Dolar (USD)
35.33
Euro (EUR)
36.48
Gram Altın
3031.77
BIST 100
10000.72
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
31 Mart 2019

Kurtuba ve Ayasofya

İspanya’da halen Cordoba’nın (İslami ismi Kurtuba) Katedrali olarak kullanılan 32 bin kişilik Kurtuba Camii’nin mihrabının cemaate göre sol tarafında, tahmini olarak 6x10 metre ebadında halı bir tablo asılıdır. Bu tablodaki Hristiyan kalabalık arasında yerde emekler pozisyonda boynunda tasma olan cübbeli sarıklı bir Müslüman resmedilmiştir.

Bu tablonun bir benzeri Sevilla’daki (İslami ismi İşbilya) Al-Qazar (İslami orijinali El-Kasr, saray demektir) sarayında asılıdır.

800 sene İslam ülkesi olarak kalmış İspanya’da bir tek Müslüman mezar taşı bırakılmamıştır.

Yine, Kurtuba Camii’nde Kilise korosu salonunda 1 metre boyunda gümüş bir azize heykeli vardır. Bu heykelin ayağının altında bir Hilal vardır. Hilal’in ağzı yukarı dik durur, Azize ayağını hilalin içine sokarak ayağının altına almıştır.

Toledo (İslami ismi Tuleytula) Katedrali’nin girişinde 1200 yıllarında Akdeniz’de bir çatışmada esir alınmış üzerinde ayetler yazılı devasa (yaklaşık 2,5x6metre) bir sancağımız asılıdır.

Toledo’nun öğrencileri sık aralıklarla o sancağın önüne getirilip gururlanmaları sağlanır.

Yukarıda bahsettiğim Azize heykelinin devasa bir benzeri Estergon’da Kanuni’nin camiye çevirdiği, tekrar kiliseye döndürülen kilisenin önünde bulunmaktadır.

Yüzlerce yıl İslam şehri kalan Belgrat’ta Budapeşte’de 3 bin yıl evvelinin Roma eserleri yeraltından binbir itina ile bulunup çıkarılmışken, nerdeyse bir tek İslam eseri, bırakılmaksızın imha edilmişlerdir.

Kapadokya’da, Anadolu’nun her hangi bir yerinde Hristiyanlara ait bir taş bulup da “bu topraklar size aittir, işte belgesi” dercesine yırtınanlara hatırlatırım.

Son günlerde Hristiyan Dünya ve İsrail, Ayasofya için tempo tutuyorlar.

Peki kaçımızın Katedral olarak kullanılan Kurtuba Camii'nden haberimiz, talebimiz var?

Yeni Zelenda teröristinin nasıl bir tarihi bilince sahip olduğunu hep birlikte gördük.

Biz ise başı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyoruz. Başta tarihimiz, her şeyimizi kaybettik.

Bin yıllık yazımızı okuyamadığımız için tarihimizi Anglikan kaynaklardan, İngiliz gözlüğüyle bakarak öğreniyoruz.

İnanıyorsanız üstünsünüz!

Bugün Mazhar Alanson, "İmza günü için bir gitar dükkânına gittim. Yok, yoktu içeride. Sanki bir Avrupa ülkesindeki gitar dükkânı gibiydi. Şimdi her şeyin böyle ulaşılabilir olması çok güzel. Eskiden gitar yoktu, şimdi her bütçeye göre gitar var. Yanımızda çalışan Türkmenistanlı bir kız var. Neden buraya geldiklerini sorduğumda bana ‘Burada her şey var’ dedi. Bana enteresan geldi. O kadar yokluklarla başladık ki şimdi her şeyin olduğunun farkında değilim" dediği için mahut çevreler çıldırdı.

Alanson'a saldırdılar.

Alanson çok gerçekçi bir değerlendirme yapmış. Bazılarının takvimden de Türkiye'den de haberleri yok.

Adam hala Avrupa'nın ne kadar ileri, Türkiye'nin ne kadar geri olduğunu sayıklıyor.

Soruyorum:

Sen Avrupa'yı gördün mü?

Hayır, görmedim diyor.

Peki görmedinse Türkiye'nin geri olduğunu nasıl anladın?

Eskiden öyle deniyormuş...

Ama o eskidendi!

Benim şahsen Avrupa'da görmediğim bir yer kalmadı. Bana göre Konya'nın Viyana'dan alt yapı, sokak ve caddelerin bakımlılığı açısından hemen hiç bir farkı yok. Amasya, Floransa ile tepişir. Örnekler saysız çoğaltılabilir.

Doktorlarımızın yaptığı ameliyatlar Avrupa'daki cerrahlardan asla eksik ve kötü değildir. Hatta daha iyi olduğumuzu biliyorum.

Sizler de mesleklerinizde aynı oranda başarılısınız.

Kendinize ve ülkenize güvenin.

Avrupalının yaptığı her şeyi kesinlikle yaparsınız.

İnanıyorsanız üstünsünüz!

Kore dizileri ve Padişahlarımız

Birinci Abdülhamid, sarayın bahçesindeyken, 1787-1791 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında, Anapa Kalesi'nin Rusların eline geçtiği haberini alınca, beyin kanaması geçirdi, oracıkta, 7 Nisan 1789'da hayatını kaybetti.

Bir süredir TRT, Kore dizileri yayınlıyor.

Koreliler, bu dizilerde Krallarının Kore'yi ve Korelileri ne kadar sevdiklerini özenle vurguluyorlar. Cumhuriyet var, demokrasi var, kral övülür mü demiyor, doğruları en yalın hali ile ekranlara aktarıyor, yansıtıyorlar.

Acaba yukarıda söylediğim padişahımızın vatan sevgisini ders kitaplarında kaçımız okuduk? Ya da kaçımız başka bir şekilde işittik...

Doğruları söylediğinizde hiç kimse gelip size padişahlık falan iddia etmez, kimse de mutlakiyete dönelim demez, bu saatten sonra Cumhuriyet de, demokrasi de riske falan girmez.

Yalnız şu var, gerçeklerin kötü bir huyu vardır, er geç ortaya çıkarlar.