Kuzucuk, Ölüler Diyarı ve 'Kerberos'
Bir dehşet çemberi içerisinde yol alıyoruz. İç savaşlar, ölümler, mülteci akınları, yıkımlar gündemimizin olağan başlıkları adeta. İçerde gündem seçim odaklı seyrederken etrafımız kan gölüne dönmüş vaziyette. Suriye trajedisi, vicdandan yoksun güç dengelerinin dengesizliğinde zamana havale edildi. Irak'ta eski ateş, yeni yakıtlarla alevlendiriliyor. Filistin ise acıyla, ölümle özdeş olalı kaç zaman geçti bilen yok. Mısır, bölgesel ve uluslararası güçlerin marifetiyle darbelendi, paranteze alındı.
Ramazan ayıyla birlikte İsrail'in Gazze'ye saldırıları yoğunlaştı. Yüzlerce insan hayatını kaybetti, pek çok insan evinden oldu. Bu gelişmelerle ilgili yoğun siyasi analizler görsel, yazılı ve sosyal medyada yer alıyor. Ortadoğu siyaseti, uluslararası ilişkiler, bölgenin tarihi, İslam dünyası vs. üzerinden çarpıtmalar, karartmalar, manipülasyonlar ile akla, mantığa, vicdana dair söylenmesi gereken her şey bir şekilde ifade buluyor.
Özellikle gündem İsrail, Filistin meselesine kayınca benim aklıma hep Chava Alberstein'ın muhteşem "Had Gadia" şarkısı gelir. "Had Gadia"ünlü bir Yahudi şarkısı. "Free Zone" (Serbest Bölge) filmi ile popülerleşen ve giriş bölümüyle bizim "komşu komşu" tekerlemesini andıran şarkı, İsrail ile ilgili söylenebilecek en anlamlı şeyleri yalın bir dille önümüze getirmektedir. Şarkının sözleri hiç şüphesiz İsrail ile sınırlandırılamayacak derinlikte ancak özellikle İsrail ve Yahudi tarihi dikkate alınarak okunduğunda çarpıcılığı bir kat daha artmaktadır.
Had Gadia (Kuzucuk)
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Anlatılır Haggadah'ta
Düzenbaz kedi yattı pusuya, zıplayıp yuttu kuzuyu bir lokmada
Sonra köpek geldi, babamın aldığı kuzuyu yiyen kediyi boğdu.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Derken sopa geldi,
Babamın aldığı kuzuyu yiyen, kediyi boğan köpeği dövdü.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Gecikmeden ateş çıktı ve babamın aldığı kuzuyu yiyen, kediyi boğan köpeği döven sopayı kül etti.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Ardından su geldi, babamın aldığı kuzuyu yiyen kediyi boğan, köpeği döven, sopayı yakan ateşi söndürdü.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Sonra öküz geldi ve babamın aldığı kuzuyu yiyen, kediyi boğan, köpeği döven, sopayı yakan, ateşi söndüren suyu içti.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Ardından kasap çıktı ortaya ve babamın aldığı kuzuyu yiyen, kediyi boğan, köpeği döven, sopayı yakan, ateşi söndüren, suyu içen öküzü kesti.
Sonra ölüm meleği geldi, babamın aldığı kuzuyu yiyen kediyi boğan, köpeği döven, sopayı yakan, ateşi söndüren, suyu içen, öküzü kesen kasabın aldı canını.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Neden şarkı söylüyorsun küçük kuzu?
Henüz bahar gelmedi buraya,
Ne de Fısıh bayramı erişti.
Değiştin mi hiç?
Değiştim ben bu sene.
Ve her gece, her bir gece
Sadece dört soru sormuştum sana
Ama bu gece başka bir soru düşündüm.
Bunca delilik ne kadar daha sürecek böyle?
Bu gece başka bir soru düşündüm.
Zalimin mazlum ile celladın kurban ile
Dönüp durduğu bu dehşet çemberi
Bunca delilik ne kadar daha sürecek böyle?
Bu yıl ne değişti?
Bu yıl benim değişen.
Eskiden uysal bir kuzuydum, sonra bir kaplan oldum ve vahşi bir kurt.
Güvercindim önceden, bir ceylandım, bugünse bilmiyorum ne olduğumu.
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Kuzucuk! Ah kuzucuk!
Babam almıştı onu bana sadece iki paraya
Ve her şey, yeniden başlıyor işte...
Evet, bu döngü, bu delilik ne zaman bitecek? Doğrusu iyimser olmayı mümkün kılacak bir bağlamın epey uzağında gibi duruyoruz. Teselli bulmak için sığındığımız yer, aynı zamanda acizliğimiz ile yüzleştiğimiz yakıcı bir yer oluyor. Ama asıl yakıcılığı, hiçbir şartta diz çöküp teslim olmayan, bırakıp kaçmayan, yaranıp uzlaşmayan Filistinliler karşısında insafsız bir savaş makinası olan İsrail yaşıyor. Mitolojide ölüler diyarı "Hades", bekçisi olan üç başlı köpek ise "Kerberos" diye geçiyor. İsrail cinnet geçiriyor. İnsanlığın kadim coğrafyasını ölüler diyarına çevirdi. Üç başlı "Kelberos" gibi gece gündüz, çoluk çocuk demeden sırıtan bir yüzle "yaşam"ı ısırıyor. Oysa Tevrat'ta ne güzel söylenmiş: "keder gülmekten iyidir çünkü yüz mahzunlaşınca yürek bilgeleşir".
Abdulbaki DEGER
