Kürtlerin oyu kimsenin tekelinde değil
Kim ne kadar itiraz ederse etsin, bugün eğer Kürtler korkmadan “ben Kürdüm” diyebiliyorsa, rahatlıkla Kürtçe konuşabiliyorsa, çocuklarına Kürtçe isimler koyabiliyorsa, Kürtçe kaset dinleyip, Kürtçe TV izleyebiliyorsa bunda Başkan Erdoğan’ın katkısı çok büyüktür. Başkan Erdoğan’ı ve AK Parti’yi sevmeyebilirsiniz. İdeolojik ve siyasi olarak muhalif de olabilirsiniz. Ancak bu tepkiniz ve muhalif oluşunuz asla ama asla ülkeye ve ülkenin milli menfaatlerine muhalefete dönüşmemeli. Tabi ki Kürtlerin geçmiş kadar olmasa da bugün de sorunları vardır. Ama Türkiye’de sorunu olan sadece Kürtler mi? Türklerin veya Arapların sorunu yok mu? Tabi ki herkesin sorunu var.
Bakın AK Parti öncesi Türkiye’de Kürtlerin geri
bırakılmışlığı, dışlanmışlığı, ötekileştirilmesi, yok sayılması yani inkârı
gibi birçok sorun vardı. Ancak gerçekten son 20 yılda bu sorunları renk, dil ve
parti ayrımı yapmadan Allah rızası için çözmeye çalışan ve büyük oranda da
çözmüş bir iktidar vardır. Her şey dört dörtlük mü tabi ki hayır, eksiklik
aksaklık yok mu? Tabi ki var.
Kürt seçmen kime oy
verecekmiş? Tabi ki Kürt seçmen oyları 2023 yılı seçimleri için çok önemli. Ama
Türk seçmen oyları önemsiz mi? Neden kimse “Türkler”
veya “Araplar” veya “Lazlar” kime oy verecek diye sormuyor
da illa ki Kürtlerin tercihi merak konusu?
Bu söylemler kesinlikle Kürtlere hakarettir.Kürtleri iradesiz ve köle bir
toplum gibi gösterme gafletidir. Şüphesiz her Kürt, kendi beynine ve kendi
bedenine hükmetme hak, yetki ve becerisine sahiptir. Hiçbir Kürdün oyu, hiçbir
parti için çantada keklik de değildir.
Bakın şunu asla kimse unutmasın! “Kürtler
hiçbir zaman köle bir toplum olmadılar ve olmayacaklar. Diğer bütün etnik
unsurlar kadar iradeli, onurlu, gelenek ve göreneklerine, hem dinine hem de
dilinebağlı kadim bir halk topluluğudur.”
Hiçbir yapı ve grup, parti ve siyasi kişilik tüm Kürtler
adına, toptancı bir yaklaşımla irade ve siyasi hedef ortaya koyamaz. Tüm
Kürtler adına konuşamaz. Bu kimsenin hakkı da haddi de değildir. Kürtlerin oyu kimsenin tekelinde değildir. Kürtler köle ve
hizmetçi bir toplum hiç değildir. Bakıyoruz son zamanlarda konu genelde seçim
olup, Kürt oylarına ihtiyaç hâsıl olunca göstermelik Kürt dostları peydah
oluyor. Kimse kimseyi kandırmasın.
Ortada yaşanmış bir tarih, acılarla dolu bir hikâye var. Kürtlere bu güne kadar
kim düşman kim dost oldu hepsi bellidir. Kürtler yeminli Erdoğan düşmanlarının
göstermelik, riyakâr desteklerine muhtaç da değildir. Onların üç kuruşluk
siyasi hesapları için, kullanmak isteyecekleri rakı masası mezesi hiç değildir.
CHP Kürt sorununda meşru muhatap HDP derken, iki önemli
noktada mutlaka kamuoyuna açıklama yapması lazım; Birincisi “Kürt sorunu” derken sorunu nasıl
tanımlıyor, neyi veya hangi sorunları Kürt sorunu olarak görüyor? İkincisi Kürt
sorunu dediği sorunu nasıl çözecek? HDP ile nasıl uzlaşacak, masaya oturacak? Misal CHP, AK Parti’nin kaldırdığı ve yıllarca Türk etnik
ırkına mensup olmayan çocuklara, “Türküm,
doğruyum, varlığım Türk varlığına armağan olsun” dedirten andımızı
tekrardan geri getirecek mi yoksa iyi ki kalktı mı diyecek? Bunun yanında CHP,
Kürtlerin bir kesimimin çözüm bekleyen talepleri arasında olan “anadilde eğitim” ve “vatandaşlık tanımımın değişmesi”
talepleri için nasıl bir yol bulacak? Buna sıcak bakacak mı?
Yoksa bu konularda
hiç suya sabuna dokunmadan maksat yeşillik olsun da İstanbul seçimleri gibi
2023 Cumhurbaşkanı seçiminde Kürt oylarını almak için oyalamakla uğraşacak, topu
taca mı atacak? CHP bence ne kendi seçmenine ne de HDP seçmenine dürüst
davranmıyor. Kendi partilerini ziyarete gelmiş HDP ile ortak foto vermeyen,
ortak basın açıklaması yapmayan, buna cesaret dahi etmeyen bir CHP, nasıl
olurda HDP ile Kürt meselesinde yan yana gelecek,bu sorunları çözecek? Velhasıl kelam, işin özü; “Dert, Kürt sorunu değil, tarihi 2023 seçimleri için çok ama
çok lazım olan Kürt oyu.”