Lider olarak kadın
“Vardım, Varım, Var olacağım!”
Rosa Luxemburg
1975 Yılında Birleşmiş Milletler, 8 Mart’ın Dünya Emekçi
Kadınlar Günü olarak kutlanmasına karar vermiştir. Dünyada Kadınlar Gününün
kutlanmasının amacı, kadın ve erkek arasındaki ayırımcılığın ortadan
kaldırılarak, kadın-erkek ayırımı yapmadan insani eşitliğin, adaletin, özgürlüğün,
hakların ve kalkınmanın herkes için geçerli olduğu bir dünyanın oluşturulması
için herkesin çalışmasını sağlamaktır.
Dünya Kadınlar Gününü kutladığımız bu yılda kadınların büyük
sorunlarla kuşatıldığını ve nefes alamaz hale getirildiklerini görüyoruz.
Şiddet, yoksulluk, ataerkillik, işsizlik ve ötekileştirme, kadınların
yaşamlarını girdap gibi içine almaktadır. Şiddet, hukuksuzluk ve ataerkilizm tarafından
kuşatılan kadınların en asli ihtiyacı, özgürce ve eşitçe nefes alabilecekleri
bir hayata kavuşmaktır. Kadınların nefes alamadıkları bir dünyanın
oluşturulmasında baş sorumlu, erkeklerdir. Kadının nefes almasını zorlaştıran
mevcut hayat koşullarının aşılması için erkeklerin, kadınları yalnız bıraktığı
görülmektedir. Şiddet, yoksulluk ve ötekileştirme ile kuşatılan kadın, yalnız
bırakılmıştır. Kadının erkekler tarafından yalnız bırakılması, anlamlı, değerli
ve verimli bir yalnızlık değildir. Kadınların nefes alabilmesi, yaşayabilmesi,
üretebilmesi ve hayata aktif katılımları için, erkeklerin kadınlar etrafında
oluşturdukları kuşatmayı kaldırmaları gerekmektedir. Kadının yaşadığı şiddet, yoksulluk
ve tükenmişlik sorunlarının asli faili erkek olmasına rağmen kadının yalnız bırakılması,
insanlık durumumuzda derin bir kriz anlamına gelmektedir. Kadını yalnız
bırakmak, çözüm değil sorundur. Erkekler, yarattıkları sorunlar girdabına
kadını hapsetmeden sorunların aşılması sorumluluk almanın yollarını
öğrenmelidirler. Kadını yalnız bırakarak, kadının nefes alabileceği bir hayatın
oluşturulması mümkün değildir.
Kadın, insanlığa liderlik yapabilecek her türlü donanıma,
yeterliliğe, yeteneğe ve kapasiteye sahiptir. Her türlü yeteneğe ve yeterliliğe
sahip olmasına rağmen kadının, liderlik hakkının tarihten günümüze hep gasp
edildiğini söyleyebiliriz. Kadının, siyaset, eğitim, yönetim, sağlık, ekonomi, hukuk,
kültür, sanat ve bilim başta olmak üzere hayatın bütün alanlarında liderlik
yapacak yeteneği ve yeterliliği vardır. Kadının liderlik yapamayacağı istisna
hiçbir alan bulunmamaktadır. Kadınların yalnız bırakılmaması demek, kadının her
alanda liderlik yapma hakkını desteklemek, içselleştirmek ve tanımak demektir.
Kadının liderlik hakkını kullanabilmesi için kadının yaşam
hakkının korunması gerekmektedir. Özel ve kamusal alanlarda şiddete maruz kalan
kadınlar, hayatlarını kaybetmektedirler. Kadının biyolojik varlığını ve yaşam
hakkını koruyan sahici bir hukuk sistemine ihtiyaç vardır. Kadına karşı şiddeti
ve ayırımcılığı yasaklayan, devletlere bu konularda gerekli düzenlemeleri yapma
sorumluluğu getiren bütün sözleşmelerin gereklerinin yapılması için yoğun bir seferberliğe
girilmelidir.
Kadını seks tanrıçası, tatlı kız, anne, hanım kız, bomba
hatun gibi klişelere sıkıştıran ve boğan kalıplardan arınmamız ve kurtulmamız
gerekmektedir. Kadının liderliğini toplumlar için en büyük felaket ve facia
olarak gören ataerkil kalıpların hiçbir geçerliliği bulunmamaktadır. Kadının
duygusal açıdan zayıf olduğu, düşüncesinin duygusal zayıflıklarının etkisinde
olduğunu savunan gerçek dışı yaklaşımların, ezberlerin ve klişelerin dışında
kadının anlaşılması lazımdır. Liderlik, erkeklerin tekelinde olan bir ayrıcalık
değildir. Liderliğin erkeklerin tekelinde olması, dünyayı bir cennete
dönüştürmemiştir. Kadınların liderlikten dışlanması ve liderliğin erkeklerin tekelinde
bir imtiyaz olması, insanlık durumumuzdaki en önemli sorun kaynaklarından
biridir. Liderliğin cinsiyeti olmaz. Hayat yolculuğunda liderlik etmek,
kadın-erkek ayırımı yapmadan bütün insanların hakkı olduğunu anlamamız
gerekmektedir. Kadını sosyal, duygusal ve düşünsel açılardan tam lider olarak
gören yeni bir yaklaşım, kadınla beraber bütün insanlığın nefes almasını
sağlayacaktır.
Liderlik, diğer insanlarla birlikte hayatı etkilemek ve
hayata yön vermektir. Liderlik, güç ve şiddet kullanmak, komuta ve kontrol
saplantısı demek değildir. Liderlik, anlamla, anlamayla, açıklıkla, özgürlükle,
akılla, geleceğe yönelmekle, işbirliği ve paylaşmayla ilgili insani bir
durumdur. Kadınlar, liderlik için gerekli bu özelliklere ve yeteneklere
fazlasıyla sahiptirler. Hayat, bir yolculuktur. Liderlik, hayat yolunda
insanları olumlu, yapıcı, yaratıcı ve dinamik nitelikte etkilemek demektir.
Liderlik, yönetmek demek değildir. Liderlik, yönetmek yerine birlikte yön
bulmak için sürekli olarak yolda olmaktır. Hayat yolculuğunda liderlik etmek
için kadınlar, duygusal, düşünsel, sosyal, ahlaki, akli ve ilişkisel açılardan
her türlü donanıma sahiptirler. Kadınların insanlığa hayat yolculuğunda
liderlik etmeleri için, önlerindeki yapay engellerin kaldırılması yeterlidir. Kadınları,
cam tavanlarla engelleme saplantısı şeklindeki çocuksu durumdan kurtulmaya ve
olgunlaşmaya çok ihtiyaç vardır. Bırakın, kadınlar hayat yolunda insanlığa yol
ve yön göstersinler!
Necip Fazıl’ın Kadın
şiiriyle Dünya Kadınlar Gününü selamlıyorum: Kalıp değil bir fikir.../ Elmas
sorguçlu fakir/ Açıkta sırrı bakir/ Kadın.../ Çölde kaçan bir serap/ Yönü
kementli mihrap.../ Madeni som ıstırap/ Kadın.../Dipsiz hasrete tuzak/ En
yakınken en uzak..../ Tadı zehrinde erzak/ Kadın.../ Bir işaret, bir misal/
Ayrılık remzi visal.../ Allah'a yol bir timsal/ Kadın...