Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Haziran 2021

Kuruluşlardan Kültür Hayatımıza Yayın Desteği

Bazı resmi kurumlar, salgına rağmen hazırladıkları çok önemli eserlerle ilim ve kültür hayatımıza ciddi katkılarda bulunuyorlar.

Kültür hayatına birçok kurum çeşitli yayın faaliyetleri ile katkıda bulunuyor. Kitaba değer veren bazı kuruluşlar, salgına rağmen önemli bazı eserleri irfanımıza kazandırdılar. Sanata ve kültüre sahip çıkan kuruluşlarımızdan İstanbul Ticaret Odası, birbirinden değerli eserleri kitapseverlere kazandırmaya devam ediyor. İşte onlardan bir kaçı:

Afrika Masumiyet

Coşkun Aydın ve Hasan Mustafa Arslan’ın birlikte hazırladıkları kitapta dünyanın en mazlum kıtası Afrika’ya naif bir bakış var. İTO Başkanı Şekib Aldagiç takdim yazısında, “Şimdi Afrika’yı yüreğimize koyma zamanı” diyor. Kitap, fotoğraf ustalarının kara Afrikası’nın sahillerinden, gece ve gündüz objektiflere sığdırdıkları muhteşem görüntülerle bir şöleni yaşatıyor. Afrika’da günlük hayat, çarşı pazar, çocuklar ve aşikâre görülen yoksulluk manzaraları… Secdeye kapanan Afrikalı Müslümanlar, camilerde kılınan namazlar… Çekilen bütün acılara, yaşanan sıkıntılara rağmen yüzlerinden tebessümü eksik etmeyen mutlu insanlar galerisi kitap… Hele deve üstünde seyahat eden Afrikalıları seyretmeye doyamıyorsunuz. Çilekeş Afrikalı kadınlar ve eğitim dünyasının masum yüzleri… Öğrenen, sevinen ve oyun oynayan çocuklar… Denizde nasibini arayan ve avlanan balıkçılar… Velhasıl Afrika’nın günlük hayatından muhtelif kesitler bir araya getirilmiş. Bekir Gülaç, Can Toktaş, Temel Taşkın, Emre Koçak, Refik Oltulu, Serhat Onur, Gültekin Çizgen, Coşkun Aydın’ın yazı ve fotoğraflarıyla katkıda bulundukları seçkin bir albüm-kitap. Ben çok sevdim, inanıyorum ki Afrika Masumiyet’ini sizler de çok beğeneceksiniz.

Osmanlı Filistini Yer İsimleri

Osmanlı Devleti’nin asırlarca adalet, huzur ve refah ile idare ettiği topraklar arasında bugün Filistin Devleti’nin bulunduğu yerler de vardır. Osmanlı Filistini Yer İsimleri Kılavuzu ve Atlası adlı eser, düne kadar yönetimimiz altında bulunan coğrafyayı bize yaklaştırıyor. Zekeriya Kurşun, Abdülkadir Steih ve Ali İhsan Aydın’ın hazırladığı eser, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Filistin Araştırmaları İmar ve Dayanışma Derneği ve İstanbul Ticaret Odası’nın ortak yayını olarak neşredilmiş bulunuyor. 1516-1917 yılları arasının esas alınan eser, Türkçe ve Arapça olarak hazırlanmış. Başta Kudüs ve Gazze olmak üzere Filistin topraklarındaki bütün şehirlerin, kazaların, kasabaların ve köylerin yer isimlerinin ilmî olarak tespit edilmiş olması mühim bir hizmet. İsrail zulmü altında yaşayan Filistinlerin şüphesiz toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı önemlidir. Her ne kadar BM ve dünya ülkeleri bu konularda etkili ve hakkaniyetli hareket edemiyorsa da gün gelecek bu topraklar şüphesiz asıl sahiplerine teslim edilecektir. Bu bakımdan eser büyük önem arz ediyor. Tapu kayıtlarındaki isimlerle, haritalarla zenginleştirilen kitap, ciddi bir kaynak olarak önümüzde duruyor.

Eminönü ve Sirkeci

İstanbul Ticaret Odası – Eminönü Sirkeci, bir semt için yazılmış önemli bir monografi. İTO Başkanı Şekib Avdagiç, sunuş yazısında şöyle diyor: “Lamartine’nin ‘Dünyaya son kere bakacaksın deseler, bu bakışı İstanbul’un Çamlıca’sından isterdim.’ dediği rivayet edilir. Fransız yazar Alphonse de Lamartine’nin Çamlıca tepesinden dünyaya son bakışında görmek istediği yer neresidir? Orası, kuşkusuz Boğaziçi’nin Altın Boynuz ve Marmara Denizi ile buluştuğu Tarihî Yarımada’nın en muhteşem yeri, Eminönü’dür. O meşhur ifadeyle payitaht-ı zemindir. Hele bu bakış, bir de gurup vaktine yakın, İstanbul’u İstanbul yapan silüetin üzerini bir kızıl şal gibi kaplayan günbatımına rastlarsa insanı iflah olmaz bir şekilde kendine meftun kılar.”

Eminönü bir bakıma nefs-i İstanbul dediğimiz Suriçi’nin vitrinidir. Dışa dönük ilk çehresidir. Osmanlı da büyük ehemmiyet vermiş ki, bütün ticaret hayatı neredeyse bu semtte cereyan etmiştir. Eserde tarih boyunca ticaret hayatımızın serencamı dile gelirken köklü esnafın hayatı ve hizmetleri anlatılıyor. Camileri, kıraathaneleri, dükkânları, imalathaneleri, depoları ve diğer ticaret merkezleri ile semtin âdeta bir panoraması çıkarılmış bulunuyor. Bilhassa tarihe ışık tutan ve alış verişlerin kalbi durumunda olan tarihî hanlar, mükemmel bir şekilde anlatılıyor. Hanların geçmişten bugüne işlevleri ve hususiyetleri üzerinde etraflıca duruluyor. Birçok araştırmacı ve yazarın makalelerinden meydana gelen eserde, başlıca şu konular geniş biçimde ele alınmış: “Venedik Ticaret Kolonisi”, “Yabancı Ticaret Kolonikelirnden Kahvehanelere Eminönü-Unkapanı Bölgesi”, “İstanbul’un Osmanlı Dönemi İaşesi”, “Sirkeci Unkapanı Ekseninde Osmanlı Döneminde Mahalleler ve Belli Başlı Mimari Eserler”, “Âşir Efendi Kütüphanesi’nin Üç Nesil Tarihi”, “18. Asırda İstanbul”, “İstanbul’un Tarihî Eserleri.” Makalelerin bazı imza sahipleri şöyle: Prof. Dr. Aygül Ağır, Ekrem Işın, Melih Şabanoğlu, Prof. Dr. Sevgi Parlak, Halil Solak. Eserde edebiyatımızın önemli isimlerinden Sermet Muhtar Alus’un İstanbul Kazan Ben Kepçe eserinden bölge ile ilgili bir metin de bulunuyor.

Kutadgu Bilig ve Türk-İslam Kimliği

İTO’nın yeni neşredilen eserlerinden birisi de Kutadgu Bilig ve Türk İslam Kimliği adlı eserdir. Yazılışının 950. Yılı münasebetiyle hazırlanan ve editörlüğünü Prof. Dr. Mehmet Günenç’ın yaptığı eserde, Yusuf Has Hâcib ve efsanevi eseri Kutadgu Bilig hakkında kıymetli makaleleri bulunan şu yazar ve akademisyen bulunuyor: Yüksel Kanar, Aygün Akyol, Özlem Bağdatlı, Azmin Bilgin, Muhmamet Savaş Kafkasyalı, İlhami Fındıkçı, Altan Çetin, Ahmet Kavas, Mehmet Günenç ve Habip Türker.

Kutadgu Bilig’den seçilmiş yüzlerce vecize, esere serpiştirilmiş bulunuyor. Ayrıca makale sahiplerinin görüşleri de özlü biçimde okurun önüne çıkarılıyor. Onlardan bir kaçını burada paylaşalım: “İnsanın yeryüzündeki varlığı duruş, düşünce ve tercihleriyle oluşur.” “Akıl ve bilgi, insanı sorumlu kıldığı için ahlaki kararlarında temel belirleyicisidir.” “Akılda dikkat çeken yön, aklın ilâhi inayetin bir neticesi olarak kişiye verilmesidir.” “Hazreti Âdem’in dünyaya inişinden beri iyi düzen daima anlayışlılar tarafından kurulmuştur.” “Temel insani erdemleri yeniden davranışlarımızın ayrılmaz bir düsturu hâline getirmek zorundayız.” “Her medeniyet kendini korumak ve sürdürmek adına özü/imanı/esası bağlamında değerler oluşturur.”

TYB Konya Kitapları

Türkiye Yazarlar Birliği’nin Anadolu’daki en önemli şubelerinden biri olan Konya TYB, kültürel faaliyetleri ve hizmetleriyle gözü dolduruyor. Ahmet Köseoğlu’nun Başkanlığını yaptığı kuruluş, hem düzenlediği toplantılar, hem de neşrettiği kitaplarla kültür dünyamızın dikkatini çekmeye devam ediyor. Bu yayınlardan ikisi elime ulaştı. Şehre Sözümüz Var ismini taşıyan kitap “TYB Konya Şubesinin 2020 Yılı” faaliyetlerinin özeti. Saffet Yurtsever’in editörlüğünü yaptığı hacimli kitap 959 sayfa. Yurtsever sunuş yazısında şöyle diyor: “Bismillah. Bu kitap; kültür, sanat, edebiyat, sinema, din, felsefe, tarih, mûsikî, mâzi, âti, millî, yerli, vefa… gibi evrensel kavramların mozaiğinden oluşan birbirinden farklı konularda, söyleyecek sözü olan birbirinden kıymetli konuşmacıların TYB Konya Şubesi vesilesiyle 2020’de yaptıkları programların ‘söz uçarsa yazı kalsın’ diye, gelecek nesillere kayıt düşüldüğünün bir vesikasıdır.” Ahmet Köseoğlu da “Şehre Sözümüz Var” başlıklı yazısında şubenin kültür takvimine uyduklarını ve açıklanan 36 programın kitaplaştırılarak okuyucuya sunulduğunu belirtiyor. Planlanan bütün faaliyetlerin, konferansların ve sohbetlerin deşifre edilerek kitaplaştırıldığını, böylece kalıcı bir kültür hizmetine dönüştürüldüğünü ifade ediyor Köseoğlu. Hakikaten eserin sayfalarını çevirdikçe yapılan güzel hizmetlere şahit oluyoruz. Sinemadan tiyatroya, edebiyattan mimariye velhasıl kültür ve sanatın hemen hemen bütün şubelerine ve alanlarına yer ayrılmış. Klasik ve temaşa sanatlarımız da ihmal edilmemiş. Bu arada vefatının 100. Yılı dolayısıyla büyük hikâyecimiz Ömer Seyfettin hakkında da program yapılması dikkat çekiyor. Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya da vefat yıldönümünde yâd edilmiş. Merhum Nuri Pakdil ile yaşayan mütefekkir ve şair üstadımız Sezai Karakoç panelleri de dikkat çekici.

Mevlâna Şiir Şölenleri

Türkiye Yazarlar Birliği’nin Karatay Belediyesi ile birlikte neşrettikleri Mevlâna Şiir Şölenleri de muhtevaca zengin, hacimce büyük. Hasan Kılca ve Ahmet Köseoğlu’nun takdim yazılarından sonra D. Mehmet Doğan’ın “Şiir Söylemek ve Şiiri Konuşmak” başlıklı metnini okuyoruz. Osman Özbahçe “Modern Türk Şiiri Genel Çerçeve” ile kitapta görünürken Hakan Şarkdemir ise “Türk Şiiri; Modern, Postmodern ve Sonrası” yazısıyla farklı bir pencere açıyor. Kitap Mevlâna Şiirleri Güldestesi hüviyetinde ama genel bir antoloji görünümü de veriyor. İçinde şiirleri bulunan şairler arasında tanıdık pek çok isim var: Ahmet Kot, Hüseyin Akın, Kâmil Uğurlu, Mevlâna İdris, Mustafa Uçurum, Vural Kaya, Cemalettin Latiç, Hüseyin Atlansoy, Mustafa Özçelik ve Nurullah Genç yaşayan şairlerden sadece bir kısmı. Tabii daha pek çok şair ve yazarın çalışmaları yer alıyor bu eserde. Vefat etmiş şairlerimizin şiirleri de unutulmamış.

Hakkâri Üniversitesi’nden Kalıcı Yayınlar

2016’dan 2019’a Hakkâri Üniversitesi kitabında, kuruluşundan itibaren eğitim kurumunda yapılan faaliyetler anlatılıyor. Eğitim hizmetlerinin giderek nasıl iyileştirildiği dile getirilirken düzenlenen konferanslar, yapılan ziyaretler ve kütüphane hizmetleri üzerinde de uzun uzadıya duruluyor. Şehrin güzel tabiat manzaralarının da serpiştirildiği kitapta “1. Ulusal Hakkâri Film Festivali Kısa Film Yarışması” ödül töreni ile ilgili sayfalar merak uyandırıyor. Bu arada Hakkâri Meydan Medresesi’nin tarihçesi, geçmişteki kültür ve eğitim hayatının ihtişamını gösteriyor. Kitapta alaka çeken bir bölüm de “Fuat Sezgin Konferansları.” Uluslararası bilim dünyasının tanınmış ismi Sezgin’in ardından yapılan çalışmalar, doğrusu takdire şayan ve iftihar vesilesi. Hakkâri Üniversitesi kitabında da üniversitenin eğitim, kültür, sanat ve medeniyet odaklı çalışmaları detaylıca sunuluyor.

Zap Havzası Uleması Sempozyumu

Hakkâri Üniversitesi Yayınları arasında bulunan 1. Uluslararası Zap Havzası Uleması Sempozyumu’nda önemli tebliğler var. İki cilt hâlinde hazırlanan yayının editörleri Arş. Gör. Yaşar Kaplan, Öğr. Gör. Murat Adıyaman ve Öğr. Gör. Emin Yıldırım. Sempozyumun açılış konuşması Hakkâri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Pakiş. Pakiş, burada Uluslararası Zap Havası Sempozyumu’nun ana gayesini, “Tarih boyunca bu havzada oluşturulan kültür ve medeniyet kurumlarını ortaya çıkarmak bu kurumlarda yetişmiş olan önemli şahsiyetleri tanımak, tanıtmak ve onların geleneğimiz ile düşünce dünyamıza olan katkılarını ve etkilerini tartışmaya açmaktır.” şeklinde açıklıyor. Eserin ilk sempozyum tebliği-makalesi Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. İbrahim Özcoşar’a ait. Makalenin başlığı: “Ulema ve Ümera: Hakkâri Hanedanında İlim Geleneği.” Eser, yetkin bilim adamlarının diğer tebliğleriyle birlikte bir bakıma bölgenin ilim envanterini çıkarıyor.

Tarihte Hakkâri Sempozyumu

Üniversitelerin en büyük kültürel hizmetlerinden birisi de düzenledikleri sempozyumlardır. Bu toplantılarda sunulan ve tartışılan tebliğlerin daha sonra kitaplaşması ayrı bir güzellik. Uluslararası Tarihte Hakkâri Sempozyumu da mümtaz ilim adamlarının değerli tebliğ-makalelerinden oluşuyor. “Hakkâri, Batılılar ve Nasturiler”, “Hakkâri Bölgesinde Eğitim-Öğretim ve Medreseler”, “19. Yüzyılda Hakkâri’nin İdari yapısı”, “Tarihte İz Bırakmış Hakkârili Önemli Edebî Şahsiyetler”, “Hakkâri Bölgesinde İslami Fetihler”, “Hakkâri Beyliği’nin İlk Kuruluşu” “Emeviler ve Abbasiler Arasında Hakkâri Beyleri”, “Selahaddin Eyyubi Döneminde Haçlı Seferlerine Karşı Direnişte Hakkârililerin Rolü.” Mühim metinlere imza atan akademisyenlerden bazılarının isimleri şöyle: Ebubekir Ceylan, Yakup Canbolat, Ramazan Turgut, Mehmet Demirtaş, Ferhat Tekin, İsmail Kıran, Özden Özgen, Nevzat Eminoğlu, Ümit Işık, Hatip Erdoğmuş, Semih Gezer, Oktay Belli Şahabettin Öztür, Bilal Yılmaz, Engin Korkmaz, Yusuf Baluken, Vedat Evren Belli, Yusuf Hırori, Şakir Gözütok, Yaşar Kaplan, Vecihi Sönmez, Nesim Sönmez, Abdülcebbar Kavak.