Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ağustos 2023

Lgbt lobisi: Cinsiyetsiz toplum

Toplumsal cinsiyet kavramını yerle bir etmeyi amaçlayan, erkek ve kadın arasındaki biyolojik farklılıkları yok sayarak, sapkın ilişkileri meşrulaştıran ve cinsiyetsiz bir toplum hedefleyen, dünya çapında eşcinsellik projesi olan LGBT (Lezbiyen, Gay, Biseksüel ve Transgender), gerek dizi ve filmlerle, gerek siyasi kampanyalarla gerekse de uluslararası medya kuruluşları eli ile pedofili, eşcinsellik ve çocuk istismarını normalleştiriyor ve masumlaştırıyor.

LGBT terör örgütü, bir kaç gün önce, Uganda devletini bu lobiyi desteklemediği için Dünya bankasından kredi alma desteğini kesmesine sebep oldular. Okuyunca inanılması zor görünse de bu hakikat artık insanlığa dayatılan bir gerçek.

“Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni, eşcinsellik karşıtı kanunun kabul edilmesi nedeniyle Dünya Bankası'nın ülkesine kredi desteğini kesmesine rağmen Uganda'nın kalkınacağını belirtti. Museveni, uluslararası finans kuruluşlarından kredi almasa da ülkenin gelişeceğini vurguladı. Uganda yönetimi, eş cinsel ilişkilerin HIV virüsü ve AIDS gibi hastalıkların yayılmasına sebep olduğunu savunuyor. HIV virüsü ve AIDS gibi hastalıkların yayılmasına sebep olan kişiler hakkında idam kararı verilebilecek. "Eş cinselliği teşvik etme" suçlaması için 20 yıl hapis cezası öngörülüyor.

Öte yandan, eş cinsel haklarını savunan kurumlara maddi yardım yapmak ve bu konuda her türlü yayın yapmak da suç kapsamına alınıyor. Söz konusu yasağa başta Avrupa Birliği ve ABD'den tepki gösterilmiş ve Uganda'ya vize kısıtlamaları gündeme gelmişti.”

Modern dünyanın toplumsal cinsiyet projesi 'cinsiyetsizleştirmek' temelleri üzerinde kuruluyor. Cinsiyetsizlik dayatması yapan LGBT lobileri, her geçen gün 'ideolojik çete' haline dönüşüyor. Sosyal hayatta kadın ve erkek arasında farklılıkların olmadığını savunan bu görüş, bireylere özgü rol ve vazifeleri reddediyor. Bu projenin temel hedefinde ise çocuklar var. Batı ülkelerindeki bazı eğitim kurumlarında çocukları cinsiyetsizleştirme mühendisliğinden geçiren LGBT lobilerinin, amaç ve hedeflerine küresel ve derin güçler farklı platformlarda destek veriyorlar.

LGBT hareketi, 20. yüzyılın başından beri hükümetleri, hukuk sistemlerini, eğitim kurumlarını, iş dünyasını ve toplumu dönüştürmek ve değiştirmek adına faaliyet gösteriyor. Daha geniş kapsamlı kampanyalar, protestolar, lobi faaliyetleri, hukuki dava süreçleri, eğitim programları ve medya üzerinde yapılan algı ve ikna çalışmaları…

LGBT lobisi, örneğin eşcinsel evlilik, eşitlik yasaları, eşcinsel çiftlerin evlat edinmesi ve askerlik gibi konularda hükümetlerden lehte politikalar ve yasalar çıkarmaları için lobi baskısı yapmaktalar.

LGBT lobisi, dünya genelinde farklı ölçeklerde ve farklı organizasyonlarla faaliyet gösteriyor. Hem yerel, hem de uluslararası düzeyde LGBT haklarını savunan kuruluşlar, topluluklar ve aktivistler bulunmakta. Önemli LGBT hakları savunucusu örgütler arasında Uluslararası LGBT İnsan Hakları Komisyonu (ILGA), HRC (Human Rights Campaign), Stonewall gibi kuruluşları sayılabiliriz.

LGBT toplulukları moda endüstrisinden her geçen gün daha önemli roller üstlenmeye çalışıyor. Dünya genelinde LGBT tasarımcıları, dergi editörler, fotoğrafçılar, makyaj sanatçıları bu tür trendlere yön vermeye çalışıyor. Bu sektörün en büyük destekçileri ise eşcinsel modacılar, müzisyenler ve sinema yıldızlarından oluşuyor.

Eskiden subliminal yöntemlerle yapılmaya çalışılan manipülasyon şimdilerde açık seçik ortaya konuluyor. Animasyonlarda kız çocuklarını öpüştüren Netflix, cinsel gelişimini tamamlamamış çocukların saf akıllarını bulandırmaya çalışıyor.

Öte yandan yakın dönemde yayımlanan Türk film ve dizilerinde de eşcinsel karakterlere sistematik olarak yer veriliyor. Yardımsever ve naif karakterleri canlandıran eşcinsellerin seyirci gözünde olumlu bir imaja sahip olması amaçlanıyor.

LGBT akımlarının toplum nezdinde meşrulaşması için kültürel bir zemin oluşturma çabaları açısından bazı yayınevleri de ön plana çıktı. Kitle kültürüne yön verme konusunda Netflix gibi dijital platformlar planlı bir strateji uygularken, söylem ve teorik alt yapı ise yayınevleri vasıtasıyla kültür endüstrisi tarafından üretiliyor. Kültür yayıncılığı alanında önemli paya sahip bazı yayınevleri de eşcinsellik lobisinin sponsorluğunu yapmaktalar.

Dünya çapında bir sapkınlık projesi olan LGBT, küresel sermayenin desteğiyle her geçen gün büyüyen bir terör lobisi haline geliyor.

Özellikle, ABD'de akılalmaz bir güce kavuştu. Son yıllarda ülke genelinde okulların içine kadar girerek propaganda çalışmalarına çocukları da katan LGBT lobisi" LGBT'li çocuklar unutulmasın" diyerek tartışmaya cinsel kimliği henüz oturmamış çocukları da dâhil ettiler.

LGBT lobileri, gökkuşağı ve tek boynuzlu at gibi figürleri de nerdeyse her alanda ve sektörde algıda seçicilik noktasına getirdiler. Özellikle sosyal medya fenomenlerinin hızlı bir şekilde cinsiyet değiştirme ameliyatları olmaları ve bunun için gerekli bütçeyi bu lobilerin desteklediği artık bir sır değil.

Eşcinsellik tartışmasının binlerce yıllık bir geçmişi var. Ancak sosyal medyanın, dizilerin, sinema filmlerinin ve STK'ların etkisi ile herhalde insanlık tarihi boyunca bu kadar görülür olmamıştı. Bunda elbette tüm dünyayı etkisi altına alan LGBT lobisinin de büyük payı var. Peki, nedir bu eşcinsellik meselesi? Doğuştan gelen bir özellik mi yoksa doğumdan sonra insanın peşini bırakmayan bir hastalık mı? LGBT lobisi son yıllarda nasıl bu kadar güçlendi? Tüm bu soruların cevabını “makul bilim ve ilim insanları vermekte “ bu dipnotuda yazayım.

Eşcinsellik bir cinsel yönelimdir. LGBT ise sosyo-politik bir kimliktir. Bizlere “yenidünya düzeni” diye dayatılan komplo teorisinin pratikte tek projesi LGBT’dir. Gerek bilimsel gerçekler, gerek dini inançlar, gerekse kadim gelenekler insanın kadın ve erkekten oluşan iki cinse sahip olduğunu ifade eder. Bu ikili yapının tamamlayıcı karakteri olmadan neslin devam edemeyeceği, psiko-sosyal açıdan pek çok sorunun, hatta adeta bir kaosun ortaya çıkacağı aşikârdır. Bu anlamda eşcinsellik, cinsiyetsizlik ve benzeri dayatmalar aslında bireyin kendi varlığına da bir saldırı niteliği taşımaktadır.

Dünyamızı ve geleceğimizi böyle bir kaostan korumak, bireysel ve toplumsal refaha erişmek için; dinin, ahlâkın, doğanın, aklın, neslin devamının ve ailenin temel evrensel çizgiler olduğunu haykırmamız lazım. Bu temel çizgilerden taviz vermeyeceğimiz gibi, bu çizgilere saldıranlarla da mücadele etmeliyiz.

Söylemsel düzeyde sıklıkla dile getirilen bir hedef olsa da gerçekleştirilmesi kolay olmayan bir proje olan LGBT, cinsiyetsizlik gibi politik hareketleri destekleyen kişi ve kuruluşları popülizmden ve uluslararası lobilerin korkusundan sıyrılıp geleceğimiz ve çocuklarınız için daha duyarlı davranmaya çalışmalıyız.

Allah çocuklarımızı bu sapkın ideolojilerin ve lobilerin tuzaklarından korusun..