Kutsala Saygı Derneği
Dünyada, İslam’ı ve değerlerini manipüle ederek Müslümanlara karşı önyargı ve nefret aşılamakla vazifelendirilmiş çok sayıda organizasyon var.
“Twetterda İslamafobi” başlıklı bir araştırmada sadece 2016 yılı Temmuz ayı içerisinde ve sadece İngilizce olarak atılan 215 bin 247 tweet, islamafobik içerikliydi. Ve bunun Türkiye ayağı da var.
Türkiye’de kendilerini laik, çağdaş, ilerici, akılcı, aydınlanmacı olarak tarif eden bir kesimin hedefinde de İslam ve değerleri gelmektedir. Her fırsatta Müslümanları aşağılayan, hakaret eden, onları insan yerine koymayan Orta Çağ zihniyetine sahip tuhaf bir kesim bu.
Bilirsiniz, hemen her yıl kurban ibadetini dillerine dolayarak, olabildiğince Müslümanları aşağılamaktan büyük keyif alırlar.
Örneğin bir ara CHP Meclis üyesi bir şahıs, “Bizim yalancı Muhammed’e ve onun uydurduğu tanrıya ihtiyacımız yok” demişti.
Geçenlerde sosyal medyada, Mustafa Kemal’i Kâbe’nin üzerine oturtarak Müslümanlara hakaret eden “Doggo” adlı bir hesabın paylaşımı mesela.
Peygamber efendimizi pedofili, sara hastası, uçkuruna düşkün bir Arap bedevisi olarak gösteren TC N.Kuncu, Kur’an-ı Kerim’i porno dergisi olarak takdim eden Deniz Gören, Buhari’yi pezevenk yapan Mustafa Öznarçiçeği adlı kullanıcı isimleri mesela!
Ve buraya sığdıramayacağımız binlerce örnek var.
Diğer taraftan özellikle Facebook ortamlarında sayfalar üzerinde de İslam’a hakaret edilmektedir. Örneğin KURAN Muhammedin El Yazmasıdır hesabı 24 saat Peygamberimize küfür ettiriyor.
Bu sayfalarda ve hesaplarda Kur’anın ahlak, şeref yoksunu bir kitap olduğundan tutun Peygamberimizin sapık olduğuna varana kadar yığınlarca küfür ve hakaret var. Evet, tüm bunlar bizim ülkemizde oluyor.
Peki, bu sistematik saldırı karşısında Müslümanlar ne yapıyor? Sürekli tepki koymaktan ve geçici olarak kendilerini rahatlatmaktan başka bir şey yapamıyorlar.
Örneğin şu Kâbe üzerine oturtulan Atatürk tweeti üzerine Fatih Tezcan, haklı olarak öfke patlaması yaşıyor. Ve çoğumuz ancak bu türden tepkiler verebiliyoruz.
Müslümanların bilhassa sosyal medyada bu tür hakaretleri takip ve ifşa eden sonrasında mahkemeye taşıyan örgütlü bir yapılanmaları olmadı. Bu ciddi anlamda bir eksilikti.
Birkaç ay evvel başkanlığını Avukat Mehmet Sarı’nın yaptığı, Şükrü Sak’ın ve benim de yönetim kurulunda olduğumuz Kutsala Saygı Derneği’ni kurduk.
Genel Başkan Av. Mehmet Sarı, derneğin kuruluş amacını şöyle açıklıyor; “Özellikle sosyal medyada başta Peygamber Efendimiz (sav) olmak üzere kutsal değerlerimize yönelik saldırılarda yoğun bir artış gözlemledik. Bunun bir suç olmasına rağmen hiç takibata uğramadığını ve yapanın yanına kâr kaldığını gördük.
Elbette bir Müslüman olarak bundan müteessir olmamak mümkün değildi. Biz de elimiz kolumuz bağlı durmak yerine tespit ettiğimiz saldırıları savcılıklara bireysel olarak şikâyet etmeye başladık. Baktık bireysel mücadele çok zor, bunu kurumsal bir çatı altında yürütmek fikri öne çıktı. Arkadaşlarımızla yaptığımız istişareler sonucunda bu konuda önemli bir boşluk gördüğümüzden Kutsala Saygı Derneği'ni hayata geçirdik.”
Kutsala Saygı Derneği daha kurulduğu gün; Twitter üzerinden, 6 yaşındaki bir çocuğun fotoğrafını paylaşarak kıyafeti nedeniyle hakaret eden kadın hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Birkaç gün evvel, Müslümanlara hakaret etme konusunda bir hayli cüretkâr bir site olan Ekşi Sözlük’te 15 Temmuz şehitlerine hakaret eden "dr bargiran" hakkında da suç duyurusunda bulunuldu.
Bu sitede; Vibratöre Türkçe İsim Önerileri" diye bir başlık açılmış, bu sapkın başlık altında, "dr bargiran" isimli bir kullanıcı isim önerisine "15 Temmuz Şehitleri çubuğu" cevabını vermişti!
Kutsala Saygı Derneği henüz yeni açılmış bir dernek ve şu ana kadar 10’dan fazla suç duyurusunda bulundu. Ve elbette bunun devamı gelecek. Kimse bundan böyle rahatlıkla İslam’a ve değerlerine hakaret edemeyecek. Onları takip ediyoruz.
Muhafazakâr basınımız her zaman olduğu gibi yaptığımız suç duyurularına yeterince yer vermiyor. Oysa desteklenmesi gereken çok önemli bir dernek bu. Neden yer vermiyorsunuz? Bunca hakarete nasıl tahammül ediyorsunuz!
Kutsala Saygı Derneği’nin büyümesi ve daha geniş kadrolarla büyük işler yapması için maddi anlamda da desteklenmesi gerekiyor. Hemen her gün İslam’a küfür edilen bir ülkede elimiz kolumuz bağlı oturamayız.
