Kurtla kuzu aynı safta
Bugünkü yazımıza şöyle bir soru sorarak başlamak istiyorum. Erdoğan iktidarına kimler karşı? Bu sorunun cevabının Erdoğan’ın başarısı ile yakından alakalı olduğunu düşünüyorum. Gelin özetle Erdoğan’ın yaptıklarına bir bakalım.
Erdoğan’la
birlikte ülkemiz darbeler ve vesayet sisteminden kurtuldu. ABD içerde eskisi
gibi her istediğini yapamıyor ve yaptıramıyor. Zaman zaman saman alevi gibi
parlamalar olsa da vesayet artık eski gücünde değil. İnançlar üzerindeki
baskılar kalktı. Türkiye artık kültürel, milli ve dini değerlerine sahip
çıkıyor. Devletine küstürülen kesimler devletin yanında saf tutuyor.
Güçlü
ve modern, donanımlı bir orduya sahip olduk. PKK bitme noktasına geldi. FETÖ
ihanet çetesi devletimizin hücrelerinden temizlenince içerden ve dışardan
operasyonlara maruz kalan Türkiye operasyon yapan güçlü bir ülke konumuna
geldi.
Türkiye
büyüyor ve her alanda altyapısı yenileniyor. Büyük teknolojik atılımlar
oluyor. Ülkemiz modern otobanlarla, köprüler, havayolları ile buluşmaya devam
ediyor. Yüzlerce baraj, santral ve fabrika hizmete girdi. Türkiye, modern hasta
haneleri sayesinde salgın dönemini en az kayıpla atlatan ülke konumunda.
Türkiye,
ekonomik büyümesine paralel olarak dünya ekonomisinden daha çok pay alıyor.
Milli gelirimiz 1 trilyon dolar sınırına yaklaştı. Savunma sanayiinde İHA ve
SİHA teknolojisi ile dünyada ilkleri başarıyoruz. İlk otomobilimiz, ilk TCG
Anadolu uçak gemisi, ilk Milli Muharip uçağımız, ilk balistik füze sistemleri
Erdoğan döneminde envantere girdi. Tankları, topları, helikopterleri, ağır
silah sistemlerini saymaya kalkarsak bu satırlara sığdıramayız.
“İş bilenin kılıç kuşananındır” Erdoğan işini bilen, zekâsı ve yönetsel
becerisi güçlü, vizyoner dünyada çok az liderden biridir. Göreceksiniz, Türkiye
2023’ten sonra daha da büyüyüp güçlenecektir.
Bu güç, Türkiye’nin her karışına yansıyacak.
Burada
şu notu düşelim; bizim gibi ülkelerde güç ve kuvvet sadece ekonomik gelişme ile
ölçülmemelidir. Maneviyatı güçlü ve kendi değerlerine sahip çıkan
insanların varlığı ile de ölçülmelidir. Bu konuda çekincelerim var ancak eksikliklerin
giderileceğini düşünüyorum.
Benim
asıl korkum bugünkü güçlü tablonun Erdoğan sonrasında tersine dönme
ihtimalidir. Geçmişte Türkiye’nin ilk otomobili Devrim’in üretimden nasıl
kaldırıldığını bilmeyeniniz yoktur. Türkiye’nin CHP’li dönemleri beni bu
endişeye sevk ediyor.
Dün
Osmanlı’nın yıkılışında olduğu gibi bugün de zıt bileşenleri, farklı düşünce ve
ideolojik yapıları kim ve hangi amaç için bir araya getiriyor? Daha açık
konuşalım, CHP ile Saadeti, HDP ile İyi Parti’yi aynı ittifak içinde kimler
buluşturuyor?
Kurtla
kuzuyu, üstat Necip Fazıl’ın ifadesiyle “baba
katili ile baban aynı safta!” Kim aynı masada buluşturuyor? Endişelerim
sizce de yersiz mi?
Gazeteci
Fuat Uğur’un yazdıklarından öğreniyoruz. CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay,
FETÖ firarisi önde gelen bir ismin YouTube kanalında Türkiye aleyhindeki her
türlü yalan ve tezviratı meşrulaştırma çabasına giriyor. PKK ile olduğu gibi
FETÖ ile de muhabbet çok derin…
CHP’li
bir diğer isim Fikri Sağlar ise, “Milyonların
tutuklandığı, yüzbinlerin işkence gördüğü, binlerce insanın işkenceden
öldürüldüğü, 52 gencin idam edildiği, makat coplarının, Filistin askılarının
moda olduğu…” 12 Eylül darbesinin korkunç tablosuna methiyeler
diziyor. Türkiye, maalesef uzun yıllar böyle bir zihniyet tarafından
yönetilmiştir.
Bu
zihniyet sahiplerinin milletimizin inancında ve sinesinde açtığı yaralar o
kadar derin ki hala iyileşmiş değil. Hangi vicdan sahibi Menderes’in idamını,
ezan yasaklarını ve inançlara baskıyı unutabilir? CHP dönemlerinde diz boyu
yoksulluğu ancak çekenler bilir. Ben, milletimizin Türkiye’nin o eski karanlık yıllarına
geri dönmesine izin vereceğini düşünmüyorum.
“Dünya
beşten büyüktür.” Türkiye ise maneviyatı ve kendi değerleriyle dünyadan
büyüktür. Türkiye soy atlar gibi yerinde duramıyor. Artık engellenmesi çok zor…
“Türkiye
Yüzyılı” kutlu olsun.