Dolar (USD)
34.60
Euro (EUR)
36.27
Gram Altın
2926.81
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Haziran 2015

Kutlu yürüyüşün yolcuları

Türkiye özellikle son yüzyılda Batı'nın istediği gibi içine kapanmış, kendi iç sorunlarıyla boğuşmaktan bitap düşmüş ve uluslar arası arenada hiçbir saygınlığı kalmamış bir ülkeydi. Alparslan'ın, Selahaddi'in, Fatih'in torunları tarihteki yürüyüşüne mecburi "mola" vermişti. Ak Partililerin dillendirdikleri "asırlık parantezi kapatıyoruz" söylemi ara verilen bu yürüyüşü yeniden başlatma niyetleriydi.

"Yürüyüş"ten kastımız, insanlık ailesi ve bilhassa Müslüman Topluluk (ümmet) için onurlu yarınlara, İBRAHİMu00ce olan ASİL MİLLETimizin din-i mubine yaraşır geleceğe yelken açmasıdır.

Biz bu "yürüyüş"te tarihte -selam onlara- Peygamberlerin ve onların kutlu izinden giden öncülerin yürüyüşünü örnek alıyoruz.
İbrahim as sonraki bütün peygamberlerin atası olarak yürümüştü. Yanına yeni doğan İsmail'ini ve annesi Hacer'ini almış Mekke'ye doğru yeni bir hayatın inşaına yürümüştü. Ne var ki kısa bir süre sonra İsmail ile Hacer'i oracıkta bırakıp tebliğ ile görevli olduğu beldeye doğru yürümenin zamanı gelmişti.

Hacer ile paylaştı. Ona "dönmem gerek Hacer" dediğinde "bizi kime bırakıp gidiyorsun ey İbrahim?" deme gereği duymuştu Hacer.
İbrahim Halilullah, "Allah'a, u00c2lemlerin Rabbi olan Allah'a" demişti. Bu cevabı duyan Hacer, "ha, öyle mi? O zaman, sorun yok, tamam" teslimiyetiyle imanını göstermişti.

Put kıran İbrahim memlekete doğru yürüdükten sonra Hacer ve İsmail'in stoktaki içecek suları tükenir ve Hacer telaşla su aramaya başlar. Gerçi şu kadar zamandır bulundukları mıntıkada suyun bulunmadığını biliyordu Hacer. Buna rağmen ümidin kesmedi ve "ne yapalım, yoksa yok" deyip yerinde oturmadı. Yürüdü Hacer, dağın dört bir yanını yoklar su yok, beri tarafa yürür su bulamaz.
Hacer bu, İbrahim'in eşi ve yol arkadaşı durur mu hiç? Kun fe yekun bilinciyle davranır Hacer, yürüyüşünü sürdürür ve nihayet yürüyüşünü tamamlayıp İsmail'in yanına vardığında ilahi mükafat olarak bir pınar güzelliğinde suyun İsmail'in ayaklarının altına serildiğini görür.
İşte, Beytullah'ı yeniden mamur hale getirme bu kutlu yürüyüş sayesinde nasip olmuştu.
Nemrut ve avanesi bu kutlu yürüyüşü durdurmak için ne kadar uğraştıysa başaramadı ve sonunda bir sivrisinek Nemrut'un beyni dağıtarak onu tarihin mezbahanesine gönderdi.

İbrahim as ise üzerine yürüdüğü putları devirerek kutlu yürüyüşe devam etti.
Hz. Musa yürümüştü ardından, Firavun'un kalbinin dehlizlerini tarumar eden bir yürüyüşle. Kendisini büyüten Firavun'a "Biz u00c2lemlerin Rabbi'nin mesajını taşıyoruz, İsrailoğullarını bırak, bizimle gelsinler" demişti. Yani biz senden ayrılıp bize çizilen istikamette yürüyeceğiz diyordu Musa.
Firavun'un Saray'ına yürüyüp bütün hilelerini bir değnek vuruşuyla bozan Musa as ve beraberindekiler için Nil ikiye yardırılmış, böylece yürüyüşlerini sürdürmek için ilahi ihsan doğmuştu, kıymet bilmese de İsrailoğulları.

İşte, bu yürüyüş ile dünya yeni bir güne doğmuş, İsrailoğullarının kölelik dönemi kapanmıştı.
Firavun ve kulları bu kutlu yürüyüşü durdurmak için neler yaptı neler? Ama sonunda Nil'in korkunç sularında can vererek lanetliler sınıfında yerini belirledi Firavun.
Musa as ise Firavunları tarihin zalimler sınıfına yazdırırken kendisi de kutlu yürüyüşe devam etti.
Sonra İsa Ruhullah yürümüştü. Roma'nın ilahlarını yerle bir etmişti kısa ömründeki kısacık yürüyüşünde. İsa as kendisiyle yürüyecek dostları tespit etmek için, "Kim Allah'a ulaşan yolda bana yardım eder?" diye sorduğunda, bu kutlu yolculuktaki yürüyüşünde kendisiyle beraber olacaklarına söz veren Havariler "Nahnu ensarullah" diyerek kendisiyle beraber bu mübarek yürüyüşe talip olduklarını ilan etmişlerdi.
Roma ve köleleri bu kutlu yürüyüşü durduramadığı gibi kendilerini tarihin kaybedenler sınıfına yazdırdılar.
İsa as ise kutlu yürüyüş çağrısına devam etti.

Son olarak Muhammed Mustafa sav yürümüştü. İnsanlık ailesinden tek kişiye, Muhammed-ül Emin'e "Subhanellezi esra biabdihi leylen minel Mescidi'l Harami ile'l Mescidi'l Aksau2026" ile tek gecelik öyle bir yürüyüş nasip oldu ki, bu kutlu yürüyüş rehberliğinde "iyilerin" yürüyüşü kesintilere rağmen kıyamete dek sürmek için yeniden başlamıştır.

Ve sonrasında insanlık ailesinin yeryüzünde sahneye çıktığı günden itibaren yaşanan bütün serüvenleri yeniden okuyan, insanlık tarihinin akışını değiştirecek olan bir kutlu yürüyüş daha gerçekleşti. Bu sefer ashabıyla beraber yürüdü Serveri Enbiya Muhammed Mustafa. Bu kutlu yürüyüş 1436 yıldır Hicret olarak yürüyüşlerimize mürşidlik etmektedir.

Ebu Cehiller, Ebu Lehebler, Medineli Hıristiyan ve Yahudiler bu kutlu yürüyüşü durdurmak için insanlığı yerin dibine batıran düşmanlıklara başvurdular. O gün bugündür onlara lanet edilir.

Muhammed Mustafa SAV ise kutlu yürüyüşünü sürdürüp Mekke'yi fethetti, yani insanlığın kalbini.
Biz Müslümanlar da bütün hata ve günahlarımıza rağmen onun izinde o kutlu yürüyüşü 14 asırdır sürdürüyoruz.
Gelin görün ki, 1436 yıl önce o kutlu yürüyüşe tahammül göstermeyen Hıristiyan ve Yahudiler bu günde biz Müslümanların tarihi yürüyüşümüzü engellemek için her yola başvuruyorlar.

Ama bizi asıl yaralayan, Müslümanları çepeçevre saran kara bulutları dağıtmak için yürüyüş başlatan bizlere, bizim ÖZ KARDEŞLERİMİZ bellediğimiz birilerinin düşmanca, Yahudileri aratmayan taktiklerle saldırmasıdır.

Son yıllarda çoluk, çocuk, kadın, ihtiyar demeden beş milyon sivil Müslüman'ı katleden Hıristiyan dünyanın Türkiye'nin yürüyüşüne saldırmasını anlayabiliyoruz. Hıristiyanların Ortadoğu jandarmalığını yapan Yahudi İsrail Devletinin saldırmasını da anlıyoruz. 90 yıldır bunlarla iş tuttuklarını gizlemeyen yerli işbirlikçilerinin de bu kutlu yürüyüşümüze saldırmasını anladık.
Ama Allah vekil, Fetullah Gülen hareketinin Hıristiyanlardan da Yahudilerden de beter bir şekilde Türkiye'nin yürüyüşüne saldırmalarını çok geç anladık.

Evet, bu aziz millet de anladı. Kimlerin kimlerle ne iş tuttuğunu, bu kutlu yürüyüşümüzü kimlerin neden engellemek istediğini aziz millet anlıyor ki,
Yerliliği, hakkaniyeti, kardeşliği, onurlu bir ülke olmayı, büyük dünya ülkesi olmayı hedefleyen Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki Ak Parti hareketini bütün seçimlerde ve üstelik şer cephesinin bütün kirli kampanyasına rağmen desteklemiş, her seçimde daha güçlü iktidar olmasını sağlamıştır.
Şimdi geldik işin en önemli kısmına;

7 Haziran seçimleri için Fetullah Gülen ile kanlısı HDP, CHP ile "en büyük düşmanım" dediği Fetullah Gülen, MHP ile "ülke için en büyük tehdit" dediği HDP, MHP ile sex kasetlerini ortaya saçtı diye düşman olduğu Fetullah Gülen güçleri aynı safta Ak Parti iktidardan düşsün diye çalışıyor.
Yalnız bunlar mı? Hayır. Bunlara destek veren Haçlılar, Siyonist İsrail, Esed, Sisi, DAİŞ de Ak Parti gitsin diyor. Neden mi?
Bizim yeniden KUTLU YÜRÜYÜŞ ile tarih sahnesine çıkmamızı istemiyorlar da ondan. Türkiye bölgede güçlü ülke olmasın diye.
Bu yüzden yarın yapılacak seçimlerde HAÇLILARA, SİYONİST İSRAL'E, ESED'E, DAİŞ'E DERS VERME GÜNÜ.
Ak Parti'ye verilecek her oy ümmetin geleceğine, Türklerin, Kürtlerin, Laz ve Çerkezlerin, Arap ve Boşnakların geleceğine verilmiş oylardır.
Böyle biline...
@ahmetay_