüm ve katliamlarla doyurmaya çalıştı.
Amerika
yolun sonuna geldi. Önündeki karanlığı görüyor ve bundan kaçış olmayacağını da
biliyor. Bunu bildiği için de insanlıktan çıkıyor ABD.
73 yıldır
İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü zulmü bir tek kere olsun kınamadı ABD.
Bir kere, tek kerecik olsun İsrail terör devletine mani olmadı. İsrail’in bütün
katliamlarında ABD'nin onayı vardı.
Daha dün,
17 Mayıs
2021 günü, İsrail’in 200’ü aşkın Filistinliyi katlettiği gün ABD İsrail’e
mükafat niteliğinde yüzbinlerce parçadan oluşan silah verme kararını Biden’ın
imzasıyla kabul etti.
Bu
silahların İsrail’e verilmesinin anlamı şudur:
“Aslanım
İsrail!
Filistinli
Müslümanları çoluk çocuk demeden katlediyorsun, gözüme girdin. Al sana,
silahların eskimiştir. Daha çok Filistinlinin kanını akıtman için sana bu
silahları da veriyorum…”
Evet, her
öldürülen Filistinlinin kanında Amerika’nın direkt dahli vardır. Aslında
bölgemizde son 70 yıldır akan bütün kanın ya birinci ya da ikinci derecede
sorumlusu ABD’dir.
Bu yüzden
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Biden’e:
“Sayın
Biden, sözde Ermeni soykırımında Ermenilerin yanında yer aldın. Şimdi de ciddi
manada orantısız bir saldırı ile Gazze'ye saldıran ve yüzlerce insanın
şahadetine vesile olan bu olayda siz kanlı ellerinizle bir tarih yazıyorsunuz.
Bunu bize söylemeye mecbur ettiniz. Biz bu konularda daha fazla duramayız,
durmayacağız…” diyerektepkisini gösterdi. Hem ABD artık aleni bir şekilde
hatta Müslümanları öfkelendirecek derecede İsrail’i destekliyor, siyonistlere silah
ve para yardımında bulunuyor. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın Biden’a tepkisi bundandır.
Sadece tepki göstermiyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün
görüştüğü Papa Fransuva’ya kalıcı bir çözüm önerisi de sundu:
"… Kudüs'ün üç dinin temsilcilerinden
oluşan bir komisyon tarafından yönetilmesi, günümüz şartlarında en doğru ve
tutarlı yol olacaktır. Aksi takdirde bu kadim şehirde kalıcı barışı sağlamak
kolay ve mümkün görünmüyor.”
Ama
göreceksiniz, Papa da Hristiyan dünya da kendileri için kutsal olan bu beldeye
sahip çıkmayacak çünkü batı için tek kutsal çıkarıdır. Bugün çıkarları İsrail’in
Ortadoğu’da çıbanbaşı olarak kalmasıdır, İslam dünyasını karıştırmasıdır, icap
ettiğinde İsrail’i jandarması olarak Müslümanlara saldırtmasıdır.
Türkiye durmuyor, Türkiye öncelikle açık ve
net tepkiler göstermesi için dünya liderleri ile görüşüyor. Başkan Erdoğan ve
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun çabaları karşılık bulunca da rahatsızlıklar başlıyor:
Yahudileri adeta soykırıma tabi tutan
Avusturya Hükumetinden İçişleri Bakanı Karl Nehammer, “İsrail'in Filistin'e
yönelik saldırılarında gerilimin artmasının müsebbibi Türkiye'dir.” diyerek
bu minvaldeki rahatsızlığını dile getiriyor.
Burada batının durumunun bir facia olduğu bir
kez ortaya çıktı.
Batı dünyası liberalleri tarafından,
hümanisti tarafından, demokratı-sosyal demokratı tarafından değerden tamamen
kopartılmış bir coğrafyadır. Bütün değerlerinin içini “çıkar” ile
dolduran bir batının insanlık ailesine yapacağı bir iyilik kalmamıştır.