Kutsal yolculuk
Öze, ezele, ebede, kardeşliğe ve maşuka yolculuk, tevhid inancını güçlendiren ve insana ahlaki derinlik kazandıran bir ibadettir hac...
Gönül sarayını kirlerden arındırıp asıl sahibine sunmaktır hac... Kâbe’yi seyir, tevhid mücadelesini yürekte hissetmektir.
Kâbe’yi sol tarafına alıp tavaf etmek, Kâbe ve Kâbe’nin sahibiyle gönül sarayını birleştirmek demektir. Beraber tavaf eden Müslüman kardeşlerin aşk ve heyecanını paylaşmaktır.
Hacerülesved’i selamlamak, Bezm-i Elest’te Mevla’ya verilen sözü hatırlamak ve O’ndan af ve bağışlanma dilemektir.
Makam-ı İbrahim’de namaz kılmak, onun gibi Hakk’ın dostluğuna talip olmaktır.
Zemzem Kevser şarabından içmek, Safa ile Merve arasında sa’y ise kıyametteki mizanda hesapların tartılacağı anı hatırlamaktır.
Mina yolunda yeni bir muhasebe ile umduklarına nail, korktuklarından emin olma arzusuyla yollara düşmektir.
Ölüm ötesi hayatın provası olan hacda, hacılar ihramla ölümü tadar,
Arafat meydanında mahşeri dirilişi yaşar. Bütün âlem hacılar için dokunulmaz alandır hac günlerinde. Orada herkes emin beldede olduğunu hisseder.
Telbiye ile teslimiyetini sunar Rabbine.
Arafat ise Arasat meydanında divan-ı ilahide, Yüce Mevla’nın rahmetini umarak hesaba durmaktır.
Müzdelife, herkesin birbirinden kaçtığı, herkesin kendi derdine düştüğü mekândır.
Mina’da şeytan taşlamak, gönül sarayındaki putları devirmek, nefsin arzularını yok etmektir.
Kesilen kurban, canı canana feda etmektir.
İhramdan çıkıp tıraş olmak ise gönüllerden Allah’tan başkasını temizlemektir.
Ziyaret tavafı komutana sunulan zafer müjdesidir.
Veda tavafı ile ahitlere sadık kalınacağı beyan edilir.