Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.03
Gram Altın
3005.32
BIST 100
9457.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ekim 2023

​Lâle Şairi

Günümüz Türk şiirinin aksakalı Abdullah Satoğlu Beyefendi’yi saygıyla selamlıyorum. Çok şiiri ve nesri var. “Lâle Şairi” olarak tanınıyor. Kendisiyle 1998 yılında yaptığım mülakatta, bu unvanı sormuştum. ‘Lâle’nin kadim şiirimizde ‘Gül’ gibi mübarek kabul edildiğini izah etmiş, “Lâle lekesiz aşkın sembolüdür.” diye eklemişti. Ayrıca şiire bakışını, sanat anlayışını ve edebiyat çevresini anlatmıştı. Konuşma, Şiirimizden Portreler kitabımda yer alıyor. Şairin iyi şiirlerini, Lâle adını taşıyan kitabında bulup okuyabilirsiniz. “Gönül”de ‘lâle’ye şöyle bakar: “Tek bir tebessüm bin bir hüznü kovar/Âlemde sevgiden güzeli ne var?/Haz verir ruhuma âsûde bahar/Lâleler cûş eder, güller konuşur.”

Sanatkârımızın “Nurdan Bir Yük” şiirini okuyorum: “İlâhî nurundan alsam nasibi/Kırılsa gururum, kibrim kırılsa./Çölde özlenen yaz yağmuru gibi/Gözyaşlarım aksa aksa durulsa.” Devam ediyor: “Hummasına aşkın dalsam da dalsam/‘Livâ-ül-hamd’ olan gölgende kalsam./Yollarında Veysel Karânî olsam/Tabanlarım yarık yarık yarılsa.” Şiir, şu kıtayla taçlandırıyor: “Esirgensin bahtım nursun surattan/Çağlar deli gönül farksız Fırat’tan./Kuşlar gibi geçip gitsem sırattan/Ve… sırtıma nurdan bir yük vurulsa…”

15 Mayıs 1934 tarihinde Kayseri’de doğan şairimiz, ilk ve orta öğrenimini Kayseri’de yaptıktan sonra, İstanbul Gazetecilik Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İlk şiiri 15 yaşında iken Erciyes’te çıktı. 17 yaşında gazeteciliğe başladı. 1956’dan itibaren 15 yıl süre ile Kayseri’de günlük siyasi Hâkimiyet gazetesini ve aylık fikir sanat dergisi Filiz’i yayınladı. Birçok gazete ve dergide, şiir ve yazılarıyla göründü. Bazı eserleri: Bir Demet Lâle, Lâle Üstüne, Lâle Bahçelerinde ve Gönlümde Açan Lâleler, Türk Şiirinde Lâle, Âşık Hasan, Kayseri Şairleri, Seyyid Burhaneddin, Molulu Revaî.

İstanbul’da bulunduğu sırada, genç yaşında Ziya Osman Saba ile tanışma mutluluğuna erişmiş. Kendisini etkileyen üç şair: Saba, Necip Fazıl Kısakürek ve Arif Nihat Asya. Üstat Necip Fazıl’la dostluğu o kadar ilerletmiş ki, Şairler Sultanı, Kayseri’ye geldiğinde misafiri olurmuş. Zaten Büyük Doğu Cemiyeti’nin ilk şubesi de Kayseri’de açılmış. Vefa konusunda hepimize örnek. Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedâlar’da tanıdığı şairleri, yazarları, sanatkârları, mütefekkirleri anlattı. Cömert yüreğini beş cilde yaydı. Küçük bir edebiyat tarihi!

Bugünlerde edibimizin Akçağ Yayınları’ndan çıkan Kayseri! Kayseri! isimli eserini okuyorum. Neredeyse bu güzel şehrimizin panoraması, envanteri, genel fotoğrafı. Şiir, edebiyat, sanat dünyası, kültür coğrafyası, meşhurları, tarihî şahsiyetleri, herkes her şey var. Bazı bölüm başlıkları, muhtevası hakkında fikir veriyor: Seyyid Burhaneddin, Dâvud-ı Kayserî, Somuncu Baba, Ahî Evran, Gevher Nesibe Sultan, Nasreddin Hoca, Mimar Koca Sinan, Karacaoğlan, Develili Âşık Seyranî, Ahmet Remzi Dede, Yaman Dede, Faruk Nafiz Çamlıbel, Dr. Rahmi Duman, Kayseri ticareti ve esnaflığı, Hacı Ömer Sabancı, Kadir Has… Kayseri’de doğanlar, yetişenler, yolu bir şekilde bu şehirden geçenler… Hepsini kitapta görebiliyoruz. Şehrin tarih ve kültür dünyasına genel bakış diyebileceğiniz eserde, hatıralar ağırlıklı olarak yer alıyor. Tabii şairimiz arada bir burada yetişmiş olan büyük şahsiyetler hakkında yazdığı şiirlerden örnekler de veriyor. Büyük bir bilgi ve birikime sahip olan Satoğlu, Kayseri’nin gülen ve tebessüm ettiren yüzünü unutmuyor. Meşhur Kayseri fıkralarından nezih örnekleri okuyuculara sunuyor. Sanılmasın ki hep meşhur zevattan bahsediliyor. Hayır, mesela hayatını edebiyatımıza adadığı hâlde pek tanınmayan Muin Feyzioğlu’na tam dört sayfa ayrılmış. Demem o ki, biz bu eser sayesinde, Kayseri değerlerinin hem meşhurlarını hem de meçhullerini tanıma talihine erişebiliyoruz.

Eserin sonunda bizi bir sürpriz bekliyor. Meğer şairimizin babası, ‘Kayseri Uleması’ arasında kabul edilen ve bir Kadir Gecesi’nde Rabbine kavuşan âlim/fazıl zat Satoğlu Mehmed Ali Efendi Hoca imiş. Muhteşem kütüphanesi varmış. Eh böyle bir evde büyüyen genç de, kitap âşığı ve şair olmaz mı? O dönemi hiç unutmayan Satoğlu, bir beytinde “Serilir önüme koskoca dünya/Küçücük odamda cihandır kitap.” diyor.

Günlük telâşlar bizi yorduğunda, gündem yoğunlaştığında, aktüel meseleler zihnimizi bunalttığında, şairlere ve ediplere rahatlıkla sığınabiliriz. Böyle zamanlarda Abdullah Satoğlu’nun şiir ve nesir kitaplarına bir limana sığınır gibi yanaşabilir ve geniş bir ufuk turuna çıkabilirsiniz. Aziz şairimiz Ankara’da yaşıyordu. Birkaç yıl önce İstanbul’a yerleşti. Muhterem eşi Sevim Hanım’ı bu senenin başında ebedî âleme uğurladı. Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Başsağlığı ve sabır dilediğim kıymetli büyüğümüze, sağlıklı, bereketli, huzurlu ve hayırlı bir ömür diliyorum.