Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Ekim 2019

Kutlu Seferden Büyük Zafere

Mehmetçik’in kutlu seferine milletimiz ve ümmetimiz tarafından yapılan dualar devam ediyor. Bu içten yakarışlar, inşallah tarih boyunca unutulmaz galibiyetler elde eden şanlı ordumuzu, kutlu seferden büyük zafere taşıyacaktır.

Resimaltı- Tarih boyunca mazlumun yanında zalimin karşısında olan şanlı ordumuz Suriye’de ki terör örgütü PKK/PYD’yi söküp atmak için Suriye’ye girdi.

Mehmet Nuri Yardım

Geçen akşam televizyonda bir gazeteci, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’ya “Her yerde Fetih Sureleri okunmaya başlandı. Bu durum, yanlış anlaşılmaya sebep olmaz mı?” diye sordu. Bakan Soylu, muhatabının endişesini makul bir cevapla ve mütebessim bir ifade ile giderdi. Bu yabancılaşmaya o anda dayanamayan Nedim Şener, şu unutulmayacak sözleri söyledi: “İsrailliler de PKK/PYD’liler için dua etmeye başlamışlar. Fetih Suresi’ni okumayacaklar İsraillilerle birlikte dua edebilirler.”

Milletimizi hiç anlamadılar

Bizde bazı okumuşlar bu aziz milleti hiç anlamadılar, bu gidişle de hiç anlayamayacaklar. Bizim bebeklerimiz dünyaya geldiklerinde ilk olarak minik kulaklarına büyükleri tarafından Ezan-ı Muhammedî okunur. Ve bütün müminler, emr-i Hak vaki olduğunda yine cenaze namazıyla, helalleşmeyle, tekbirlerle, tehlillerle ve dualarla ahirete yolcu edilir. Din hayatımızın her safhasında vardır. Okula başlarken, askerlik merasiminde, evlilik dönemi ve hayatımızın diğer bütün ritüellerinde dinin inceliklerini ve güzeliklerini yaşarız.

Ordumuzun moral gücü

İslam, tarih boyunca milletimizin moral gücü, ordularımızın şevk kaynağı olmuştur. Osmanlı’da mehter marşları bunun için söylenmiş, kösler ve davullar bu gaye vurulmuştur. “Cihad-ı Ekber Marşı”na kulak verme zamanıdır: “Artar cihadla şanımız / Fahr-i Rusul sultanımız. / Şer’i bize ihsan-ı Hak, / Uğrunda aksın kanımız / Osmanlıyız, Osmanlıyız; / Unvanlı, namlı, şanlıyız / Allah deyüp cenk ederiz; / Var nusrete imanımız.”

Kirli oyunlarını bozuyoruz

Birkaç gün önce, masum insanların haklarını korumak için, kin ve nifak tohumlarını ekenlere karşı şanlı ordumuz, Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Suriye topraklarına girdi. “Barış Pınarı Harekâtı”nın asıl amacını bütün dünya biliyor. Sınırlarımızı korumak ve PKK/PYD terör örgütünün faaliyetlerini kesmek istediğimizi, vatanımızda misafirimiz olan Suriyeli kardeşlerimizi kendi topraklarına taşımayı amaçladığımızı herkes görüyor. Ama ikinci İsrail’i, PKK’yı kullanarak kurmak isteyenler, bunu kasten anlamak istemiyorlar. Bunun için kirli tuzaklarını, kanlı planlarını ve çirkin oyunlarını bozan Türkiye’ye karşı hasmane bir tavır koyuyorlar. Ne gam! Hep öyle olmamış mıdır, tarihimizde de bunu yaşamadık mı? Çanakkale’de, İstiklâl Harbi’nde, Kıbrıs Barış Harekâtında, 15 Temmuz’da, “Zeytin Dalı”nda, “Fırat Kalkanı”nda benzer karşı duruşları görmedik mi?

Zalimlere karşı dik duruş

Tarih hep tekerrür etmiştir, etmektedir. Düşman kavi görünmüştür ama dirayetimiz, sebatımız ve kararlılığımız karşısında hep çözülmüş, geri adım atmıştır. “Niyet hayr, akibet hayr” buyurulmuştur. Türkiye, 35 seneden beri ülkemizde kan döken, Mehmetçiklerimizi, polislerimizi, öğretmenlerimizi ve diğer vatandaşlarımızı katleden terör örgütüne haddini bildiriyor. Irak ve Suriye gibi ülkelerde yabancı güçler tarafından himaye edilen ve kullanılan terör örgütlerine devletimiz ve ordumuz fırsat tanımıyor. Orta Doğu’da ikinci bir İsrail’in kurulmasına inşallah imkân tanınmayacak, fırsat verilmeyecektir.

Bebek katilleri dayanışma içinde

PKK 35 yıldan beri cinayet işliyor. Çoluk çocuk demeden, yaşlı gence bakmadan bu mübarek topraklara ihanet etmeye devam ediyor. Artık örgütün adı “Bebek Katili”ne çıktı. Bugüne kadar yüzlerce belki de binlerce bebeği, çocuğu acımasızca katletti. PYD’nin PKK’nın devamı ve ortağı olduğu şundan da anlaşılıyor ki, bebek cinayetlerine onlar da devam ediyor. Daha iki gün önce Akçakale ilçemize attıkları roketlerle Elif Terim ve Mazlum Güneş adlı çocuklarla 9 aylık Suriyeli Muhammed Ömer’i şehit ettiler. Türk Silahlı Kuvvetleri ve Suriye Milli ordusu’nun karşısına çıkamayan korkak sefiller, masum sivilleri hedef aldı. Savaşların da kuralları ve namusu vardır ama PKK/PYD, kalleşçe ve alçakça vuruşuyor.

Masum insanları katlediyorlar

Evde minderi üstünde uyuyan bir bebeğin canına kıyanlara nasıl bir sıfat verilebilir? Düşünüyor ama bulamıyorum. Bu kötülük odaklarına canhıraş bir şekilde destek olan bir ülke var yanıbaşımızda: İsrail. O da “bebek katili”. O da Filistin’de, Gazze’de yüzlerce masum çocuğu, bebeği hunharca katletti bugüne kadar. Demek ki bugünlerde kahrolası ‘Bebek Katilleri’ arasında sağlam bir dayanışma var.

Antolojilerimiz, Mehmetçiklerin kahramanlığını anlatan, vatan sevdamızı dile getiren, bayrak ve ezan muhabbetimizi dillendiren şiirlerle doludur. Büyük medeniyetimizin, üstün inancımızın bir nişanesi de bu ölümsüz manzumelerdir. Mehmed Âkif’ten Necip Fazıl’a, Arif Nihat Asya’dan Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’na, Dilâver Cebeci’den Ömer Öztürkmen’e kadar bir çok şairimiz duygu dünyamızı şiirleriyle şahikalaştırmışlardır. Yahya Kemal’in şu mısraları ise tazeliğini her daim korumakta ve Türkiye’nin İslâm âlemindeki mühim yerini ve misyonunu işaret etmektedir: “Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbî, / Senin uğrunda ölen ordu budur yâ Rabbî, / Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın, / Galib et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.” Bugün İsrail ile PKK/PYD ile iştutan sözümona bazı İslam ülkelerini görünce şairimizin basiretine ve ferasetine hayran olmamak elde değil. Yüce Rabbim İslam’ın ve Müslümanların ‘Son Ordusu’nu, her türlü tehlikeden, badireden muhafaza eylesin, herkese de o üstün şuuru nasip etsin. Zafer inşallah inananların olacaktır.