Kutlu Rüya Fetih
Vaat ettiğini mutlak olarak veren ve gerçekleştiren Yaratan, kendisine yardım edenlere öyle bir yardım ve destekte bulunur ki, insanlık ve varlık şaşkınlıktan zihni melekelerini yitirir. Bu ikram, mükâfat ve müjdeyle gerçekleşir. Uyarıcı ve müjdeci, fethin haberlerini, el-Fettâh’tan âlemlere taşır ve ulaştırır.
Müjdeci ve Uyarıcı’ya (Beşîr ve Nezîr) itaat etmek ve bağlılık göstermek, Hakk’ın ipine sarılmakla mümkündür. Allah’ın fetih ipine tutunmak, boyun eğmekle gerçekleşir. Yıkım ve düşüş ise, tevhidin ipini koparmakla gelir. Bilinmelidir ki, birleştiren, fethin sağlam ipidir.
Fetih; zan, şüphe ve isyanla gerçekleşmez. Yok edip helake götüren her itaatsizlik, şeytanın yolunu götürür. Orada inkâr ve şirk vardır. Ebedî olmak için tanrısallığa niyet, fethin ruhunda yoktur. Fetihte tüm tanrılar reddedilir, ancak tevhidin sancağı taşınır ve dalgalandırılır.
İtaat, itaat ve mutlak itaat, fethi getirir. Orada güçlük, yokluk ve hiçlik tevhide dönüşür. Fetih, savaş ve mücadeledir. Nefisle savaş, gönül ülkesini inşa eder. Adem’le yitirilen cennet, Hz. Peygamber’in fethiyle bulunur ve böylece kapıları, sürgüsü çıkarılıp ardına kadar açılır.
Fethe niyet eden, bu ruhla savaşan, ganimet olarak cenneti elde eder. Bu ganimet, yeryüzünde ve öte dünyada karşılıksız sayılması imkânsız mükâfatları içinde barındırır. Fethi gerçekleştiren fâtihler için, vaat edilmiş ganimetler haktır. Hakk’tan gelen muştu, iki âlemin saadetini müjdeler/haber verir. Dolayısıyla fethin kazancını, hiçbir terazi ölçemez. O, kesretten kinaye, sonsuz ve sınırsız müjdeler ve nimetlerle doludur.
Fetih, olmayanın, bir başka ifadeyle olması imkânsız olanın, gerçekleşmesidir. ‘Ol’ hükmü, fetihte müjdelenenin ‘olmasıyla’ tahakkuk eder.
Fetih, Peygamber’in anlattığı kutlu ‘sadık’ rüyadır. Hendek’te vurulan balyoz, önce Kisra’nın sonra da Bizans’ın sütunlarını yerle bir eder ve büyük fethin muştusu ulaşır. İbrahim’in dini üzere Ehl-i Kitap Bizans, şirkin ve putların ülkesi kadim İran’ı yenerek Mekke’nin fethini müjdeler. Tevhidin ruhu, pagan ülkesini yerle bir ederek, aşkullah’ın gücünü gösterir.
Fetihler, tevhidin gücünü sağlamlaştıran ve ayakta tutan ana sütunlardır. Bu sütunlar, yok edici zâlimlere, saraylarına ve ordularına karşı, vahdetin sembolleridir. Hakkın ve bâtılın sınırları, fetihle tespit edilir. Bundan dolayı fetih, hakikatin terazisidir. Bâtılın, fetih diyarında hükmü yoktur.
Fetih, en üstün dini ve inancı dünyaya duyuran bir sadadır. Bu tevhid haykırışı, bütün hakikat erlerini ve ordularını yöneten ilahî ve nebevî bir sancak gibidir. Bu sancağın altında Allah’ın Son Sevgili Elçisi ve onun takip eden inançlı ordusu toplanmıştır. Zâlimlere/İnkarcılara karşı çetin ve savaşçı, birbirine karşı merhamet ve şefkatli olmak, fetih ordusunun özelliğidir.
“Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir.” (Fetih, 29)