Libya'da neler mi oluyor?
Misrata kentindeki deniz üssü ve Trablus’un güneyindeki Vatiyye hava üssündeki çalışmalar son aşamasındadır.
Ve Libya’ya Türkiye’den giden üst düzey heyetin ziyaret aralıkları gittikçe sıklaşıyor.
Bu defaki ziyarette Savunma Bakanı Sayın Hulusi Akar Libya’dan önce İtalya’nın Sicilya Adası’nda İngiltere Savunma Bakanı Ben Wallace ve İtalya Savunma Bakanı Lorenzo Guerini ile üçlü bir görüşme gerçekleştirdi.
Mitiga Havalimanı’nda Libyalı ve Türk yetkililer tarafından karşılandı, Libya Görev Grup Komutanlığını ziyaret etti. Libya açıklarındaki TCG Gelibolu Firkateyninde bahriyelilerle birlikte İtalya-Türkiye maçını izledi gerekli mesajları Firkateynden verdi. Libya halkının yanında olmaya devam edeceklerini belirtti, ‘Türkiye, Libya’nın kendi kendine yetebilecek bir seviyeye ulaşması için gayret göstermeye devam ediyor.’ dedi.
Türkiye’ye Libya’da çelme takmak isteyenlere anladıkları dilden cevaplar verdi.
Sayın Akar, etki ve ilgi alanı genişleyen Türkiye’nin bölgesel, küresel barış ve istikrar için önemli sorumluluklar üstlendiğini, üstlenmeye devam ettiğini bildirdi; müttefiklerimize dayanışma taahhütlerini yineledi, sahadaki Türk askeri varlığını göstererek de; işbirliğinden kaçan tarafların içine korku saldı.
Libya ziyaretlerinin her birinde Savunma, Dışişleri ve Genel Kurmayın en yetkili isimlerinin yer almasıyla Türkiye; Libya’da barışsa barış, savaşsa savaş dercesine iki alternatifli mesajlar verme ihtiyacı hissediyor.
Libya’nın meşru hükümetini Hafter’in hışmından kurtaran, Libya’da diktatörlüğe geçit vermeyen Türkiye; istenmeyen misafir gibi gösterilerek, ayak oyunlarıyla saf dışı edilmek isteniyor.
Nedeni de şu;
Fransa; Kaddafi döneminde yaptığı Libya gaz kaynaklarının çıkarılması ve işletilmesi anlaşılmasını güncellemek istiyor. Libya’da Petrol kapasite çalışmalarının tümünün Total petrol şirketine verilmesini ve güneydoğu altın kaynaklarını tamamen eline geçirmek istiyor.
İtalya; Libya’daki mevcut gaz kaynaklarının işletilmesi ve pazarlama haklarına yenilerini eklemenin peşinde koşuyor.
Rusya; Kaddafi dönemindeki sıcak ilişkilerini daha da ısıtmanın hayallerini kuruyor, Orta Afrika’ya yayılmak istiyor.
Mısır; milyonları bulan işsiz ordusuna Libya’da istihdam sağlamanın, Libya’nın yeniden yapılanmasında aslan payı almanın hesaplarını yapıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri de; Libya’da Petrol rafineri pazarını ele geçirmenin, Libya limanlarını işletmenin, Dubai’yi Libya Petrolarının satış üssü yapmanın hayallerini kuruyor.
Libya’daki hokkabazların nasıl gemleneceği tartışmaları Sicilya’daki, Libya’daki ve Sayın Cumhurbaşkanının Bürükselde ABD Başkanı Joe Biden ile yapacağı görüşmeler gündeminin merkezinde oldu, olacak, hiç şüpheniz olmasın.
Hokkabazların bütçe görüşmelerini engelleme ayak oyununa henüz bir çözüm bulunmuş değil. Hükümetin bütçesiz kıvranacağını iç ve dış ödeme dengelerinin altüst olacağını bilenler sadece bununla da kalmayıp Libya’nın yurtdışı mevduatlarının transferini de engelliyorlar.
Yabancı güçlerin Libya’dan çekilmesi de tek koşulları..
Yabancı güçten kimi kastediyorsunuz diye sorarsanız; Hafter’in yanında savaşan ne Rus paralı askerleri Wagner ne de Sudanlı, Çatlı vesaire diğer milislerin hiç biri kimsenin aklına gelmiyor.
Nedense ABD, Avrupa ve bazı Arap ülkeleri dâhil hepsinin aklına Libya’nın uluslararası tanınan hükümetiyle kanunlara uygun anlaşmalarla Libya’da bulunan Türkiye geliyor.
Sicilya’da, Libya’da ve Brüksel’de yapılan görüşmeler ve verilen türlü mesajlardan sonra hükümet bütçesi onaylansa bile benzer engellemelerin biteceği ön görülmüyor.
Ekim seçimleri ise engellemenin ikinci adresi olacak.
Ülkede yeni seçimlere gitmek için şart koşulan ortak anayasa çalışmasından henüz bir eser yok.
ABD’ye gelince; Rusya’ya karşı gittikçe serleşen ABD’nin Libya sancısının en başta gelen nedenlerinden en önemlisi; Rusya’nın Libya üzerinden orta Afrika’ya açılması kuşkusudur, Libya projelerinde yer almak ya da Petrol veya gazından pay almak değil.
Peki, Orta Afrika’daki Rus yayılımını kim nasıl önleyecek, buna kimin gücü yetecek?
Kaderin başka bir cilvesidir ki, burada da parmaklar Türkiye’yi gösteriyor.
Suriye, Libya ve Karabağ tecrübelerinde Rus sistemlerini bertaraf eden Türkiye’yi..
Bir tarafta; Türkiye var. Diğer tarafta; Amerika ve Rusya.. Geri kalan taraflar teferruattır.
O zaman Libya handikabı nasıl aşılacak?
Türkiye-ABD işbirliği ile mi yoksa Türkiye Rusya işbirliği ile mi?
Bunun kararı Brüksel’de iki Başkan arasındaki ikili görüşmeden sonra verilecek.
Türki’ye, Misrata deniz üssü ve Vatiyye hava üssünü hazırlayıp devreye sokarak gerekirse yeniden savaşa hazır olduğunu gösteriyor.
Mavi Vatan’ın güvencesi Libya deniz sınırlarını belirleme ve savunma anlaşmalarının korunabilmesi ve Libya ile mevcut 500 yıllık dostluk ilişkilerinin idamesi için gerekirse Türkiye; kolları sıvayacak yeniden sahaya inecek.
Yanına gerekirse Rusya’yı gerekirse Amerika’yı alacak.
Ama seçimi Türkiye yapacak, onlar değil.
