Dolar (USD)
35.25
Euro (EUR)
36.79
Gram Altın
2960.79
BIST 100
9672.75
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

KÜRTLERİN SORGULAMASI GEREKEN

Bölgede her halükarda Türkiye'nin kaderini de yakından ilgilendiren hem gelişmeler yaşanıyor; hem de Türkiye'ye çok boyutlu operasyonlar çekiliyor. Aslında PKK, IŞİD, PYD, Ortadoğu, Mısır hep bu operasyonların bir ayağını oluşturuyor. Şurası çok açık ve net ki; Amerika Türkiye'yi sınır dışına operasyona zorluyor ve Türkiye girmedikçe, tüm bu saydığımız ögeleri ayrı ayrı tehdit unsuru olarak devreye sokuyor. İşin gerçeği; Türkiye'nin tüm bu operasyonlar karşısında ani hamleler yapması gerekiyor. Bu hamlelerin ani olması; bazan onların sağlıklı olmasını zorlaştırabiliyor. Tüm bunlara rağmen Türkiye'nin sınır dışında küresel aktörlerin zorladığı operasyona girmemek için direndiği ve aslında bu konuda isabet ettiğini burada belirtmeliyiz.

Özellikle Kobani'nin Işid tarafında alınması ile başlayan olayların ardından, Türkiye'nin hassas dengeler üzerinden bir siyaseti yürütmeye çalıştığı gayet net bir şekilde anlaşılıyor. Özellikle PKK ve Kürt sorunu etrafında başlayan çözüm sürecinin devamına karar verilmesi isabetli olmakla birlikte, Türkiye hükümetinin bu konuda sınırlarını tekrar güncellemesine ihtiyaç var. Çünkü süreç bazan, bir teslim olunmuşluk algısı yaratıyor. Burada anahtar rolün kürtlere düştüğünü belirteceğim. Bunun anlamı, kürtlerin bundan sonra nerede duracaklarını belirlemelerinin gerekliliğidir.

Önce bazı parametreleri ortaya koyalım. Birincisi; Hükümet, daha önceki militarist siyaseti terkederek ve aslında önemli bir risk de alarak çözüm sürecini başlatmıştır. Bu süreç, özü itibarıyla ulusçu bir bakışı merkeze almayı terkederek, kimlik ve hakları tanıma üzerine kuruludur. Haklar hiç şüphesiz bir lütuf olarak verilmez; ancak kürtlerin bunu bir imkan olarak görmeleri gerekir.

İkincisi; Kobani olayları sebebiyle PKK'nın bir kanalı, Türkiye'yi Cehenneme çevirmeye çalşıtı. Demirtaş, tam bir basiretsizlik örneği sergileyerek sokağı adres gösterdi. Sonuç; 50'ye yakın ölü. İnşaallah bundan sonra ders alır ve aynı basiretsizliğe bir daha düşmez. Sonra "benim siyasi hayatımı bitirmeye çalışıyorlar" demenin bir anlamı olmaz. Bu meselelerde, her şeyin ne kadar naif olduğunu iyi görmesi gerekir. PKK ve HDP'nin bu tür eylemleri, son kertede kürtlerin tümünü şiddetle ilzam eden bir algı üretmeye başladı. Halbuki bu algı, gerçeği yansıtmıyor. PKK ve onun siyasi uzantılarının şiddeti teşvik eden ve üreten eylemlerini bundan sonra kürtlerin daha yüksek ve kuvvetli sesle protesto etmeleri gerekiyor.

Üçüncüsü; PKK ve onun siyasi uzantılarının Türkiye'yi algılama biçimleri problemli. Özellikle BDP ve HDP Türkiye'nin imkanları ile siyaset yaparken, Türkiye'yi kaderlerini kurabileceği bir ülke olarak kurmadıkları izlenimini veriyorlar. Kimi zaman PKK ve onun siyasi uzantılarının Türkiye'yi Amerika'ya şikayetlerini ya da PKK'nın Avrupa'daki uzantılarının şiddeti Türkiye'ye yöneltmeyi içeren sözlerini nasıl anlamak gerekir? İşte tam da bu noktada, zaten geçmişten beri varolan Türk, Kürt ve diğer etnik grupların kader birliğini herkesin daha kuvvetli vurgulaması gerekiyor. Bölgedeki ayrılıkçı politikaları sürekli teşvik eden Amerika ve diğer küresel aktörlerin, uzun vadede kürtleri de mağdur edeceğini iyi bilmek gerekir.

Şu anda gelinen noktada, kürtlerin tek siyasi temsilcisinin HDP-BDP olmadığını söyleyebiliriz. Ak Parti, bu noktada önemli bir temsil düzeyine sahiptir. Üstelik Kürt nüfusu sadece Güneydoğu ve Doğu bölgelerinde değildir. Kürt popülasyonu değişmiştir; Batı şehirlerinde hem eskisine göre maddi refah olarak yükselmekte hem de kimi gettolar olmakla birlikte şehirde farklı unsurlarla içiçe yaşamaktadır.

Çözüm sürecinin belirsizliği, birçok yazar, aydın ve halkı farklı sorular sormaya itmekte; bu konuda önlerini görmek istemektedirler. Bu safhadan sonra herkesin kendisini bu toprakların ne demeye geldiğini ve İngilizler başta olmak üzere küresel vahşete yem edilmeyecek önemde olduğunu anlaması elzemdir. Kürtlerin tam da PKK ve HDP-BDP çizgisini sorgulamalarının zamanıdır.

Not: Hafta sonu 01 Kasım 2014 Cumartesi günü Sahabe Nesli Sempozyumunda İnşaallah Konya'da olacağım. Ticaret Odası Konferans Salonu'nda gerçekleşecek programda Konyalı dostlarla görüşmek dileğiyleu2026