Kürtlerle PKK'yı ayıralım lütfen!
90'lı yılların Kürt politikasının yansıması son günlerde daha da belirginleşmiş gibi görünüyor. Kürt deyince terör örgütü PKK'nın hatırlanması öncelikle izan ve vicdan sahibi Kürtlere bir hakaret!
Bu yönde bir algının oluşturulmaya çalışılmasında eski Türkiye'nin basiretsiz siyaseti etken ve etkili olmuşsa da halihazırda bizler de keskin bir tasnif yapmaktan kaçınırsak buna hizmet ederiz.
7 Haziran seçimlerinde tırmanışa geçirilmiş HDP oyları dolayısıyla direkt Doğu ve Güneydoğu'daki Kürtleri suçlamak da pek hakkaniyetli değil. Silah ve tehditle oyların renginin belirlenmesi, sandıklarda yapılan usulsüzlükler sebebiyle Kürt seçmeninin gerçek siyasi düşüncesini yansıtmaktan uzak sonuçlar için tüm Kürtleri zan altında bırakmak ne kadar doğru?
Gerçekte HDP'yi palazlandıranlar Doğu'da, Güneydoğu'da yaşayan gariban Kürtler değil gazetelerin köşelerini, televizyonların köşebaşlarını işgal eden ikiyüzlü, çifte standartçı, vatan düşmanı medya mensuplarıu2026 Yalılarında viskilerini yudumlayıp HDP'ye destek olan beyaz Türkleri de unutmamak lazım tabii.
Öte yandan Kürtler içerisinde de Kürt faşizminden etkilenip ya da Türkiye partisi olma iddiasına kanıp oyunun rengini belirleyenler de hayli yekün tutmuş olabilir. Emanet oylarıyla HDP'yi büyütenler, baraj altında kalmasın diye çabalayanların varlığı da kesin.
HDP-PKK ilintisi artık somut ve gizlenmeyen/gizlenmek istenmeyen deliller ışığında aşikar edilmişken PKK terörüne karşı çıkmasına rağmen HDP'ye oy vermişleri de gözden kaçırmamak lazım. Bu bir paradoks gibi görünse de kişilerin bunu etnisite aidiyet duygusu vs çerçevesinde bir dizi mantıksal sebeple gerçekleştirdiği belli.
HDP'ye oy veren Kürtlerin hissiyatı, tavırları dini ve insani paradigmalar çerçevesinde tartışılıp irdelenebilir belki. Ama kör bir nefret ve düşmanlık adına HDP'ye oy veren beyaz Türkleri, asker-polis lojmanlarından, üniversitelerden giden paralel oyları anlamakta ne kadar zorlanıyoruz?
Nişantaşı nazeninlerinin, bodrum ehli tatilcilerin, koyu Kemalist geçinenlerin, düne kadar Kürt düşmanlıklarını gizlemeyenlerin HDP'ye oy vermesini nasıl açıklamalıyız?
HDP'ye oy verdiler diye Kürtleri topyekün ihanetle suçlarken terör eylemleri, şehit haberleri sonrası tüm Kürtleri terörist ilan ederken vicdanımızı hangi dolaba kaldırmış oluyoruz!
Öte yandan, her fırsatta Türkiye'yi dış basına şikayet eden, yazılarıyla, sosyal medyadaki paylaşımlarıyla pervasızca vatana ihanetin örneğini sergileyen Türk/paralel gazetecileri, sözde entelekül/aydınları nereye oturtmak gerekir?
Her bombalı saldırı, şehit haberi sonrası ellerini keyifle ovuşturarak hükümetin zorlanacağını, AK Parti'nin eleştirileceği şehvetine kapılarak kendinden geçen yarım akıllı, ortalama medya mensuplarını hangi kategoride zikretmek lazım gelir?
Ya, vatandaş diye tescilli teröristle röportaj yapıp hükümete çakmayı hedefleyen, Türkiye masum Kürtleri öldürüyor diye aktarmalı haber yapan Türklerin gazetelerine gözlerimizi mi kapatacağız?
Kürtler bize ihanet etti, diye sloganlaşmış cümlelerle tüm Kürtleri terör zannı altında bırakmadan önce teröre hizmet eden, büyük bir hazla destek veren Türkleri görmemiz gerekmez mi?
Doğu'da, Güneydoğu'da yaşamasına rağmen risk alarak teröre destek vermeyen, ya da can-mal güvenliği sebebiyle göz yuman Kürtleri terörle yaftalamak en ağır bühtan olmaz mı?
Tüm Kürtleri terörle itham etmeden önce PKK terörü ile Kürtleri ayrı tutmak her şeyden önce doğru ve anlaşılır olmanın bir gereği. Vatana ihanet edenleri ararken de önce tüm kariyerini Türkiye, hükümet, AK Parti düşmanlığı üzerinden oluşturmuş/buna endekslemiş gazeteci, televizyoncu müsveddelere bakarsak daha mantıklı davranmış olmaz mıyız? Zira bugün PKK'ya yön verenler Kürtlerden ziyade sol düşüncesiyle devlet düşmanlığını sentezlemiş vasat Türklerdir, bunu hepimiz görmüyor muyuz?
Twitter.com/sabihadogann