Libya''da Hafter Sonrası Dönem
Kurulmasına Birleşmiş Milletler’in katkı sunduğu Libya Ulusal Meclis Hükumeti (UMH), Türkiye’nin vermiş olduğu destekle ülkede kontrolü sağlama konusunda önemli başarılar elde ediyor. Trablus çevresi Hafter’in paralı askerlerinden tamamen temizlendi. Doğu’ya doğru ilerleyen meşru Libya hükumetine bağlı ordu,“Kime ait oldukları bilinmeyen savaş uçakları tarafından bombalanınca” şimdilik ilerlemeye ara verdi, ama şimdilik...
Aslında UMH’nin ilerlemesini durduran bu uçakların Rusya’ya ait olduğu biliniyor, ancak bu gerçek şimdilik “Kime ait olduğu bilinmeyen” olarak ifade ediliyor. Günü geldiğinde bu suçu işleyenlerin Ruslar olduğu, kime ait olduğu bilinmesin diye savaş uçaklarının boyalarla kimliği belirsiz! hale getirildiği açıklanacak.
Mısır’ın Sisi’si de UMH’nin ilerlemesinden rahatsız. Öyle rahatsız ki, Mısır topraklarının bir kısmı DAEŞ’in işgalinde olduğu halde Mısır’ın bu topraklarını değil, Libya’nın doğusunu kendisine dert edinmesi komikten de öte bir şey.
Sisi, Türkiye destekli UMH’nin Hafter’in kontrolünde bulunan Güney ve Doğu Libya’daki ilerleyişini tedirginlikle karşıladı ve bu ilerleyişi, “Sirte ve Cufra bizim kırmızıçizgilerimizdir… Libya’ya destek vermeye hazırız…” diyerek durdurmaya çalıştı. Ancak Libya Ulusal Mutabakat Hükumeti (UMH) Mısır’ın bu açıklamasına meydan okudu.
Bir tepki de Birleşmiş Milletler Sözcüsünden (BM) geldi. Sisi’nin “Kırmızıçizgi” açıklamasına Libya’nın BM Sözcüsü, “Sizin kırmızıçizgileriniz Sina Çölü’dür” diyerek diplomatik şamarı Sisi’nin suratına yapıştırdı.
Tam bu açıklamadan sonra Libya Başbakanı Feyyaz Serrac, ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard B. Norland ve ABD Afrika Kuvvetleri Komutanı (AFRICOM) Orgeneral Stephen Townsend ile ülkenin batısındaki Zuvara kentinde bir araya geldi.
Açıklamada, “Toplantıda Libya’da yaşanan askeri alan ve güvenlik konularındaki son gelişmeler ve Amerika'nın Libya'da istikrarı sağlama çabaları gözden geçirildi. Ayrıca Libya Devleti ile ABD arasındaki stratejik iş birliği çerçevesinde ortak koordinasyon ile terörizmle mücadelede AFRICOM’la iş birliği konusu tartışıldı.” denildi.
Aynı ABD, “Türkiye de dahil Libya'ya silah sevkiyatında bulunan ülkelerin bundan vazgeçmelerini sağlayacağız.” diyerek yeni bir alan açtı. Bugüne kadar Libya ile ilgili gelişmelerin büyük bir kısmını bu açıklama ile birlikte yeniden okumak lazım. Önümüzdeki haftalar ABD'nin yaptığı bu açıklamanın yine ABD tarafından ne kadar ciddiye alınacağını göreceğiz.
Bütün bunlar yaşanırken Libya’da yeni anayasadan tutun yeni siyasi yapılanmaya kadar artık her şey yakında kurulacak masada konuşulacak. BM’nin gözetiminde kurulacak masada muhtemelen Türkiye’nin yanısıra Fransa, Rusya ve tabi ki ABD yer alacak. Mısır’ın Libya'ya komşu olması hasebiyle çözüm masasında olması beklenirken Türkiye'nin buna karşı çıkmasının ne kadar etkili olacağı merak konusudur.
Türkiye’nin Hafter’i çözüm masasında istemediği biliniyor ve Dışişleri yetkilileri bu konuda taviz vermeyeceğimizi defaatle söyledi. Geldiğimiz nokta Hafter’in denklem dışı kalmasıdır. Bunu Hafter’in destekçileri ülkeler de kabul etmek durumunda kaldı. Hafter denklem dışı kaldığında bu boşluğu dolduracak yeni bir ismin ön plana çıktığını görüyoruz. Tobruk’ta bulunan Meclis Başkanı Akile Salih.
Akile Salih Türkiye için makul biri sayılabilir. Tobruk'ta bulunmasına rağmen Hafter yanlısı bir siyaset izlemediği gibi bu konudaki baskılara göğüs geren biri siyasetçi olduğunu gösterdi.
Aslında bu konuda, Rusya ile Libya’da düştüğümüz anlaşmazlığın seyri beni daha fazla meşgul ediyor. Rusya, bana ne benden bu kadar deyip Libya’dan tamamen çekilemez çünkü Rusya Libya’da mutlaka üs kurmak istiyor. Bu arzusundan vazgeçecek bir Rusya dünyada ve bölgesinde güvenilirliğini yitirir.
Bu sebeple başta İdlib olmak üzere Suriye’nin toprak bütünlüğü, PKK/YPG ile Rusya ilişkileri, Doğu Akdeniz gibi konularda Rusya’nın tavrı bizim için önemlidir.