Kutlu yürüyüşler büyük hayallerin eseridir
Yavrucuğum
Büyük
hayaller kurmalı insan
Uzun
rüyalar görmeli. Kutlu yürüyüşlere adımdır bunlar.
Çünkü
dünya zihnin şahlanışlarıyla gülümseyebilecek
Yüksek zekâ,
erdem ve şahsiyet sahibi insanlar ben merkezli ve sadece bir ömürlük yaşamazlar.
Onların hayalleri vardır büyük hayaller. Beyinlerinde çizdikleri resimler
vardır. O hayaller ve resimler ütopik gelir, boş gelir an merkezli yaşayanlara…
Oysa onlar
sazın kırık telinden, kuşun yaralı kanadından, çiçeğin eğilmiş yaprağından
hesabın sorulacağını bilecek kadar hassastırlar. Yorgun akşamlar yormaz onların
düşlerini, düşündükçe beyinlerine bahar gelir, çiçekler açar.
Bir asım
nesli diyerek hayalini satır satır özgürlükle kuşanmış dizeler vuran Mehmet Akif
gibi.
‘Bir
gençlik istiyorum’ diyerek haykıran ve beynindeki tüm labirentleri yıkıp
hayalleriyle kucaklaşmış, Necip Fazıl gibi. Dirilmenin ayağa kalkmanın, apansız
acılardan, esaretten ve bir’e teslimiyet ile mümkün olacağını bilen bir diriliş
amentüsü okuyan Sezai Karakoç gibi.
İkballer,
Aliyalar, Malkomlar,Niyazi Mısrîler….
Ve daha
niceleri… Belki isimli belki isimsiz…
Kısık
sesle içinden düşünmekti hayaller… ve o hayallere yürüdükçe insan! İnsan
olduğunun, üreten olduğunun farkına varacaktı.
İşte o
hayallerin sahipleri,
Yumruklarını
sıktıklarında da aşk sızar parmak aralarından. Boğazlarına birikmiş düğümleri
yutkunurken de…
Ömürlerini
dava, hareket ve toplum ıslahına önderlik edecek aksiyonlar mihverinde, Bir’le
birleştirmiştir onlar... Hakkaniyet ve adanışın istikametiyle yol alırlar…
Tüm
engebeler, ayaklarına takılan tüm taşlar, sadece ayakkabılarını eskitir… Geçit
vermeyen tüm köprülerden gönül köprüleriyle geçerler…
Onlar paslı
kilitlerin açılmasında anahtardır. Verilen yetenekleri ile fıtrata sadık kul karakterleriyle
derin rüyalar görüp onlara doğru yürümekle harcarlar vakitlerini. Sözlerine
sadık edayla…
Onlar benlik
egosundan uzak imar ve ıslahın adamlarıdır. Aldıkları yolda ne şımarırlar ne
dururlar ne de övünürler.
Onlar salih
olmanın erdemiyle beraber hakikate çıkacak yolların kolay olmayacağını da
bilirler…
Dururlar
belki bazen! Lakin bilirler ki durmakta yürümemek değildir. Nefesi daha fazla
içine çekip derine dalmaktır ve ölçmezler onlar mesafeleri… Dalabildikleri
kadar dalarlar ve çıkardıklarını hibe ederler. Gözleri pektir, itidallik
içindedirler.
Ağır, vakur,
temkinli yürüyüşlerinde sadakat ve emanet bilinciyle yürürler hayallerini var etmeye,
toplumun ıslahında temel olmaya, duvar olmaya…
Gökkuşağı
misali maviye kemer, toprağa koku olmaya… Yürür de yürürler…
Yol alışta
azı çoğu hesap etmeden, azığı soğuğu hesap etmeden, sabır ile bir o kadar da
inşirah ile…Yürürler.
Büyük
hayaller kurmalı insan işte yavrucağım, uzun rüyalar görmeli. Kutlu
yürüyüşlerin habercisidir onlar. Duyacaksın o zaman çocukların gözlerindeki şen
kahkahaları, atların koşuşlarını, çiçeklerin korkmadan açışlarını, sevda emmiş
kadınların yüzündeki berraklığı…
Ömür
yolculuğu kutlu bir yürüyüşün zemini olmalıdır. Bu bedene devadır.
Bilmez yoksa
ayaklar niçin yürüdüğünü, yürek nasıl seslendiğini…
Buğusuna,
büyüsüne kapıldığımız dünya alıkoymamalı bu yürüyüşten, say’dan yavrucağım.
Yaşayışlar bir ömürlük olmamalı. Yaşayışlar ki
çok ömürlük olmalı çok...