Lider
Adı bağımsız ama her şeyiyle kraliçeye bağlı İndependent operasyon öncesi nabız yoklama babından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsunu gündemine almış. Forstaki yıldızların temsil ettiği devletlerin bir kısmının (Avarlar, Hunlar, Altınordu, Gazneliler…) Türk olmadığı Moğol olduğuna dair Alman bilim adamlarının varsayımları, diller, lehçeler üzerinden ön istihbarat algısını yayıyor.
Ankara’da büyükelçilik yapmış MI6 başkanı Richard Moore yaptırdığı bu hamlesiyle
Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında Türkiye’nin vazgeçilemez ülke olmasından endişe
etmiş olacak ki, Türk hinterlandında uyanışı, öze dönüşü etkisizleştirmek,
yükselen Avrasya’da Türkiye’yi dışlayarak devletleri ve milletleri yönettiğini
zanneden uluslararası üç buçuk şirkete alan açmak istiyor. Bu bölgede sen
Özbeksin Türk değil, Kazaksın, Kırgızsın Türk değil, Tatar’sın, Azerisin, Çeçensin,
Çerkezsin, Abazasın Türk değil oyununu oynayan Ruslar yıllar yılı aynı taktiği uygulayarak
kardeşi kardeşe düşman edip zengin kaynakları sömürmedi mi? Bugün Rusya’yı batı
karşısında dirençli kılan gaz ve petrol sahalarına baktığınızda enerjinin
gerçek sahiplerinin kimler olması gerektiğini anlarsınız.
Adriyatikten Çin seddine kadar bu coğrafyanın gerçek
sahiplenin kim olduğunu bizden iyi bildikleri için bu tür algılarla ön
alıyorlar. Atlantik’in (ABD-İngiltere-AB) Avrasya kuşatmasının asıl hedefi bize
göre ne Rusya, ne de Çin. Çünkü Ruslar da Çin de bu bölgenin gerçek sahipleri
değil sömürgecileri. Çin zenginlerini de Rus oligarklarını da ayakta tutan güç
ise malum dünyayı yönettiğini zanneden, İsrail-İngiltere-ABD ekseninde
devletlere şekil veren üç buçuk uluslararası şirket. Devletler oligarkların
mallarına el koyarak Putin’i değil Rus halkını cezalandırıyorlar. Ukrayna
saldırısı, Rus ve bölge halklarını fakirleştirirken, ABD silah, enerji, ilaç ve
gıda şirketlerinin değerlerine değer kattı. Neticede değişen dengeler sonucu su
gider kum kalır misali bu coğrafyada (Pazar olarak da olsa) kalıcı olacak
yegane güç Türk gücü olacaktır.
Hrıstiyan Türklerin
ülkesi Macaristan’da seçimle isteklerine ulaşamayanlar, Pakistan’da siyasi
krizi tetiklediler. Kazakistan’da umduğunu alamayarak Ruslara teslim edenler,
Kırgızistan’ı karıştırmaya hazırlanıyorlar. Ukrayna’yı kan gölüne çevirenlerin
bir sonraki adımı ise Balkan coğrafyası. Askeri yönden NATO, ekonomik yönden AB
(Almanya) kıskacına sıkışmış olan Arnavutluk, Karadağ, Makedonya,
Bosna-Hersek’te sözde ABD-Rusya
çatışmasıyla Müslümanlar (Türk dostları) yok edilmeye çalışılacak.
Geçiş sürecinde liderlikler öne çıkıyor. Çin Devlet Başkanı,
Şi Cinping ticaret savaşında ABD’nin hamlelerine yeni hamlelerle cevap vererek
güçlü lider olduğunu ispatladı. Putin’in liderliği ise Ukrayna savaşıyla
törpülendi. Ukrayna’da amacına ulaşamayan bir Putin’i, Balkanlar, Kafkaslar
hatta ve hatta Moskova’da büyük süprizler bekliyor. Yılların güçlü lideri
Merkel, global çetenin baskısına dayanamayarak koltuğu devretti. Liderlik
özellikleri bulunmayan Macron’un ise Le Pen’le gireceği çekişmeden galip
çıkacağı şüpheli, Galip çıksa bile ABD’siz (uluslararası şirketler olmadan)
kıpırdaması mümkün değil. Hindistan Başbakanı Modi, Kamala Harris’in ABD Başkan
yardımcısı olmasının meyvelerini topluyor. Global çetenin Pakistan operasyonunu
sadece seyrediyor. Rusya ile olan bağımlılığı ise global çetenin umurunda bile
değil.
Yıllar yılı ABD’nin hasım liderler safına oturttuğu, Maduro
artık cici çocuk olarak gösteriliyor. İsrail’in ayak diremesi olmasa İran’a
ambargolar zaten kalkacak. Bunak Biden basiretsizliğiyle Suudi Arabistan, BAE,
Mısır gibi ülkelere atacağı kazığın ucunu gösterdi. ABD-İsrail’den yeterince güvence alamayan
körfezin sonradan görmüşleri el mahkum rotayı Türkiye’ye çevirdiler.
Tüm bu hengame içinde projektörler Türkiye ve lideri
Erdoğan’a çevriliyor. Afrika, gıda, ilaç çetelerinden kurtulmak için
Türkiye’den medet umuyor. Erdoğan’ı dostlarıyla birlikte en azından 2023
Haziran seçimlerine kadar indiremeyeceğini anlayan Biden, F-16 mektubuyla
buzları eritmeye çalışıyor. Ankara merkezli bağımsız politikalardan rahatsız
olanların ellerindeki en büyük koz ekonomi, enflasyon vatandaşın alım gücü.
Küreselleşmenin bittiği, küresel savaşların başladığı bir dönemde Türkiye’nin
tek çıkışı güçlü olmak, güçlü kalmak. Bunun için de çare güçlü liderle
yönetilmek. O yüzden Türk seçmeni 2023’te de gücünü her defasında kanıtlamış
lider Erdoğan ile devam inşallah diyecektir. 2002’den beri Erdoğan gücünü
kanıtlamamış olsa idi İmran Han gibi parlamentoda üç beş vekil transferi sonucu
koltuğundan olur, ülke de emperyalistlerin hesap ettiği gibi kaosa
sürüklenirdi.
Yani ne Rusya’dan, ne de Ukrayna’dan vazgeçmeden, ateşin
balkanlar gibi diğer coğrafyalara yayılmasını önleyerek Türkiye’nin
menfaatlerini önceleyen bir liderlik bizleri gelecek hedeflerine, dünyada huzur
ve barışa götürür. Filistin’i ezdirmeden İsrail ile ilişki barışı sağlayabilir.
Yandık bittik kül olduk edebiyatı yerine kimseyi dışlamadan, hak yemeyen ve
hakkını yedirmeyen bir Türkiye’nin gücüne güç katmak hepimizin hedefi ve görevi
olmalıdır. Vesselam….