Legal partiden illegal örgüte savrulan CHP
Kendi Genel Başkanına, partilisine, partisinin Cumhurbaşkanı adayına hazırlanan kumpasın içinde yer alan bir genel başkana ilk kez şahitlik ediyoruz. Kemal Kılıçdaroğlu artık parti yönetmek yerine, CHP’de kumpasları yöneten adam haline geldi.
Hatırlarsınız,
Deniz Baykal kendi partisinden milletvekili olan bir hanımla kameralara kaydedilmiş, ahlak dışı ilişki yine ahlak dışı bir kayıt ile internet üzerinden servis edilmiş, Deniz Baykal yürüttüğü CHP Genel Başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Baykal’ın istifası sonrasında Kemal Kılıçdaroğlu, “Genel başkan adayı değilim” demiş ve sadece bir gün sonra aday olduğunu açıklayıp kumpas sonucu parti genel başkanı olan ilk ve tek kişi olarak siyasi tarihimize geçmişti. Bu sebeple yaşanan iki kumpasın birisinde Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı oldu, ikincisinde de CHP Genel Başkan adayı olmaya hazırlanan Muharrem İnce’ye yine Kemal Kılıçdaroğlu kumpas hazırlayarak ona engel olmak istedi.
Süreci biliyorsunuz,
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin köşesinde “Bir CHP’li Saray’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüş, Sayın Erdoğan o CHP’liye ‘CHP Genel başkanlığına aday ol sana destek vereyim’ demiş” dediğini yazdı. Bunun üzerine Kemal Kılıçdaroğlu Sayın Cumhurbaşkanını, MİT’i, devleti töhmet altında bırakarak gazetecinin köşesine taşıdığı iddiaya, “Doğrudur, haberim var. Cumhurbaşkanı CHP’den elini çeksin” gibi akıl almaz ithamlarda bulundu.
Sonra ne oldu?
İddiayı yazan Rahmi Turan özür diledi. Sayın Turan’ın haber kaynağı Talat Atilla Kılıçdaroğlu’na “Bana CHP’liler söyledi, bildiğini açıkla yoksa ben açıklarım” diyerek hodri meydan çekti. İş bununla kalsa Kılıçdaroğlu mutad kıvırmayla kurtulabilirdi. Lakin iş büyüdü:
Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan, “Bir CHP’linin benimle genel başkanlık için görüştüğünü ispatla ben Cumhurbaşkanlığını bırakırım, yoksa sen CHP genel başkanlığından ayrılır mısın?” diyerek Kemal Kılıçdaroğlu’na meydan okudu.
İtham edilen CHP’li Muharrem İnce de partisinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “İddianı ispatla kendimi yakayım” diye canını ortaya koydu.
İşte tam da burada iş büyüdü. Kasetle CHP Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu’ndan onurlu bir tek adım beklerken, o bunu kendisine çok gördü. Oysa çok basit idi:
“Kandırıldık, Sayın Erdoğan’dan ve Sayın İnce’den özür diliyorum” demek yeterli idi. Onur da nasip işi imiş ki Kemal Bey bu konuda da nasipsiz gibi davrandı.
xxx
Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel başkanı olduğu günden beri CHP adım adım bir partiden bir “örgüt” olmaya doğru ilerledi ve tek başarısı! Bu oldu Kemal Kılıçdaroğlu’nun.
Evet, CHP artık bir parti olarak görülemez, CHP illegal karışımlı bir örgüttür. Bunu “Çamur at izi kalsın” diye söylemiyoruz. Teröristleri terörist görmeyen, teröristlere “arkadaş” diyen bir genel başkanın partisinde hakimiyetin illegal örgütlerin kontrolünde olması kaçınılmazdır.
İllegal örgütlerden kastımız sadece vakti zamanında illegaliteyi benimseyen aşırı sol örgütler değil; PKK olsun, FETÖ olsun, MLKP, DHKP-C olsun hatta Suriye Şebbiha’sı olsun tümü ayrı ayrı CHP’yi parsellemiş, CHP üzerinde hak iddia ediyor.
TBMM çatısı altındaki CHP’lilere bakın FETÖ’yü destekler, Şebbihalara destek olur, PKK’ya, YPG’ye destek olur, DHKP-C’ye, MLKP’ye destek olur, Savcıları, polisleri şehid eden katillere destek olur, velhasıl-i kelam Türkiye düşmanı ne kadar örgüt varsa CHP’liler onlara destek oluyor, ama aynı CHP milletvekilleri, Türkiye için canını veren Suriye Milli Ordusu için ise “Teröristler” diyor.
Bu CHP, içerde ya da dışarda Türkiye düşmanı ne kadar örgüt var ise onlarla birlikte hareket edip Türkiye’nin geleceğine kast ediyor. Bunun saklısı, gizlisi, kapalısı da yok.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün 3 yılı aşkın süredir Batı’da söylediğini CHP Grup Toplantısı’nda söyleyerek yabancı yatırımcıya, “Türkiye’ye yatırım için gelmeyin, can ve mal güvenliğiniz yoktur” çağrısında bulunması, yaz mevsimi başlar yabancı turistlere, “Aman gelmeyin Türkiye’de can güvenliğiniz yoktur” demesi iktidara muhalefet etmek değil, ülkeye kastetmek demektir.