Kürtlerin eli havada!
"Çözüm süreci bu açıklamayla bitmiştir, çökmüştür, tükenmiştir!"
Son günlerde birçok muhalefet partili siyasetçiden ve gazeteciden yukarıdaki cümlenin aynısını duyuyoruz. Durum bildirmiyor sevinç gösteriyorlar adeta. Zaten açıklamalarının devamında bu işe sevindiklerini saklamıyorlar.
Habur provokasyonu ile Açılım süreci kesintiye uğrayınca BDP'li bir vekilin kameralar önündeki sevincini hatırladım. "Açılım bitmiştir arkadaşlar" derken az kalsın eliyle de alkış tutacaktı. Açılım'ın bitmesinin yine kan akması anlamına geldiğini bile bile gülerek yapmıştı açıklamasını.
***
Şimdi de önce Cemil Bayık, ardından da KCK, kendileriyle çelişmek pahasına çekilmeyi durdurduklarını açıklayınca bazılarını çok sevindi.
Sürecin çöktüğünden, bittiğinden bahsediyorlar. Biten kendileri farkında değiller. Çünkü sürecin bitmesinin tek anlamı vardır o da ölümlerin devam edeceğidir! Bunu isteyenin kendisi bitmiştir!
***
İmralı'dan Kandil'e, BDP'den KCK'ya kadar hepsi, Çözüm sürecinin birinci aşamasının ve ilk şartının silahlı güçlerin çekilmesi olduğunu söylemişti. Sonra sürecin yürütüleceği ikinci aşama, en sonunda ise normalleşme yani PKK'nın tamamen silahlarını bırakacağı üçüncü aşamaya gelinecek.
Kandil'den gelen tehditlere rağmen, sürecin sivil siyaset ayağını temsil eden BDP sessizliğe gömülüyor.
Başbakan Erdoğan'ın "Çekilme yüzde 20'lerde" şeklindeki açıklamalarını da tashih eden güçlü bir rakam koyamadılar ortaya. Sadece Demirtaş bir ara "Sanıyoruz daha fazladır" minvalinde bir şeyle söyledi, o kadar.
***
Çekilmenin "durdurulmuş" olmasının çözüm sürecini de bittiği anlamına gelmediğini herkes biliyor.
Sürekli Kandil rol çaldıkça, BDP'nin by-pass edildiği izlenimi oluşuyor. Gezici medya da silahsız siyaset üretecek gücü olan BDP'ye değil daha çok Kandil'e mikrofon tutuyor.
PKK, elinde silah olmadan kendi tabanındaki gücünü yitireceğinden çekindiği için sürekli "Bak vururum ha!" modunda.
Böyle yaparak, Hükümetin atacağı her türlü demokratik adımın, bu tehditlerle kazanıldığı algısını oluşturmak istiyorlar.
TRT Şeş'in açılmasına şiddetle karşı çıkan Kandil, oraya çıkan sanatçıları 'hain' ilan etmiş, diğer Kürtçe kanallara çıkmaları da engellenmişti.
PKK gibi Hükümet'in 'Ak' dediğine 'kara' demeyi muhalefet sanan partiler de TRT Şeş'in açılmasının "Anayasa'ya aykırı" olduğunu belirterek karşı çıkmıştı.
***
Çözüm sürecinin bitmesi için ellerini ovuşturanlar, bölgedeki genel havayı teneffüs edemediklerinden, yanılgı içinde.
Bölge halkı otuz yıl sonra ilk kez barışın tadına vardı. BDP "İkinci Gezi kalkışması" için önceki gün çağrı yapmasına rağmen Taksim'e çıkanlar yine de marjinal kaldı.
Otuz senedir ölümlerden bıkan insanlar, 10 aydır kanın akmadığını ve yanı başlarındaki Suriye'de yaşananları görüyor.
***
Çekilmenin "Durduğunu" ilan edenler, eskisinden beter bir "savaş" için çağrı yapanlar, karakol basıp Mehmetçik mi öldürecek? Bunu yaptıkları zaman Kürtlerin onları alkışlayacağını mı sanıyorlar?
Geçen Haziran'da Şırnak'ın Gülyazı köyünde PKK tarafından taciz ateşi açılınca halk, sabaha dek Mehmetçiğe kalkan olmadı mı?
Şu anda Kürtler, tokadını havaya kaldırmış durumda.
Ölüm çağrısı yapana yapıştıracak!