Kutuplar çarpışıyor
Adı konulmamış bir savaş devam ediyor dünya üzerinde. Kurulmakta olan yeni bir dünya düzeninde güçler savaşı. Savaşın merkezi Ortadoğu ama farklı coğrafyalarda bu savaşın güç gösterilerine şahit oluyoruz. Bu savaşın kilit noktası ise Türkiye.
Yıllardır Amerika ile Rusya iki kutup olarak düzenlerini devam ettirdiler. Birbirlerinin teline dokunmadan ama birbirlerine zaman zaman dişlerini göstererek devam etti bu oyunları. Bu iki kutup yanında Çin üçüncü bir süper güç olarak meydana çıktı ise de bir şekilde onun dünya üzerindeki etkisi kırıldı. Oyunun oynandığı bölge hep Müslümanların yaşadığı topraklar oldu. Tarihi misyonu ve gelecekteki rolü itibarı ile bu coğrafya bir yandan Avrupa'nın iştahını kabartırken diğer yandan Rusya'nın hayallerinden hiç çıkmadı. Ne zaman Avrupa ve Amerika bu topraklarda planlar yapmaya kalkıştı ise Rusya hemen bu bölgedeki ülkeleri güçlendirecek adımlar atmaya başladı. Ne zaman Rusya sıcak denizlere inme hayali kurdu hemen ardından operasyonlar başladı. Her seferinde ise olan bu coğrafyada yaşayan Müslümanlara oldu ve bu oyunların bedelini Müslümanlar canları ile ödedi.
Osmanlı'nın yıkılışından beri bu topraklarda hiçbir zaman huzur olmadı. Her karış toprağında binlerce ihanet yaşandı. Osmanlı'nın yıkılmasından sonra harita üzerinde sınırları kalemle çizilen bu ülkeler yıllardır sömürü olmaktan öteye geçemedi. Her insanı vahşetin en büyüğünü kendi evinde yaşadı. Bazen mezhep kavgaları ile bazen iktidar savaşları ile bazen siyasi oyunlar ile bazen de bombalar ile bir günü bile boş geçmeden her daim terör ve savaş ile iç içe bırakıldılar. Bütün bu oyunların kurgulayıcılarını görmeden insanlar birbirleriyle kavga ettiler ve birbirlerini öldürdüler. Ne yazık ki perdenin arkasındaki asıl faktörü göz ardı ederek perdenin önünde aynı inancı paylaşan insanlar birbirlerine düştüler, düşürüldüler. Her defasında aynı senaryo oynandı ve maalesef her seferinde de aynı oyun tuttu. Böylesine güzel ve verimli topraklarda böylesine vahşi olaylar cereyan etti.
Gün geçmiyor ki bomba patlamasın. Gün geçmiyor ki terör saldırısı olmasın. Gün geçmiyor ki tuzak kurulmasın. Gün geçmiyor ki canlar ölmesin. Bu nasıl bir tarih ki kan izleri taşıyor. Bu nasıl bir zaman ki kan kokuyor. Bu nasıl bir gelecek ki kan görünüyor. Bu nasıl bir ülke ki kan ile kurulmuş. Bu nasıl bir kader ki hep kan ile yazılmış. Bu yazgı bizim yazgımız olmamalı. Bu yazgıyı bize reva görenlerin oyunlarına daha fazla alet olmamalıyız. Kutuplar Savaşı yaşanıyor dünyamızda ve bu savaşı sürdürenler savaş alanı olarak bizim coğrafyamızı seçmişler. Zaman zaman ürettikleri silahları deniyorlar. Zaman zaman ürettikleri senaryoları oynuyorlar. Zaman zaman birbirlerine gösteriş yapıyorlar ama hepsini de kendi toprakları dışında, kendi insanlarından uzakta yapıyorlar. Zaman zaman her hangi biri öne geçecek olsa diğeri adice planlarla önünü kesiyor. Beriki bir atağa kalktığında öteki sinsice ayağına çelme atıyor. Öteki bir anlaşma içine girdiğinde beriki uçak düşürüyor. Berikinin işleri bozulduğunda ötekinin en önemli adamını öldürüyor. Öteki mali krize girdiğinde berikinin parasına tuzak kuruyor. Bu oyun karşılıklı sürüp gidiyor ama hepsinin deneme tahtası bu topraklar ve bu insanlar oluyor. Bombayı patlatan da bomba patlayınca ölen de bu toprakların insanı. Terör için dağlara çıkan da, silahını doğrultup öldürdüğü de bu coğrafyanın insanı. İşgal eden de işgal edilen de aynı ülkenin insanı. Tankları kullanan da üzerine sürdüğü insanlar da aynı millet. Birbirlerinden öldürmek istedikleri kişileri bile bu coğrafyanın insanlarından kandırdıkları veya uyuşturdukları tetikçilere öldürtüyorlar. Aslında ikisi de oynanan oyunu biliyor ve birbirlerine güç gösterisi yapıyorlar.
İki kutuplu dünyada bir savaşın içindeyiz ama savaşın kazananı kutuplar, kaybedeni yıllardır bu oyunlarla idare edilen bizler. Bu oyunu bozma gayreti içinde olanlara karşı kutuplar her dönem birleşmişlerdir. Bunu da görerek bu kutuplar arasında yaşamak gerekiyor. Artık yeni bir kutup olarak Türkiye dünya üzerinde yerini alıyor. Zaman ne gösterecek bilinmez ama inşallah bu Üçüncü Kutup dünyanın dengesi olacak ve dünya üzerindeki gerçek adaleti tesis edecektir. Elbet zafer inananların olacaktır.
