Kutuplaşma
Dünya’da iklim değişikliği Kuzey ve Güney Kutuplarında
erimeyi hızlandırırken, paranın kutbu da batı ekseninden doğuya kayıyor. ABD,
doğuda oluşacak yeni kutbu engelleyebilmek için siyasi, ekonomik, askeri
tedbirleri almaktan çekinmiyor.
NATO’nun genişlemesi de Avrupa’nın güvenliği için önemli
tedbirlerden biri. Avrupa Konseyi dönem başkanlığını devralan İsveç ile
Norveç’in NATO’ya girişi kuzey kutbunun erimesiyle oluşan yeni deniz yolunun
engellenmesi için önemli bir adım. İsveç’in AB üzerinden NATO ortaklığını
sağlamak için Macaristan ve Türkiye engelini aşmak zorundalar.
NATO-AB stratejik ortaklığının merkezinde ABD çıkarları
yatıyor. Ukrayna savaşı sonrasında AB’yi kendisine mahkum eden ABD’nin Türk
kuşağını kontrol edebilmesi için de Türkiye’de istediği değişikliği yapması,
Erdoğan’ı seçimli veya seçimsiz işbaşından el çektirmesi lazım.
ABD emperyalizmini sekteye uğratacak Jinping, Putin,
Erdoğan, Reisi gibi liderler otoriter aktör olarak takdim edilerek, siyasi,
ekonomik, teknolojik ve askeri araçlara sahip olmalarının ABD değerlerine ve
demokratik ilkelere meydan okudukları gerekçesiyle cezalandırılmak isteniyor.
Ukrayna savaşının önemli faturalarından enerji ve gıda krizleri bu aktörlerin
sırtına yüklenmek isteniyor.
ABD’nin Türkiye’de yapmak istediği gayet açık. Rothschild
ailesi İsrail devletinin kurulmasına izin vermeyen Abdülhamit’e ne yaptıysa
bugün İkinci İsrail olarak kurguladıkları PKK terör devletine izin vermeyen
Erdoğan hakkındaki planları da üç aşağı beş yukarı aynı.
Bay Kemal’in ABD’den sonra ziyaret ettiği İngiltere’de Rothschild
temsilcilerinden 5 trilyon dolar temiz para bulduğunu açıklamasının arkasındaki
sır perdesi, dün Rothschild Osmanlı’nın dış borcunu ödemesi karşılığında
Abdülhamit’ten Filistin topraklarını istediği gibi bugün de en azından
Suriye’ye yapılacak operasyonların demokrasi, barış, kardeşlik adına
ertelenmesini istemiştir.
İsveç bir yandan Türkiye ile terör konusunda mutabakat
imzalarken öbür yandan PKK/PYD yandaşlarının gösterilerde Erdoğan’ı hedef
almasına izin vermesi AB ve ABD sopasıyla Türkiye hizaya getirilebilir
hesabından başka bir şey değil.
İsveç’te terör gösterisinin ardından Biden yönetimi
Türkiye’ye F-16, Yunanistan’a ise F-35 satmak istediğini Kongre’nin ilgili
komitelerine iletti. Bu, Türkiye ile Yunanistan arasındaki 10/7 dengesinin
bozularak Yunanistan’a torpil geçilmesi anlamına geliyor. Türkiye'ye F-16
satışının 20 milyar dolara mal olması bekleniyor. Türkiye ile yapılacak
anlaşmanın 40 yeni F-16 ile mevcut 79 adet F-16'nın modernizasyonu ve 900
havadan havaya füze içerdiği belirtiliyor.
Anlaşmanın Kongre'ye bildirilmesi, Dışişleri Bakanı Mevlüt
Çavuşoğlu'nun Washington'a yapacağı ziyaretle hemen hemen aynı zamana denk
geliyor. Çavuşoğlu ABD’den sonra Moskova’da Suriye konusunu görüşecek. Şayet,
Esed ile muhalifler masaya oturtulur, Suriyelilerin hukukları korunacak olursa,
Suriye’de ABD’nin de desteklediği terör yapısının da yıllardır yüzbinlerce
insanın kanını dökerek kurmak istediği terör devleti de bir hayal olacaktır.
ABD’nin attığı adıma paralel olarak içimizdeki Rorthschild’in
temsilcisi Babacan’ın BAYKAR’a hükümetin torpil geçtiği yönündeki açıklamaları
gündeme oturdu. Dün, F-35 programından çıkartılmamızı S-400 almamıza bağlayan Babacan,
SİHA’larımız olmasa idi yurt içi ve yurt dışında ABD silahlarıyla donatılan
terör yapısına karşı mücadele de kaç şehit vereceğimizi biliyordur her halde. ABD’nin
F-35’ler vermeyerek Anadolu uçak gemisini işlevsiz hale getirerek Yunanistan’a
yaptığı yığınağa karşı oluşacak tehdidi önlemek istediğini de anlamıştır,
kiraya çıkardığı aklıyla.
Babacan’a bir kötü haber daha verelim Akkuyu Nükleer Güç
Santrali’nin (NGS) 1’inci güç ünitesinde pasif kor su basma sisteminin hidrolik
tanklarının kurulumuyla en önemli aşamalardan biri daha tamamlandı.
Bu arada, Suriye Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, BM'nin
Türkiye'den Suriye'ye insani yardım için Bab al-Hawa geçiş noktasını kullanma
yetkisini 10 Temmuz 2023'e kadar altı ay süreyle uzattığını duyurdu. Bu da
Türkiye’ye operasyon konusunda acele etmemek için süre verdi. ABD ve terör
unsurları Suriye’den ya Türkiye’nin operasyonuyla veya Türkiye-Suriye
anlaşmasıyla defolup gidecek. Güney sınırlarımızda rahatlama, Akdeniz ve
batımızda kaşınan odaklara dikkatimizi vermeyi sağlayacak. Kim ne derse desin
dünyanın yeni merkezi Türkiye, yeni kutup ise Türk dünyası olacaktır.
Türkiye’nin çakallara yem olmaması için dün Abdülhamit’e yapılanların bugün
Erdoğan’a yapılmaması gerekiyor. Bu
imanla Erdoğan’ın etrafında kenetlenen herkese teşekkürü borç biliyorum. Sağolasınız
Bayraktar ailesi, sağolasınız TOGG’un babayiğitleri, sağolasınız milli tank,
top, füze, uçak, gemi için taşın altına elini koyan isimsiz kahramanlar. Sağ
olasınız Türkiye’ye nükleer santral kazandıran dost ülkeler. Sağ olasınız uzay
savaşında köşe tutmak isteyen cengaverler. Sağ olasınız gece gündüz, kar kış
demeden bizim rahatımız için sınır boylarında gözünü kırpmadan nöbet tutan
evlatlar. Evet dünya kutuplaşıyor, bu kutuplaşmada yeni bilim, teknoloji,
ekonomi, finans, siyasi ve askeri merkez Türkiye. Vesselam….