'Kutlu Doğum Haftası!' Zincirinden Kurtuluyor\u2026
Malu00fbm;
Türkiye gazetesi, "KUTLU DOĞUM BİR FETÖ PROJESİ" manşetini atınca ortalık karıştı.
Buradan bize düşen, çok sayıda okuyucumuzun "konu hakkındaki düşüncelerimizi" ifade etmemiz yönündeki yoğun talepleri oldu.
Bilgi sahibi olmadığım konularda ahkam kesmemeyi alışkanlık haline getirdim.
Bir büyüğüm:
"Her şeyi bilmene imkan yok ama haddini mutlaka bilmelisin!" demişti çok yıllar evvel.
O söz kulağıma küpeu2026
Manevi önderlerimizden birinin kendisine yöneltilen yüz sorunun yetmişine "Bilmiyorum!" karşılığını verdiğini duyduğumdau2026
O küpe, kulağımın mütemmim cüzü oldu.
Ne var ki; konu ilgilenilmeyecek gibi de değil; "Kutlu Doğum Bir FETÖ Projesi" de ne demek?
Bir gazete bir şey atıyor ortaya, Diyanet İşleri Başkanlığı sert tepki gösteriyor.
FETÖ başının doğum tarihi, Kutlu Doğum Haftası'nın yakınlarına denk geliyor diye, "Kutlu Doğum Bir FETÖ Projesi" olur mu?
Diyanet İşleri Başkanlığı, hele, FETÖ ile yaman bir mücadelenin verildiği süreçte nasıl böyle bir işe alet olur?
Sonrau2026
FETÖ'nün en fazla saldırdığı kurumlardan biri Diyanet İşleri Başkanlığı, şahıslardan biri de Muhterem Başkan Mehmet Görmez hocamız değil mi?
Çevreme bunları söylediğimde;
"Kutlu Doğum etkinliğinin Miladi Takvim'e sabitlenmesi doğru mu?" yollu itirazlar geldi.
Birileri de,
"Diyanet, Dinler Arası Diyalog denilen Vatikan Projesi'ne uzun yıllar sessiz kalmadı mı?
Hadi, sen, ben yanılabiliriz?
Koskoca Diyanet, konunun uzman kurumu, Dinler Arası Diyalog denilen sapkın akıma, nasıl oldu da yıllar yılı sessiz kaldı?
Ve hatta!.."
Neyseu2026
Birçok şey söylendi.
Ne denirse densin; ben Diyanet İşleri Başkanlığı'nın son derece faydalı ve gerekli bir Kurum olduğuna inanmaya devam ediyorum.
Bu Kurum çok önemli irşad faaliyetleri yürütüyor.
Çocuklarımıza "Kur'an eğitimi" veriyor.
"Hafız" yetiştiriyor.
Birçok hayırlı faaliyetinin yanısırau2026u2026
"Cemaat" tartışmalarının ve çekişmelerinin ülkeye vereceği zararların bir bölümünü engelliyor.
İşlevi çok önemli.
Ha bu arada, şunu belirtmiş olayım:
FETÖ'yü bir 'Cemaat' olarak görmek elbette büyük hata, FETÖ yüzünden nice hayırlı hizmetler ortaya koyan cemaatlerimizin karalanmasına, buradan açık bir şekilde karşı çıktım.
Bununla birlikte, "cemaat"ler arasında, beklediğim, özlediğim dayanışmayı maalesef göremediğimi de ifade etmek durumundayım.
Çoğu yerde, "Bizim Cemaatten olan ile olmayan" ayrımı çok keskin bir şekilde yapılıyor.
Sıklıkla "Cemaat Propagandası" ile karşı karşıya kalıyorum.
Bir de "yerleşme" çabaları var tabiiu2026
Bu yanlış!..
Bir makamda, o veya bu cemaatten bir kişinin bulunması beni pek ilgilendirmiyor.
Liyakat sahibi olsun, memleketi için çalışsın, insanımıza adaletli davransınu2026
Bunları arıyorumu2026
Ne var ki, bir yapının mensubu olmak, kimi yerlerde avantaj sağlıyoru2026
Bu avantajı hayır işlerinde kullanmak da mümkün, farklı amaçlara yönlendirmek deu2026
Bir kişinin herhangi bir cemaatin mensubu olduğu için dışlanması kadar, herhangi bir cemaatin mensubu olduğu için ayrıcalıklı muamele görmesi de ters geliyor bana.
Bütün bunları ifade ederken, tekrara düşmek pahasına altını çizmiş olayım:
FETÖ, bizim anladığımız manada bir Cemaat değildir.
Adı üstünde bir terör örgütüdür.
İllegal faaliyetlerde bulunan başka gruplar için de aynı şeyi düşünüyor, hayırlı işler yapan cemaatlerin mensuplarını saygıyla selamlıyorum.
Onlar, bu memleketin manevi kaleleridir.
Ülkenin birlik ve beraberliğini korumasında "gerçek cemaat"lerin büyük payları vardır.
Onlara mutlaka sahip çıkılmalı, destek olunmalıdır.
Bununla birlikte, işlerin iyice karışmaması ve tartışmalardan hayırlı işler yapan cemaatlerimizin de zarar görmemesi için, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın mutlaka korunması gerektiğini düşünüyorum.
Bu bakımdan, bu Kurum'un hedefe yerleştirilmesini doğru bulmuyorum.
Diyanet İşleri Başkanlığı, elbette "mükemmel" bir Kurum değil ama bence çok gerekli, hatta, varlığı zaruri.
Her camiada "kötü insanlar" olabilir, Diyanet Camiası'nda da vardır elbet.
Benim tanıdığım Diyanet İşleri mensuplarının çok büyük bir bölümü, bana hep doğruyu, güzeli tavsiye etmişlerdir.
Allah onlardan razı olsun.
Demem o ki, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bazı uygulamalarını eleştirirken, kılı kırk değil, kırk bin yarmakta büyük fayda görüyorum.
Bu arada, "manevu00ee çöküşü durdurma"ya matuf faaliyetlerin çok önemli bir bölümünü üstlenmiş bulunan PEYGAMBER SEVDALILARI PLATFORMU'nu anmadan geçmek de olmaz.
Bu oluşumu rahatsız edecek tavırlardan kaçınmak da ülkemizin birlik ve beraberliği açısından önemlidir; dikkat çekiyorum!..
Bu konularda bir değerlendirmede bulunulacaksa, bu oluşuma yön verenlerin görüşlerini almak da son derece önemlidir; hatırlatıyorum!
PROJE'NİN MİMARI KONUŞUYOR
Böyle düşünürken efendim;
Konu hakkında önemli bir yayına rastladım.
Kanal Fırat'ta Furkan Dilaver'in moderatörlüğünü yaptığı Son Baskı adlı programda Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay, kendi açısından anlatıyor meseleyiu2026
Prof. Dr. Bolay, Kutlu Doğum Haftası fikrini Diyanet İşleri Başkanlığı'na sunan akademisyen.
Dinleyelim:
"1989 yılı Mayıs ayında yayın kurulu kurmakla görevlendirildim. Beş kişilik bir yayın kurulu teşkil ettim. Peygamberimiz'i anacağız; hayatını, hadislerini, fikirlerini, düşüncelerini, İslamiyet'i dünyaya yayışını ve dünyaya getirdiği mesajlarını bütün Müslümanlara ve gayri Müslimlere ulaştırmak için bir hafta teşkil edeceğiz ve faaliyet göstereceğiz. İlmi toplantılar ve sanat etkinlikleri yapacağız, bu sadece kuru bir anma hadisesi olmayacak. Caminin dışına İslamiyet'i taşımaya çalışacağız. Ekibimle beraber bir program hazırladık, mütevelli heyetini sunduk ve mütevelli heyeti programı kabul etti. Çok güzel bir program düzenledik.."
Soru: Kutlu Doğum Etkinliklerinin FETÖ İle Bir İlgisi Var Mı?
"İgisini kurmak bile çok yanlıştır. Biz bunu kimseden ilham alarak yapmadık. Aksine FG (F.Gülen) bizden ilham alarak yaptı ve bunu da bize kendileri açıkladılar. 1993 senesinde bizden dört sene sonra onların görevlendirdiği Cemal Uşşak (Malu00fbm kişi!) isimli şahıs bana geldi ve dedi ki 'Siz bunu başlattınız ve biz sizden ilham alarak Vahdet Haftası'nı başlatmak istiyoruz.' Ankara Atatürk Spor Salonunda bir etkinlik yapacaklarını söyleyip beni davet ettiler, ben de gittim. O spor salonunda normalde hakemlerin durduğu kule var. O kulede F.G. oturuyordu. Yanında birçok parti temsilcisi ve profesör bulunuyordu. Biz o programı orada izledik. Onlar bunu başlattılar ama uzun süre devam ettiremediler. Devam ettiremedikleri için de bunu karalamaya başladılar. Çünkü bizim yaptığımız programların büyük ilgi gördüğünü gördüler, kendilerine rakip gördüler ve bunu karalamaya başladılar."
Soru: Kutlu Doğum İsmi Nereden Geldi?
"Kutlu Doğum ismi Prof. Dr. Bahaeddin Yediyıldız tarafından teklif edilmiştir. Yediyıldız'ın da bunu teklif etmesinin sebebi de Ordu'nun ilçesinde Kutlu Doğmuş Evliya diye bir zat varmış. Ondan ilham alarak, bunu teklif etmişti, ben de kabul edince adı bu şekilde konulmuştu."
Soru: Tarihin FETÖ'nün Doğum Tarihiyle Bir Alakası Var Mı?
"Biz bu programa başladığımızda 6 Ekim'di, ondan sonra her yıl 10 gün geriye gelerek, Ağustos ayına gelince dört sene sonra, yaz zamanı olduğundan ve herkes tatile gittiği için salonlarda izleyici bulunamadı. Bu sefer mütevelli heyeti üyeleri bunu 'sabitleştirelim' dediler. Hicri takvimle Nisan'ın on ikisine, Miladi takvimle Nisan'ın yirmi birine geliyordu ve biz de bunu devam ettirdik. Bunu da dört sene sonra halktan gelen talep üzerine yaptık. Bu sefer buna muhalif olanlar o zamanda bunun 23 Nisan'ı karalamak için yapıldığını söylediler. Benim Diyanet'ten ayrılmış olduğum süreçten sonra Diyanet İşleri Başkanlığı mütalaa etti bunu ve 14 Nisan'a geri çekti."
Soru: O Dönemlerde FG İle Bir Bağlantınız Var Mıydı?
"Bunu iddia edenlere söylüyorum. Benim hiçbir münasebetim olmadı. O açılış toplantısından önce de sonra da münasebetim olmadı.1979'da bir görüşmemiz oldu. Ben zaten onu çok sathi bulduğum için ilgilenmedim."
SAYIN NUMAN KURTULMUŞ'A TEŞEKKÜRLER!
İşte böyle; "Kutlu Doğum Haftası"na ilişkin iddialar büyük tartışmalara yol açtı.
Türkiye gazetesi bunun bir "FETÖ Projesi" olduğunu iddia etti, Diyanet İşleri Başkanlığı sert tepki gösterdi,
biz de konu hakkında "yeterince" bilgi sahibi olmadığımızdan neredeyse "sessiz" kaldık.
Tabiiu2026
"Kutlu Doğum Haftası'nı Miladi takvime sabitlemek de nesi, Diyanet İşleri Başkanlığı bu konuda niçin bu kadar ısrarlı?" diye düşünmeden de edemedik.
Neyse kiu2026
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un öncülüğünde çok önemli bir adım atıldı.
Sayın Kurtulmuş'un TGRT Haber'deki açıklamalarını hatırlayacak olursak:
"Diyanet İşleri Başkanlığı Kutlu Doğum Haftası kapsamında çok başarılı etkinlikler yapmıştır.
Kutlu Doğum Haftası, Mevlid-i Nebu00ee'nin bir alternatifi değildir. Ortaya çıkan bütün bu eleştiriler değerlendirilecek. Önümüzdeki günlerde Diyanet İşleri Teşkilatı bir ilmi toplantı da yaparak, öyle arzuluyoruz ki Hicri Takvim'e Kutlu Doğum Haftası'nı sabitleyecektir." (Yani, hafta her yıl on gün geriye gidecektir!)
Evetu2026
"Kutlu Doğum"u Miladu00ee takvime sabitlemek yanlıştı.
Diyanet Teşkilatı'nın, düzenlenen bir ilmi toplantıda bu konuyu tartışacak ve buradan çıkacak sonucun da her yıl yeniden dillendirilen "Kutlu Doğum-Mevlid Kandili" ikilemini sona erdirecek olması mühim.
Hazreti Peygamber'in doğumunun kutlandığı Rebiülevvel'in 12. gecesinin, "Kutlu Doğum Haftası"nın" başlangıcı ya da bitişinde yer alması ve haftanın Hicri Takvime sabitlenmesi çok güzel.
Kutlu Doğum'un ismi de tartışma konusu olduğundan, yeni bir ismin verilmesi elbette çok faydalı olur.
Ya, bunları yazarken ne düşünüyorum biliyor musunuz:
Koca Diyanet İşleri Başkanlığı'mız, bu "Kutlu Doğum Haftası" organizasyonu için, "Miladi" değil de "Hicri" Takvimi" esas alma meselesini niçin bu kadar ihmal etti?..
Bazı mevsimlerde yeterince "izleyici bulunamayacağı" yönündeki endişe ne kadar yersiz.
Millet yazları tatile gidiyormuş!..
Hicri takvim esas alınarak idrak edilen hangi mübarek gecemiz ilgi görmüyor ki?
Sonra sayının ne önemi var, mühim olan muhteva.
"Hicri takvim" esas alınsaydıu2026
"FETÖ'nün doğum tarihine denk geldi, gelmedi!" tartışmaları hiç olmayacaktı.
Üstelik;
"Kasten 23 Nisan'a denk getiriyorlar!" tantanasına da yol açılmayacaktı.
Bir aydınımız, "Günümüz gençliği, 12 Rebiülevvel yerine 20 Nisan'ı öğrendi. Üzülerek belirtmek gerekir ki, genç nesle Peygamberimizin doğum tarihi sorulduğunda alacağınız cevap 20 Nisan olacaktır." diyoru2026
Bu değerlendirme de tamamen isabetsiz olmasa gerek.
Neyseu2026
Olanda "hayr" vardır.
Türkiye gazetesine epeyce kızan var amau2026
Sayın Numan Kurtulmuş, "müjdeyi", "KUTLU DOĞUM BİR FETÖ PROJESİ" manşetini atan Türkiye gazetesinin televizyon kanalından, TGRT Haber'den vermiş oldu.
Türkiye gazetesi böylece, bir "hayr"a vesile oldu işte.
Kutlu Doğum Haftası, -inşallah- yeni bir isme kavuşacaku2026
En önemlisi de, Miladu00ee Takvim'e zincirlenmekten kurtulacak.
Ya böyle:
Ne demiş Mütefekkir:
"Sen oradan kıracaksın zinciri, ben buradan / Bir gün mutlaka kavuşacak ellerimiz!"